Meta-analiz, belirli bir konuda yapılmış birbirinden bağımsız, nicel araştırma sonuçlarının sistematik, objektif ve istatistiksel yöntemlerle birleştirilerek yeniden yorumlanması sürecidir. Literatürde "analizlerin analizi" olarak tanımlanan bu yöntem, araştırma bulgularını tek tek incelemek yerine ortak özellikler taşıyan çalışmaların nicel verilerini bir araya getirerek daha genel ve güvenilir sonuçlara ulaşmayı hedefler.
Tarihçe ve Gelişim Süreci
Analitik prosedürlerin araştırma sonuçlarını birleştirmek amacıyla kullanılması 20. yüzyılın başlarına, özellikle Pearson’un (1904) korelasyon katsayılarını topladığı çalışmasına kadar uzanır. Ancak "meta-analiz" terimi ilk kez Gene V. Glass tarafından 1976’da ortaya atılmıştır. Glass, bu yöntemi klasik literatür taramasından ayıran temel özelliğin istatistiksel temele dayanması olduğunu vurgulamıştır. Ardından Hedges & Olkin (1985), Hunter & Schmidt (1990) ve Rosenthal (1991) gibi bilim insanları meta-analiz tekniklerinin kuramsal ve pratik temelini güçlendirmiştir.
Meta-Analizin Gerekliliği
Günümüzde bilimsel araştırmaların sayısı hızla artmakta ve bu çalışmalar sıklıkla çelişkili sonuçlar doğurmaktadır. Bu durum, özellikle uygulamalı alanlarda karar vericilerin ve politika yapıcıların güvenilir bilgiye ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Klasik literatür taramaları genellikle betimleyici nitelikte olup, araştırmacının öznel yorumlarına açıktır ve yayın yanlılığına (publication bias) karşı duyarlılıkları düşüktür. Oysa meta-analiz, güçlü istatistiksel araçları sayesinde bu sınırlılıkları aşar ve bilimsel birikimi daha objektif bir biçimde özetleme imkânı sunar.
Temel Kavramlar ve Aşamalar
Meta-analiz süreci, yedi temel aşamadan oluşur:
- Problemin tanımlanması
- Dahil edilme kriterlerinin belirlenmesi
- İlgili çalışmaların toplanması
- Çalışmaların kodlanması ve sınıflandırılması
- Etki büyüklüğünün (effect size) hesaplanması
- Verilerin analiz edilmesi ve model seçimi (sabit vs. rastgele etkiler modeli)
- Sonuçların yorumlanması ve raporlanması
Etki Büyüklüğü (Effect Size)
Meta-analizlerde araştırmalar arası karşılaştırmayı mümkün kılan birim, "etki büyüklüğü"dür. Cohen’in d’si (1988) bu bağlamda en sık kullanılan ölçütlerden biridir ve deney ile kontrol grubu ortalamalarının farkının standart sapmaya bölünmesiyle elde edilir. Etki büyüklüğü, bir uygulamanın etkisinin yönü ve şiddeti hakkında fikir verir.
Sabit ve Rastgele Etkiler Modeli
Meta-analizde kullanılan iki temel istatistiksel model vardır:
- Sabit etkiler modeli, tüm çalışmaların aynı gerçek etki büyüklüğünü paylaştığını varsayar.
- Rastgele etkiler modeli, çalışmalarda etki büyüklüğünün değişebileceğini kabul eder. Bu model, daha geniş genellemeler için tercih edilir.
Yayın Yanlılığı ve Düzeltici Yöntemler
Meta-analizler, yalnızca yayınlanmış çalışmalar üzerinden yürütüldüğünde yayın yanlılığı riskiyle karşı karşıya kalabilir. Özellikle istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar taşıyan çalışmaların yayımlanma olasılığı daha yüksektir. Bu durum "dosya çekmecesi problemi" olarak da bilinir. Rosenthal’in "failsafe N", Orwin’in uyarlanmış hesaplama yöntemleri, Egger testi ve huni grafikleri gibi çeşitli yöntemlerle bu yanlılığın ölçümü ve etkisinin azaltılması mümkündür.
Veri Toplama, Kodlama ve Analiz Araçları
Meta-analiz çalışmalarında kullanılan araştırmalar belirli kriterlere göre seçilir ve SPSS, Excel gibi yazılımlar aracılığıyla kodlanır. Bu kodlama sürecinde bağımsız değişkenler (örneklem büyüklüğü, uygulama süresi, ölçme aracı vb.) ve bağımlı değişkenler (başarı, tutum, kaygı gibi) dikkate alınır. Her çalışma, etki büyüklüğü ve varyansı ile analiz edilir ve homojenlik testleri (örn. Q testi) aracılığıyla veri kümesinin yapısı değerlendirilir.
Uygulama Alanları ve Katkıları
Meta-analiz yöntemi tıp, eğitim, psikoloji, ekonomi gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Özellikle eğitim politikaları geliştirmede, öğretim yöntemlerinin karşılaştırılmasında ve program değerlendirme çalışmalarında yaygın biçimde tercih edilmektedir. Meta-analiz sadece geçmiş araştırmaların sentezlenmesini değil, aynı zamanda yeni çalışmaların tasarlanması sürecinde de rehberlik edici olabilir. Önceki meta-analiz bulgularına göre bazı değişkenlerin etkisiz olduğu görülmüşse, bu değişkenlerin yeni araştırmalarda dışlanması zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacaktır.
Meta-analiz, bilginin sistematik, objektif ve bilimsel ilkelere uygun şekilde birleştirilmesi açısından çağdaş araştırma dünyasında vazgeçilmez bir yöntem hâline gelmiştir. Gerek sonuçların genellenebilirliğini artırması, gerekse literatürdeki çelişkili bulgulara açıklık getirmesi bakımından araştırma sentezinde önemli bir araçtır. Ancak bu yöntemin dikkatli ve doğru bir biçimde uygulanması, verilerin titizlikle seçilmesi ve yorumların bağlamdan koparılmadan yapılması gerekir.


