Ornitorenk (Ornithorhynchus anatinus), memeliler (Mammalia) sınıfının yumurtlayan bir alt grubu olan Monotremata takımına ait, günümüzde yalnızca Avustralya kıtasında yaşayan yarı sucul bir memeli türüdür. Bu takımın yaşayan iki temsilcisinden biridir; diğer tür echidna (Tachyglossidae familyası) cinsidir. Ornitorenk, memeliler arasında hem kuş hem sürüngen hem de memeli özelliklerini bir arada taşıyan özgün morfolojik yapısıyla dikkat çeker.
Morfolojik Özellikler
Dış Morfoloji
Ornitorenk gövdesi, yoğun su geçirmez tüylerle kaplı olup tüyler metrekare başına yaklaşık 800–900 tüy folikülü içeren ince bir döşeme sunar. Tüylerin alt katmanındaki hava cebi, soğuk su ortamlarında ısısal yalıtım sağlar. Önde geniş, yassı ve keratin plakalarla donatılmış gagası, av algısında elektro-reseptif yataklar barındırır; bu yataklar sodyum kanallarının yoğunlaştığı duyu ampüllerinden oluşur ve suda avın yarattığı zayıf elektrik alanlarını algılar. Ön ayaklarda güçlü keratinize tırnaklar ve kürek biçimli geniş yüzme perdeleri bulunur; perdeler su dışında katlanarak kemirme ve kazıma işlevine izin verir. Arka ekstremiteler, yüzme sırasında yönlendirme ve kuyruğun dengelemeyle desteklenmesi için geriye-yana doğru açılır.
Duyu Sistemleri ve Zehir Bezleri
Ornitorenkte elektro-resepsiyon, yaklaşık 40 000 reseptörden oluşan kompleks bir ağ sayesinde, su altındaki mikroskobik elektrik potansiyel farklılıklarını 5 µV/cm duyarlılıkla saptar. Reseptörlerin dağılımı rostrumun lateral ve ventral bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Mekano-reseptör kümeleri ile kombinasyon hâlinde çalışarak merkezi sinir sistemine senkronize ve katmanlı bir av lokalizasyon verisi iletilir.
Erkek ornitorenkte, üreme mevsiminde androjenlerin tetiklediği bir toksin karışımını salgılayan arka ayak mahmuzları (tarsal spurlar) bulunur. Zehir; defensin benzeri peptitler, natriüretik peptitler ve nörotoksik bileşenler içerir, memelilerde şiddetli ödem ve ağrıya yol açabilir; ancak ölümcül doz yalnızca küçük memeliler için geçerlidir. Dişiler embriyonik dönemde mahmuz pulu kalıntıları taşır fakat doğumdan kısa süre sonra geriler.
İç Sistemler ve Termoregülasyon
Ornitorenkler ortalama 32 °C gibi nispeten düşük, ancak kararlı bir vücut sıcaklığına sahiptir. Metabolik hızları plasentalı memelilere kıyasla daha düşüktür. Dalış sırasında yüksek oksijen afiniteli hemoglobin sayesinde sınırlı oksijen rezervleri etkin kullanılır. Kloak yapısı ile ürogenital ve sindirim sistemlerinin çıkışı ortaktır. Kısa bağırsak yapısı, yüksek proteinli bentik diyete uygundur.

Ornitorenk (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)
Davranış ve Ekoloji
Ornitorenk, temelde gececi bir organizmadır ve günün büyük kısmını tünel sisteminde geçirir. Su altı foraging davranışında, kısa süreli (30–90 saniye) dalışlar ile su yüzeyinde dinlenme aralıkları (10–20 saniye) arasında döngüsel bir yapı sergiler. Yüzme sırasında ön ayak perdeleri aktif tahrik mekanizması işlevi görürken, arka ayaklar ve kuyruk yönlendirme ve dengeleme görevini üstlenir. Su dışındaki hareketi oldukça sınırlıdır; karasal geçişler genellikle bitişik drenaj sistemleri arasında görülür, ancak habitat parçalanması bu davranışı baskılamaktadır.
Üreme
Üreme dönemi temmuz-eylül aylarına rastlar. Dişi bireyler, yuvalarını nehir kıyısında tünel kazarak hazırlar. Yumurtlama öncesi embriyonik gelişim yaklaşık 28–30 gün sürer. Yumurtadan çıkan yavrular tüysüz ve kördür; anne karnındaki süt alanından salgılanan sütle beslenir. Laktasyon yaklaşık dört ay sürer. Yavrular 12 ayda erişkinliğe ulaşır.
