BlogGeçmiş
Blog
Avatar
YazarCüneyt Ayan30 Mayıs 2025 09:03

Ömrümün Uzun Zamanları

Sağlık Ve Tıp+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Yaş aldıkça zamanın nasıl da hızlı aktığını hayretle gözlemliyorum. 

Günler, geceler şöyle dursun aylar ve yıllar bile nasıl geçiyor.


Etrafımdakiler de aynı durumdan muzdarip. 

Herkes çocukluk zamanlarına atıfta bulunuyor.


Çocukken, sabah evden çıkıp okula giderdik.

Tenefüslerde bir sürü arkadaşımla, çeşitli oyunlar oynardık. 

Yetmez, son ders bitince gider dışarıda oynamaya devam ederdik.

Yine de gün akşam olmazdı.

Olsa bile gece sabaha varmazdı.

Ertesi gün ise yine aynı.


Ancak hiçbir şey yaz tatillerinin yerini tutamazdı.

Okulun son ders zili çalınca biz köye giderdik.


Yaşı yetenler tarla işlerine yardım eder,

küçükler ise camiye dini eğitim almaya giderdi.

Öğleden sonra tekrar bir araya gelir akşama kadar oynamaya devam ederdik.


Kolumuzda saat gezdirmediğimiz zamanlardı.

Çünkü zamanla bir işimiz yoktu.Zaten yeterince uzundu işte,

olması gerektiği kadar uzun.


Ancak zaman kavramının tartışılmasına ilk olarak

camilerin birinde eğitim alırken tanık olmuştum, hatırlıyorum.


Hocamız kıyamet alâmetlerini sıralıyordu.

Buna göre kıyamet yaklaşınca zaman hızlı akacaktı.

Öyle ki, rivayete göre bir ay, bir hafta gibi geçecekti. 


10 yaşında bir çocuk olarak garip gelmişti bana.


Koca Temmuz ayı, nasıl bir haftada bitebilir diye düşünmüştüm içten içe. 

Nitekim bitmezdi de.


Çoğu çoğu sonbahar gelir yine okula giderdik.

Döngü bu şekilde uzunca süre devam etti.


Sonra lise, üniversite derken o uzun yaz tatilleri ile aramıza mesafeler

daha doğrusu meşgaleler girdi. Bir daha da çıkmadı zaten.


Ömrümün uzun zamanları yani çocukluk yıllarım böylece geride kaldı.


Geçenlerde,  bu konuyu araştıran bir makaleye rast geldim 【1】 .

Zaman algısının yaşa bağlı olarak değişimini anlatıyordu.


Buna göre, farklı yaştan katılımcıları gruplara ayırmışlar.

30 yaş altı bir grup,  50 yaş üstü ise başka bir grup olacak şekilde.

Katılımcılara gözlerini kapatmalarını ve 120 saniyelik süreyi

zihinlerinden saymalarını söylemişler.


Sonrasında her grubun ortalama süresini hesaplamışlar.

30 yaş altındaki katılımcı grup, ortalama 115 saniyede saymış.

50 yaş üstü grup ise 87 saniyede.


Genç grup için vücut saati bariz şekilde yavaş akıyordu.

Makale, bu durumun tesadüf olmadığına ve beyindeki dopamin ile

doğrudan ilişkisine de değiniyordu.

 

Buna göre dopamin, farklı görevlerinin yanı sıra iyi hissetme hormonudur.

Yeme-içme, rekabet etmek, üretmek gibi hayatta kalma içgüdüsüne

katkı sağlayan aktivitelerde dopamin hormonu fazlaca salgılanır.


Dolayısıyla zaman algısı genişler.

Tersine, dopamin salınımını baskılayan üzüntü, kaygı, depresyon gibi

durumlarda ise zaman algısı daralır, diye devam ediyordu.


Bir başka çalışmada, insan beyninin tekrar eden olayları

hafızasına kaydetmeyerek bir çeşit optimizasyon yaptığından bahsediyordu.


Öyle ya, çocukken bütün deneyimler yeni. 

Neredeyse her anın hafızada bir karşılığı var. 

Ne var ki büyüyünce işler değişiyor. 

Geçtim her anı, günler birbirine benziyor.

Ve zaman hızlanıyor. 

Çünkü artık nadiren bir şey ilk kez oluyor.


Hayatta hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil,

her şey hatırlandığı gibi, diyen yazar haklı çıkıyor.


Yine de, bu çalışmaları temel kabul ederek

insan bilincinin maruz kaldığı bu illüzyon ile bir ölçüde

mücadele etmek mümkün.


Elbette, bilincin daha önce deneyimlemediği ve hafızada

yeri olmayan yeni uğraşlara girerek.


Diğer bir deyişle rutinin dışına çıkarak.

Rutinin dışı ise herkes için farklıdır.


Aksi halde bu zaman selinin önünde durmak güç. 

Önüne kattığını alıp götürüyor.


Nitekim, yaşlılarla uzun sohbet edenler bilir,

konu her seferinde döner dolaşır hızlı geçen zamana gelir.


Sanki bir alıp veremedikleri varmış gibi.

Su gibi aktı, hiçbir şey anlamadık derler, büyük bir nedametle. 

Ya da aldanmışlık duygusuyla, bilemiyorum.


Öyle ya, ne taze çocukluk kalmıştır onlar için, ne de eski rûzigâr.

Küçük kıyamet yaklaşmış, bir ay, bir hafta gibi olmuştur.

Ve alâmet, bu yönüyle gerçekleşmiştir.


Dipnot

[1]

Ferreira, V. F. M., Paiva, G. P., Prando, N., Graça, C. R., & Kouyoumdjian, J. A. (2016). Time perception and age. Arquivos De Neuro-Psiquiatria, 74(4), 299–302. https://doi.org/10.1590/0004-282x20160025

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor