Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladıktan sonra yurt dışında psikoloji ve nöropsikoloji alanlarında lisansüstü eğitim aldı. Klinik psikoloji ve nöropsikoloji disiplinlerine yönelerek bu alanlarda uzmanlaştı. Türkiye’de nöropsikoloji alanındaki akademik çalışmaların öncüsü olarak tanınır. Akademik yaşamı boyunca hem klinik uygulamalara hem de bilimsel literatüre önemli katkılar sunmuş, aynı zamanda insan hakları ve akademik özgürlük mücadelesiyle de öne çıkmıştır.
Nöropsikoloji Alanındaki Katkıları
Tanör, Türkiye’nin ilk nöropsikoloji uzmanı olarak bu alanda birçok ilke imza atmıştır. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı bünyesinde kurduğu Nöropsikoloji Birimi, Türkiye’de bu alanda kurumsallaşan ilk merkezlerden biri olmuştur. Bu birim aracılığıyla, nöropsikolojik testlerin Türk toplumuna uygun şekilde uyarlanması ve uygulanmasına yönelik kapsamlı çalışmalar yürütmüştür. Nörolojik hastalıklarda bilişsel değerlendirme, tanı, tedavi planlaması ve takibinde nöropsikolojik yöntemlerin kullanılmasına öncülük etmiştir.
Bilimsel Yayınlar ve Eserler
Tanör’ün yazdığı kitaplar ve akademik makaleler, nöropsikoloji alanındaki Türkçe literatürün temel taşları arasında yer almaktadır. Bu eserlerde nöropsikolojik kuramlar, klinik uygulamalar ve bilişsel süreçlere dair değerlendirme yöntemleri ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır. Eserleri hem akademisyenler hem de klinik uzmanlar tarafından sıklıkla referans alınmaktadır.

Öget Öktem Tanör (Anadolu Ajansı)
Akademik ve Toplumsal Etkisi
Tanör’ün Türkiye’de nöropsikoloji biliminin gelişimine katkıları, sadece kuramsal değil, aynı zamanda uygulamalı düzeyde de kalıcı etkiler yaratmıştır. Disiplinlerarası yaklaşımı, klinik psikoloji ile nöroloji arasındaki etkileşimi güçlendirmiştir. Aynı zamanda akademik duruşu ve insan hakları mücadelesi, bilim insanlarının toplumsal sorumluluklarına dair önemli bir örnek oluşturmaktadır. Prof. Dr. Tanör, bilimsel çalışmaları kadar toplumsal sorumluluk alanındaki katkılarıyla da tanınır. Akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve barış hakkı gibi temel haklar konusundaki duruşuyla dikkat çekmiştir. 2016 yılında Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan isimlerden biri olmuştur.



