“Rage bait”, çevrimiçi ortamda öfke ve kızgınlık gibi olumsuz duyguları özellikle tetiklemek üzere tasarlanan, kışkırtıcı, rahatsız edici veya saldırgan içerikleri ifade eden bir terimdir. Bu tür içerikler, başta sosyal medya olmak üzere dijital platformlarda etkileşim (tıklama, yorum, paylaşım) ve trafik artırma amacıyla üretilmektedir. Oxford University Press, terimi “belirli bir web sayfasına veya sosyal medya içeriğine trafiği ya da etkileşimi artırmak için genellikle çevrimiçi ortamda yayımlanan, öfke veya infial uyandıracak şekilde kasıtlı olarak tasarlanmış içerik” biçiminde tanımlamaktadır.【1】
Terim, işlev bakımından “clickbait” (tık tuzağı) ile benzerlik taşımakla birlikte, özellikle merak yerine öfke gibi yoğun olumsuz duygulara odaklanmasıyla ayrışmaktadır. Kullanımda zamanla “rage-baiting” (öfke yemi atma eylemi) ifadesi ve pazarlama bağlamında “outrage-bait marketing” gibi türevler ortaya çıkmıştır.【2】

Oxford University Press Yılın Kelimesi Olarak Rage Bait'i Seçti (Oxford University Press)
Tarihçe ve 2025 Oxford Word of the Year
“Rage bait” ifadesi, Oxford University Press’in incelemesine göre ilk kez 2002 yılında bir Usenet paylaşımında, diğer sürücülerin selektör yapmasına karşı kasten kışkırtıcı tepki veren sürücülerle ilgili bir bağlamda kullanılmış; daha sonra internet argosunda, özellikle viral paylaşımlar ve tweet’ler üzerinden yaygınlaşmıştır. Zamanla, belirli içeriklerden çok, koca bir içerik ekosistemini ve bu ekosistemi yönlendiren platformları ve üreticileri eleştirmek için kullanılan bir üst kavram hâline gelmiştir.
Oxford University Press, 2025 yılı için düzenlediği Word of the Year (Yılın Kelimesi) sürecinde “rage bait”, “aura farming” ve “biohack” terimlerini kısa listeye almış; kamuoyunun oylamasını ve dil verilerinin analizini içeren değerlendirme sonunda “rage bait”i yılın kelimesi ilan etmiştir. Terimin kullanım sıklığının son 12 ayda yaklaşık üç kat arttığı, seçimin gerekçeleri arasında vurgulanmıştır.
Oxford’un açıklamasında “rage bait”in yükselişinin, dijital çağda dikkat, etkileşim ve etik tartışmalarının geldiği noktayı yansıttığı; “brain rot” gibi önceki yılın kelimeleriyle birlikte ele alındığında, sosyal medyanın zihinsel esenlik ve çevrimiçi davranış üzerindeki etkilerini anlamak için bir dil haritası sunduğu belirtilmektedir. 【3】
Dijital Kültürde Ortaya Çıkışı ve Trolling ile İlişkisi
Rage bait, daha eski bir çevrimiçi pratik olan “trolling” geleneğiyle yakından bağlantılıdır. İnternet forumlarında ve sosyal medyada “troll” olarak anılan kullanıcılar uzun süredir bilinse de, kısa video platformlarının, özellikle TikTok’un yükselişiyle, amaçlı öfke kışkırtma taktikleri belirgin bir format kazanmaktadır.
Bazı araştırmalarda, “rage-baiting” ifadesi “sırf seni sinirlendirmek, böylece videoyla daha çok etkileşime girmeni sağlamak için özel olarak tasarlanan video” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tür videolarda üreticinin hedefi, izleyicinin öfkesini tetiklemek, ardından binlerce hatta milyonlarca beğeni, yorum ve paylaşım üzerinden popülerlik elde etmektir.
