Köken
“Kulak” kelimesi, Eski Türkçede “kulkak” ya da “kulġak” biçiminde kullanılmış olup doğrudan “işitme organı” anlamına gelirdi. Zamanla ses yapısında meydana gelen değişimlerle bu kelime günümüzdeki halini almıştır.
Kullanım Alanları
- Giyim: Soğuktan korunmak amacıyla kulağa takılan, genellikle yün veya kumaştan yapılan aksesuar.
Örnek: Kışın dışarı çıkarken kulaklık takmayı unutma.
- Tıbbi malzeme: Doktorların kalp atışlarını ve diğer iç sesleri dinlemek için kullandığı stetoskopun kulağa takılan kısmı.
Örnek: Doktor kulaklığını takarak hastayı muayene etti.
- Geleneksel kullanım: Başlık, takke veya bazı dini giysilerde kulağı kapatan bölüm anlamında.
Örnek: Dervişin giydiği serpuşun kulaklığı sarkmıştı.
- Mecaz/anlam kayması: Bir şeye geçici olarak kulak verme ya da kısa süre dinleme anlamında, halk arasında zaman zaman mecazi biçimde kullanılabilir.
Örnek: Bu tartışmalara kulaklık bile etmem.