Bugün burada, Türk düşünce hayatının önemli figürlerinden biri olan Nurettin Topçu’nun fikir dünyasına, özellikle onun “çalışma ahlakı” anlayışına dair tespitleri paylaşmak üzere bulunmaktayım.
Modern çağın bireyi, çalışma kavramını genellikle maddi kazanç, mesleki kariyer ya da toplumsal statü ile ilişkilendirmektedir. Ancak Nurettin Topçu’nun perspektifinde çalışma, salt ekonomik bir zorunluluk olmaktan öte, bir ahlâkî eylem ve hatta bir ibadet sorumluluğudur. Topçu’ya göre çalışan insan, yalnızca alın teri döken bir üretici değil, ruhunu yoğuran, varlığını anlamlandıran ve Allah’a karşı vazifesini yerine getiren bir varlıktır.【1】
Topçu bu konuda şöyle der: “İş, insanın iç âleminden fışkıran bir vecd hareketidir.”【2】 Bu vecd, coşku ve adanmışlıktan oluşan içten gelen bir zorunluluk olup, çalışmayı insanın kendisini, çevresini ve nihayetinde Yaratıcısına karşı sorumluluğunu gerçekleştirme biçimi haline getirir. Bu anlamda Topçu’nun çalışma ahlakı anlayışı, kapitalist dünyanın fayda odaklı iş ahlakından tamamen ayrılmaktadır.
Topçu’nun üzerinde özellikle durduğu kavramlardan biri de meslek ahlakıdır. Ona göre meslek, sadece geçim aracı değil, bir “vecibe” yani bir yükümlülük ve hizmet alanıdır. Hangi meslek icra edilirse edilsin, o iş “ibadet ciddiyeti” ile yapılmalıdır. Topçu’nun ifadesiyle: “İnsan ruhunu mesleğine verecek; o meslek, onun için bir kazanç değil, bir vecibe olacaktır.”【3】
Günümüz eğitim sisteminde ise öğrencilerimize yalnızca meslek kazandırmak hedeflenmektedir. Oysa Topçu, eğitimin asıl amacının ahlâk inşası olduğunu savunur. Çünkü meslek, ahlâk ile birleşmediğinde insanı yüceltmeyip, yalnızca mekanik bir araç haline gelir.【4】
Topçu’nun çalışma ahlakı anlayışı, sadece bireysel değil, toplumsal bir meseledir. Ona göre tembellik sadece bireysel bir eksiklik değil, toplumun ahlâkî çöküşünün göstergesidir. Toplumun dirilişi, çalışmayı ibadet bilen bireylerle mümkündür. Topçu bu durumu şöyle ifade eder: “Çalışma, fert ile cemiyet arasında Allah adına kurulmuş mukaddes bir köprüdür.”【5】 Bu köprünün temelinde adalet, emek ve fedakârlık bulunmaktadır. Kapitalist sistem bireyi başarı ve rekabet odaklı teşvik ederken, Topçu bireyi fedakârlık ve hizmet anlayışıyla hareket etmeye çağırır. Bu yönüyle onun düşünceleri yalnızca ahlâk felsefesi değil, aynı zamanda siyaset ve sosyoloji alanlarında da yol göstericidir.
Son olarak, eğer bugün gençlere rehberlik edecek bir ahlâk sistemi arıyorsak, Topçu’nun “çalışma”ya yüklediği anlamı yeniden hatırlamak zorundayız. Çalışmak, yalnızca bir iş yapmak değil; ruhun uyanışı, insanın kendine ve topluma karşı vazifesini yerine getirmesidir. Topçu, gençliği şu şekilde tanımlar: “İman ve aksiyon adamı.”【6】 Yani inancını hayata geçiren, sadece düşünen değil hareket eden, yalnızca bilen değil o bilgiyi toplumun hizmetine sunan bir gençliktir. Bu gençlik, çalışmayı ibadet bilen gençliktir.
Sözlerimi Nurettin Topçu’nun şu veciz ifadesiyle tamamlamak isterim: “İnsan, yaptığı iş kadar insandır. Yaptığı işi ruhuyla yoğurmadıkça ne insan olur, ne de iş kıymet bulur.”【7】 Hepimizi bu ruh ve idrakle, bu ahlâkî duruşla çalışmaya davet ediyorum.