Araştırmada, “insult troll” (hakaret eden troll), “offended troll” (sürekli alınmış görünen troll), “show-off troll” (bilgisi sınırlı olduğu konularda kışkırtıcı çıkışlar yapan troll) ve “look at me troll” (maksimum dikkat için uç davranışlar sergileyen troll) gibi farklı troll türleri sayılmakta; rage bait’in bu tipolojilerle kesiştiği belirtilmektedir.【4】
İçerik örnekleri arasında, market raflarındaki dondurmayı açıp yalayarak yerine koyma gibi 2019 tarihli “gıda tahribatı” trendi; çikolata barlarını “yanlış” şekilde yeme; kasıtlı telaffuz hataları yapma; restoran çalışanlarına karşı kabalık sergileyen videolar ve spor salonu ile kırmızı halı sahnelerinde çizilmiş roller yer almaktadır. Bu videoların önemli bir kısmı kurmaca olmasına rağmen, izleyicilerin bir bölümü kurgudan haberdar değildir ve duygusal tepki gerçek bir olaya verilmiş gibi ortaya çıkmaktadır.【5】

Öfke Yemleme Mekanizmasına Dair Bir Şablon (Yapay Zeka İle Oluşturuldu)
Algoritmalar, Duygusal İçerik ve Yayılım Dinamikleri
Sosyal medya araştırmaları, öfke ve ahlaki içerik yüklü mesajların çevrimiçi ortamda diğer duygusal içeriklere göre daha hızlı ve geniş ölçekte yayıldığını göstermektedir. Sosyal ağlarda “öfke” içeren iletilerin “üzüntü, tiksinti veya neşe” içerenlere göre daha sık paylaşılmaktadır.
“Rage bait” bağlamında bu bulgular, algoritmaların kullanıcı etkileşimini ödüllendirme mantığıyla birleştiğinde, öfke uyandıran içeriklerin sistematik olarak avantajlı hâle gelmesine yol açmaktadır. Oxford’un açıklamasında da, bu tür içeriklerin özellikle “performative politics” ve komplo teorisi tabanlı dezenformasyon ağlarında “rage farming” (öfke çiftçiliği) adı verilen stratejik bir çerçeve içinde kullanıldığı belirtilmektedir.【6】
Psikoloji ve medya araştırmalarını derleyen bir değerlendirmede, olumsuz duyguların dikkat ve hafıza üzerinde güçlü etkileri olduğu; kullanıcıların genellikle kendi görüşlerini tehdit eden veya kimliklerine saldırı hissi yaratan içeriklere daha yoğun tepki verdiği, bu nedenle öfke yüklü paylaşımların yorum ve alıntı yoluyla daha fazla çoğaldığı ifade edilmektedir.
Ergenlerin önemli bir bölümünün sosyal medya platformlarını yoğun biçimde ve her an erişilebilir şekilde kullandığı; bu ortamların duygusal iklimi ve etkileşim kültürünün, gençlerin gündelik deneyimlerinin ayrılmaz bir parçası hâline geldiği gösterilmektedir. Bu bağlamda, öfke merkezli içeriklerin gençler üzerindeki etkisi ayrıca önem kazanmaktadır.【7】
Pazarlama, Siyaset ve Ekonomi Alanında Rage Bait
“Rage bait”, yalnızca bireysel kullanıcıların değil; ticari markaların, girişimlerin ve siyasi aktörlerin de başvurduğu bir içerik stratejisidir. Özellikle dijital pazarlama ve startup ekosisteminde, tartışma yaratan ya da sınırları zorlayan kampanyalar aracılığıyla görünürlük ve konuşulurluk elde etmeyi hedefleyen yaklaşımlar bu başlık altında değerlendirilebilir. Bu çerçevede, belirli kitleleri kızdırma potansiyeli taşıyan mesajlar, ürün yerleştirmeleri veya sloganlar kasıtlı biçimde seçilmekte; öfke ve tepki, planlı bir dikkat çekme aracına dönüştürülmektedir.【8】
Siyasi iletişim alanında da öfke yüklü içerikler, seçmen tabanını harekete geçirmek ve kutuplaşmayı derinleştirmek için kullanılan araçlardan biri hâline gelmiştir. Bu tür içerikler, görünürlüğe dayalı ve performatif bir siyaset tarzının parçası olarak, rakip aktörleri hedef alan sert üslup, kimlik vurgusu ve kriz söylemiyle birlikte işlev görür.
