İran Şahı Rızâ Pehlevî’nin Sâdâbâd isimli yazlık sarayında imzalandığı için bu adla anılmıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında yeniden belirlenen Ortadoğu coğrafyasındaki devletler arasında, Sovyetler Birliği’nin doğuya doğru genişleme politikası içinde Basra körfezi ve Hint alt kıtasına ve oradan Uzakdoğu’ya ulaşma planına karşı kuzey emniyet kuşağı olarak düşünülmüş bir antlaşmadır. Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı güçlerin desteğiyle yürütülen proje uzun ön çalışmalarla neticeye ulaşmıştır. Paktın hazırlık çalışmaları İran Şahı Rızâ Pehlevî’nin Haziran 1934’te Mustafa Kemal Atatürk’ü ziyaretiyle başladı. Ekim 1934’te Türkiye, İran ve Irak, Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın öncülüğünde Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Merkezi’nde bir ön antlaşma imzaladılar. Bu antlaşmaya üç ay sonra da Afganistan imza koydu. İmza töreninden bir yıl sonra Irak Dışişleri Bakanı Nûri Saîd, İran Dışişleri Bakanı Kâzımî ve Türkiye adına Tahran büyükelçisi Cemal Hüsnü, Birleşmiş Milletler’in yıllık toplantısı sırasında paktın hazırlık çalışmalarına devam ettiler. Irak’ın Şattülarap problemiyle İran’ın Bahreyn’i ilhak meselesi müzakereler sonucunda aşıldı ve Afganistan’ın da katılımıyla dört ülke Tahran’da Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere temsilcileriyle beraber bir araya gelerek 8 Temmuz 1937 tarihinde antlaşma metnini imzaladılar. 25 Haziran 1938’de yürürlüğe giren antlaşma beş yıllığına olacak, ancak taraflardan biri bitiş tarihinden altı ay önce antlaşmaya son verdiğini bildirmedikçe pakt beş yıl daha uzayacaktı.
Türkiye’den Mustafa Kemal Atatürk ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Irak’tan Başbakan Hikmet Süleyman ve Dışişleri Bakanı Nâcî el-Asîl, Afganistan Dışişleri Bakanı Serdar Fâiz Muhammed Han ve İran Dışişleri Bakanı Kâzımî paktın gerçekleştirilmesinde emeği geçen önemli devlet adamlarıdır. Ayrıca İngiltere’nin Ankara büyükelçisi Sir Percy Loraine’in Başbakan Eden’e gönderdiği raporlardan anlaşıldığına göre (Public Record Office, FO, nr. 371/20860, 26 Temmuz 1937) onun da önemli yardımları olmuştur. Üye ülkelerin aralarındaki ihtilâfların giderilmesinde ise Türkiye’nin katkısı büyüktür.
Türkiye, Balkan Paktı’nın yanı sıra Sâdâbâd Paktı’nı da imzalayarak bölgede barışa fiilen destek veren en önemli devletlerden biri olduğunu kanıtlamıştır. Pakt yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra II. Dünya Savaşı başladı. Savaşla birlikte paktın yürürlüğü askıya alındı. Son bakanlar konseyi 1939’da yapıldı. Genel sekreterlik kurumunun, konsey başkanına bağlı olarak her yıl değişmesi düşünüldüğünden ve bir merkezle müstakil personeli bulunmadığından fiilen yürürlüğü durmuş oldu. Sâdâbâd Paktı’nın II. Dünya Savaşı’nın ardından tekrar yürürlüğe girmesi düşünüldüyse de yalnız hukukî varlığı 1979’da İran’daki yeni rejim tarafından feshedildiği ima edilinceye kadar devam etti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yine Batılı ülkelerin teşvik ve desteğiyle Bağdat Paktı imzalandı (1955) ve bu defa Afganistan’ın yerini Pakistan aldı.