Psikoloji biliminin uzun yıllar boyunca ağırlıklı olarak bireylerin sorunlarına ve rahatsızlıklarına (hastalık modeli) odaklanmasının aksine, pozitif psikoloji akımı, bireyin yaşam kalitesini ve iyi olma hâlini yükseltmeye, yani yapamadıklarından ziyade güçlü yönlerine ve potansiyeline odaklanmıştır. Bu bakış açısına göre, bir bireyin sağlıklı olması için sadece probleminin olmaması yeterli değildir; aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak iyi bir hâlde bulunması gerekir.
İyi olma hâli, literatürde iki büyük başlık altında incelenir:
Öznel İyi Oluş (Hedonik Bakış Açısı)
Çoğunlukla mutluluk kavramıyla eş anlamlı kullanılan bu yaklaşım, bireyin yaşamından aldığı doyumu (bilişsel değerlendirme) ve sık sık olumlu duygular, az sıklıkla da olumsuz duygular yaşaması (duygusal değerlendirme) esasına dayanır.
Psikolojik İyi Oluş (Ödomonik Bakış Açısı)
Bu daha derin ve kapsamlı bir yaklaşımdır. İyi hissetme hâlinin sadece mutluluktan ibaret olmadığını, bireyin kendini geliştirmesini ve potansiyelini gerçekleştirmesini kapsadığını vurgular. Psikolojik iyi oluş, bireyin yaşamda karşılaştığı anlamlı amaçları sürdürme, kişisel gelişim ve diğerleriyle nitelikli ilişkiler kurma gibi varoluşsal meydan okumaları yönetme yeteneğidir.
Optimal İşlevselliğin Altı Temel Boyutu
Psikolojik İyi Oluş, Ryff’ın öne sürdüğü çok boyutlu modelle incelenir. Bu model, bireyin kendisini gerçekleştirmesi, potansiyelini en verimli şekilde kullanabilmesi ve kendi yaşamının sorumluluğunu üstlenmesiyle ilişkilidir. Bu boyutlar şunlardır:
Kendini Kabul
Bireyin hem güçlü hem de zayıf yönlerini görerek geçmişine olumlu bir tutum sergilemesi.
Özerklik
Sosyal baskıya direnebilme ve kendi kararlarını bağımsızca alabilme yeteneği.
Diğerleriyle Olumlu İlişkiler
İçten, güvene dayalı ve tatmin edici sosyal ilişkiler kurabilme.
Çevresel Hâkimiyet
Çevreye yönelik farkındalık ve çevresini yönetebilme yeterliliği.
Kişisel Gelişim
Sürekli gelişme ve potansiyelini fark etme hissini deneyimleme.
Yaşam Amacı
Hayatının bir yönü, bir nedeni ve uzun süreli bir amaca ulaşma duygusuna sahip olma.
İyi Oluşu Güçlendiren Anahtar Kaynaklar: Umut, İyimserlik ve Anlam
Psikolojik ve öznel iyi oluş düzeylerini belirlemede umut, iyimserlik, anlam sahibi olma ve bilinçli farkındalık gibi içsel kaynakların kritik rolleri olduğu görülmektedir.
Umut
Umut, sadece bir duygu değil; bireyin hayattaki amaçlarını belirlemesi, bu amaçlara ulaşmak için gereken motivasyonu (eyleyici düşünce) ve alternatif yolları (alternatifler düşüncesi) oluşturması gereken karmaşık bir süreçtir. Umut düzeyi yüksek olan bireyler, duygusal engellerin kendilerini durdurmasına izin vermez ve sorunlarla daha yapıcı bir şekilde başa çıkarlar.
İyimserlik
Gelecekte iyi şeylerin olacağına dair genel bir inanç veya beklentidir. İyimserlik, stresli olaylara karşı bir koruyucu kalkan görevi görür; iyimser bireyler zorlukları tehdit olarak değil, aşılması gereken meydan okumalar olarak algılarlar. Araştırmalar, iyimserliğin öznel iyi oluşun (mutluluğun) en güçlü belirleyicisi olduğunu ortaya koymuştur.
Yaşamda Anlam
Anlamlı bir yaşama sahip olmak, bireyin hayatının ona makul gelmesi, bir yön ve amacı olması ve yaşamaya değer olduğuna inanmasıdır. Yaşamında anlam olduğunu belirten bireylerin daha sağlıklı ve daha mutlu oldukları görülmüştür. Ancak yaşamda anlam arayışında olmak genellikle sancılı ve acı verici bir süreç olarak nitelendirilir ve bu durum, bireyin mutluluk düzeyiyle ters yönde ilişkilidir.
Diğer Önemli Etkileyiciler
Psikolojik iyi oluşun diğer bir önemli belirleyicisi, bilinçli farkındalıktır. Bu, bireyin şu anda meydana gelen olaylara ve duygulara açık, dikkatli bir şekilde odaklanmasıdır. Bilinçli farkındalık, bireyin acı ve üzüntü veren olumsuz duygularını bastırmaya çalışmak yerine, bunları açıkça deneyimlemesini sağlar; bu da kendini kabule ve iyi oluşa katkıda bulunur. Bilişsel esneklik (değişken durumlara uyum sağlayabilme yeteneği), iyi oluşla pozitif bir bağ kursa da umut ve bilinçli farkındalık kadar güçlü bir yordayıcı olarak bulunmamıştır.
Demografik Faktörlerin Rolü
Psikolojik iyi oluş düzeyi, demografik özelliklere göre de farklılıklar gösterebilir:
Cinsiyet
Kadın katılımcıların genellikle erkeklere göre daha yüksek psikolojik iyi oluş düzeyine sahip olduğu bulunmuştur. Bunun, kadınların kendilerini daha açık ifade etmeleri ve daha içten, güvene dayalı ilişkiler kurmalarıyla ilişkili olduğu öne sürülmektedir. Öte yandan, erkeklerin umut düzeyleri kadınlardan daha yüksek çıkabilmektedir.
Medeni Durum ve Çocuk Sahibi Olma
Evli yetişkinlerin ve çocuğu olan yetişkinlerin, bekârlara ve çocuğu olmayanlara göre daha yüksek psikolojik iyi oluş, umut ve bilinçli farkındalık düzeyleri sergilediği görülmüştür. Evlilik ve çocuk sahibi olmak, birey için önemli bir sosyal destek ve geleceğe yönelik anlamlı hedefler belirleme mekanizması oluşturmaktadır.
Çalışma Durumu
Çalışan yetişkinler, çalışmayanlara göre daha yüksek psikolojik iyi oluş ve umut düzeyine sahiptir. Çalışma hayatı, bireyin potansiyelini fark etmesine ve hayatını daha anlamlı hâle getirmesine yardımcı olabilir.