Çevrimiçi içerik ekonomisi açısından bakıldığında rage bait, kullanıcıları kızdırırken içerik üreticilerine izlenme, takipçi artışı, reklam geliri ve marka iş birlikleri gibi doğrudan kazançlar sağlayan bir mekanizma hâline gelmiştir. Bu nedenle rage bait, hem kullanıcıların duygusal durumunu hem de dijital platformların ekonomik dinamiklerini etkileyen yapısal bir unsur olarak değerlendirilebilir.

Öfke Yemi (Yapay Zeka İle Oluşturuldu)
Platform Politikaları ve İçerik Yönetimi
Büyük sosyal medya platformları, kullanıcıları yapay biçimde etkileşime yönelten içerikleri sınırlamak amacıyla çeşitli kurallar ve algoritmik önlemler geliştirmiştir. “Beğenmek için paylaş”, “arkadaşını etiketle”, “A mı B mi? yorum yaz” gibi doğrudan çağrılar içeren paylaşımlar, etkileşimi manipüle eden birer “yem” türü olarak değerlendirilmekte ve bazı durumlarda içerik sıralamasında aşağıya düşürülebilmektedir.【9】
Rage bait, her zaman bu dar tanımın içine girmese de benzer şekilde etkileşimi manipüle etmeye dönük stratejilerle ilişkilidir. Öfke temelli içerikler nefret söylemi, taciz, dezenformasyon veya topluluk kurallarını ihlal eden başka unsurlarla birleştiğinde, platformların içerik politikalarıyla doğrudan karşı karşıya gelir. Bu noktada, çevrimiçi ortamda nefret ve şiddet çağrılarını sınırlayan, şeffaf ve tutarlı politikalar ile bu politikaların uygulamadaki istikrarı kritik önem taşır. Aksi durumda, öfke ve nefret temelli içerikler algoritmaların da etkisiyle daha geniş kitlelere ulaşarak dijital kamusal alanı olumsuz yönde şekillendirebilir.
Psikolojik Etkiler ve Kullanıcı Deneyimi
Rage bait içeriğe tekrar tekrar maruz kalmak ve bu içeriklere sürekli tepki vermek, kullanıcıların dikkatini ve zamanını sistematik biçimde tüketen bir süreç hâline gelebilir. Bu tür içeriklerle etkileşim, kişinin kışkırtıcıya yanıt verdikçe kendi duygusal esnekliğini ve bilişsel kontrolünü zayıflatmasına yol açar. Öfke uyandıran paylaşımlara hızlı ve otomatik tepkiler verme alışkanlığı, zamanla kullanıcıların çevrimiçi ortamda daha kolay provoke edilen, daha çabuk yorulan ve daha kırılgan bir konuma sürüklenmesine neden olabilir.
Rage bait’in etkisi, çevrimiçi tartışmaların yapısına da yansır. Dijital ortamda az sayıda, ancak çok sesli ve saldırgan bir grup, ürettikleri provokatif içeriklerle tartışma gündemini belirleyebilir. Bu içerikler tasarım, algoritma ve paylaşım pratikleri nedeniyle olduğundan daha yaygınmış gibi algılanabilir. Böyle bir ortam, yalnızca belirli başlıklarda değil, genel olarak “internet deneyimi”nin rahatsız edici ve yıpratıcı bir hâle gelmesine katkıda bulunur.【10】
Genç kullanıcılar açısından bakıldığında, sosyal medyanın gündelik yaşamla iç içe geçtiği bir dönemde rage bait’e sık maruz kalmak; kaygı, öfke, umutsuzluk, tükenmişlik ve sosyal karşılaştırma baskısı gibi duygusal süreçleri güçlendirebilir. Haber, eğlence ve sosyal ilişkilerin aynı akışta sunulduğu platformlarda öfke temelli içerikler, ergenlik döneminin hassas gelişim süreçleriyle etkileşime girerek daha karmaşık psikolojik sonuçlar yaratabilir.