Beslenme
Diyet temel olarak bentik makroomurgasızlar (yengeç larvaları, tatlı su karidesleri, böcek larvaları) ile küçük balık ve tadpikleri içerir. Ornitorenk gece-aktif bir forager olarak toplam aktivitesinin %40’ını su altında geçirir; ortalama dalış süresi 30–90 saniye, yüzey dinlenme aralığı 10–20 saniyedir. Elektro-reseptif avlanma, çamurlu veya bulanık sularda görsel kısıtları telafi eder. Yıllık enerji bütçesi, ısıl izolasyon ve yüzme maliyeti nedeniyle yüksek olup günlük vücut kütlesinin %15–30’u kadar besin tüketimi gerektirir.

Beslenme (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)
Coğrafi Dağılım ve Habitat Özellikleri
Doğal Dağılım
Ornithorhynchus anatinus yalnızca Avustralya’ya endemik bir türdür. Doğal dağılımı, Queensland’in kuzeydoğusundaki Cape York Yarımadası’ndan başlayarak Yeni Güney Galler (New South Wales), Victoria ve Tasmanya’ya kadar uzanır. Ayrıca Kanguru Adası’nın batı ucunda yerleştirilen bir popülasyon da bulunmaktadır. Türün dağılımı bazı havzalarda süreklilik gösterirken, özellikle kentsel ve tarımsal alanların baskın olduğu bölgelerde kesintilidir. Örneğin, Bega Nehri gibi bazı havzalarda varlığı azalmış ya da yerel olarak kaybolmuştur.
Brunt ve Smith’in (2025) Güneydoğu Queensland’de yürüttüğü genetik analizler, su yolları boyunca bağlantının sürdüğü yerlerde bireyler arasında gen akışının korunduğunu, ancak düşük bitki örtüsü ve düşük yağış alan bölgelerde genetik izolasyonun belirginleştiğini göstermektedir². Özellikle baraj yapıları ve su yolları çevresindeki yapay değişiklikler, popülasyonlar arasında geçişi sınırlandırmaktadır.
Habitat Özellikleri
Ornitorenkler, tatlı su sistemlerine bağımlı yarı sucul organizmalardır. Yaşam alanları çoğunlukla düşük akışlı, derin nehir kolları, gölet kenarları ve çamurlu tabanlı derelerdir. Bu alanlarda yoğun riperyen bitki örtüsü, yüksek bentik omurgasız yoğunluğu ve stabil su akışı bulunur. Bireyler dinlenme ve yuva yapımı için nehir kenarındaki toprak banklara oyuklar açar. Tüneller genellikle su seviyesinin üzerinde başlar ve birkaç metre içeride genişleyen bir yuva odası ile sonlanır.
Habitat tercihi, Topographic Wetness Index (TWI), bitki örtüsü yoğunluğu (NDVI) ve yağış gibi çevresel faktörlerle doğrudan ilişkilidir. Daha düşük NDVI değerlerine (0.2–0.4) sahip bölgelerde gen akışının azaldığını ve habitat uygunluğunun düştüğü gözlemlenmiştir. Kentsel yayılma ve nehir kenarındaki yapay yüzeyler (asfalt, beton gibi geçirimsiz zeminler) hem doğrudan yaşam alanını daraltmakta hem de bireylerin hareket kabiliyetini kısıtlamaktadır.
Fosil Kayıtları ve Moleküler Bulgular
En erken monotreme izleri, Geç Kretase (Cenomaniyen) Lightning Ridge yataklarından türetilen Opalios splendens gibi cinsleri içerir. Erken Paleosen platypoid fosilleri, modern Ornithorhynchus ile ortak soy ayrımının yaklaşık 60 Ma öncesine dayandığını gösterirken, nükleer DNA ve retrotranspozon verileri bu ayrımı 55–50 Ma aralığında doğrular.
2025 tarihli kemik mikro-yapı çalışmaları, semiaquatik burrowing davranışının Mezozoik kökenli olduğunu ve erken monotremelerin amfibik ekolojik nişlere adapte olduğunu gösterir. Tam genom dizisi analizleri, memelilerde yumurtlama yetisinin bu soyda korunurken plasentalardaki embriyonik gelişim genlerinin çoğunun kısıtlı ifade profiline indiğini ortaya koyar.
Korunma Durumu
IUCN 2016 verilerine göre tür “Tehdide Açık” (Near Threatened) kategorisindedir. Ancak bu sınıflama, geniş alanlı izleme eksikliği nedeniyle sınırlı veriyle yapılmıştır. Özellikle Victoria gibi bölgelerde %90’a varan yerel popülasyon kayıpları bildirilmiştir. Habitat bağlantılarının yeniden tesisi ve genetik çeşitliliğin korunması odaklı koruma stratejileri önerilmektedir.


