Türkiye'nin İzmir ilinin Torbalı ilçesi sınırlarında, Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan Metropolis Antik Kenti, tarih öncesinden Bizans dönemine kadar yerleşimin sürdüğü önemli bir arkeolojik alandır. Adını, Ana Tanrıça anlamına gelen "Meter Gallesia"dan alan kent, Gallesion Dağı'nın eteklerinde kuruludur. Yerleşim izleri Neolitik Dönem’e kadar uzanan Metropolis, özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde kültürel, dinsel ve siyasi açıdan önemli bir kent konumundadır. Kentte yürütülen kazı çalışmaları 1989 yılında başlamış, 2014 yılında ise ören yeri statüsü kazanarak ziyarete açılmıştır.
.jpg)
Metropolis Ören Yeri (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihçe
Metropolis, M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos Krallığı döneminde, Lyzimachos’un adamları tarafından kurulmuştur. Kentin ismi, kentin koruyucu tanrıçası olan Ana Tanrıça Gallesia’ya atfen verilmiştir. Şehre adını veren tanrıçanın heykeli Uyuzdere mevkiindeki kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Metropolis’in bulunduğu bölgedeki yerleşim geçmişi ise Neolitik Dönem’e, Tepeköy, Dedecik ve Kuşçuburun gibi alanlara kadar geri gitmektedir.
Kent ilk kez 17. yüzyılda J. Spon ve G. Wheler adlı Avrupalı gezginler tarafından tanımlanmış, 19. yüzyılda ise İzmirli araştırmacı A. Fontier tarafından yazıtlar ve topoğrafya çalışmalarıyla tanımlanmıştır. Metropolis, Helenistik Dönem'de önemli bir şehir olarak gelişmiş; Roma döneminde ise yerleşim yamaçlardan ovaya doğru yayılmıştır. Bizans döneminde piskoposluk merkezi haline gelmiş olan kent, 14. yüzyılda Aydınoğulları Beyliği idaresine geçmiştir. Bu dönemden sonra Metropolis terk edilmiş ve yerleşim Torbalı’ya taşınmıştır.
Kent Yapıları
Metropolis antik kenti, farklı dönemlere tarihlenen kamusal, dinsel ve özel yapılarıyla dikkat çeken zengin bir yerleşim dokusuna sahiptir. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait bu yapılar, kentin sosyal, siyasi ve kültürel yaşamına dair önemli bilgiler sunar. Anıtsal mimari örnekleri arasında tiyatro, bouleuterion, stoa, gymnasion, hamam yapıları ve peristilli ev gibi işlevsel ve estetik açıdan öne çıkan yapılar yer almaktadır.
.jpg)
Metropolis Ören Yeri (Türkiye Kültür Portalı)
Tiyatro
Doğal bir yamaca inşa edilmiş tiyatro, Helenistik Dönem’de inşa edilmiş, Roma döneminde ise sahne binası genişletilmiş ve zemini mermer döşeme ile kaplanmıştır. 8.000-10.000 kişilik kapasiteye sahip tiyatroda orkestra, sahne binası, oturma yerleri ve soylu koltuklar bulunmaktadır. Bu koltukların arkasında Zeus’un yıldırım demeti ve kalkanlı Ares kabartmaları yer almaktadır. Helenistik dönemin mermer işçiliğini yansıtan tiyatro, M.S. 4. yüzyıldan itibaren işlevini yitirmiştir.
.jpg)
Metropolis Ören Yeri (Türkiye Kültür Portalı)
Peristilli Ev
Tiyatronun güney yamacında yapılan kazılarda ortaya çıkan peristilli ev, Roma döneminde yaşamış zengin bir Metropolis sakinine aittir. Mermer levhalarla kaplı geniş bir avlu etrafında çok sayıda mekândan oluşan yapı, renkli duvar sıvaları ve zengin buluntularıyla dikkat çeker.
Akropolis
Kent akropolisi, 16.000 m²'lik bir alanı kapsamakta ve tüm Torbalı Ovası’na hâkim bir konumda yer almaktadır. M.Ö. 3000’lerden itibaren yerleşim gördüğü tespit edilen akropolis, Helenistik Dönem’de güçlü surlarla çevrilmiştir.
Bouleuterion (Meclis Binası)
Metropolis Bouleuterion’u, M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilmiştir. 350 kişi kapasitelidir ve kent yönetiminin yürütüldüğü önemli kamu yapılarındandır. Bu yapıda meclis üyeleri, kentle ilgili kararları alırlardı.
Stoa
M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen Dor düzenindeki stoa, iki sütun sırasıyla taşınmaktadır. Dini törenlerin yanı sıra felsefi ve ticari etkinliklere de ev sahipliği yapmıştır. Stoa’nın sütunları üzerinde yapımına destek olan kişilerin adları yer almaktadır. Bu yazıtlar, sponsorluk kurumunun erken örneklerini göstermesi açısından önemlidir.
Kazı Çalışmaları
Metropolis kazıları 1989 yılında Prof. Dr. Recep Meriç başkanlığında, Efes Müzesi ile iş birliği içinde Uyuzdere Ana Tanrıça Kült Mağarası’nda başlamıştır. 2006 yılından itibaren kazı çalışmaları Prof. Dr. Serdar Aybek tarafından yürütülmektedir. Kazılar sonucunda Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çok sayıda yapı ve eser gün yüzüne çıkarılmıştır. Antik kent, 2014 yılında ören yeri statüsüne kavuşarak ziyarete açılmıştır.


