Sekeller (Macarca Székely), günümüz Romanya’sındaki Transilvanya/Erdel’in doğusunda yer alan Székelyföld (Sekelistan) bölgesinin yerli topluluğudur; bu bölgenin sakinleri en eski devirlerden beri Sekeller olarak anılır.
Sekeller, Orta Çağ Macar Krallığı içinde ayrıcalıklı bir grup olarak örgütlenmişler; hafif süvari tabakasını oluşturup barış zamanında iç güvenliği, savaş zamanında ise ordunun öncü, keşif ve sınır koruma görevlerini üstlenmişlerdir. Bu askerî işlevleri onlara imtiyazlı bir statü kazandırmıştır. Batılı kronikler onları usta okçular olarak tasvir etmiştir.
Erdel toplumsal düzeninde Sekeller, Macarlar ve Saksonlarla birlikte “üç ulus”un başlıca unsurlarından biridir.

17. Yüzyıla Ait Sekel Piyade Sancağı【1】
Ad, Kimlik ve Terminoloji
Topluluğun Türkçedeki adı Sekeller, Macarcadaki karşılığı Székely’dir. Yaşadıkları bölge Macarcada Székelyföld, Türkçe literatürde yaygınca Sekelistan olarak anılır. Orta Avrupa’da Karpatlar’la çevrili Transilvanya/Erdel sahası bu topluluğun tarihî yurdudur. “Erdel” adı Macarca Erdő-elve (“orman önü”) ifadesinden gelir ve Latince Transilvanya'nın karşılığıdır.
“Sekel/Székely” adının kökeni üzerinde farklı yorumlar vardır. Károly adı “işgal edip yerleşmiş” şeklinde, Vámbéry ise “yerleşik” köküne bağlayarak yorumlamıştır.
Güncel Sekel anlatılarında adın, Macarcada “oturak/sandalye; yer/oturulan yer” anlamlarıyla ilişkilendirilen szék unsurundan geldiği; Sekel yerleşimlerinin çoğunda -szék ekinin “yerleşke, oturulan yer” anlamı verdiği belirtilir.
Macarların Erdel’e gelişleri sırasında bölgede Avar çağından kalma, Ogur kökenli yerleşik topluluklar bulunuyordu. Macarlar, dillerini paylaştıkları bu topluluğu “yerleşikler” anlamındaki bir nitelemeyle anmış, bu ad zamanla bir kavim adına dönüşmüştür (Macarca Székely, Türkçe Sekel).
Bu yaklaşım, “Sekel”in başlangıçta bir tanımlama/niteleme giderek de etnonim hâline geldiğini ileri sürer.

Sekel Bayrağı【2】
Coğrafya ve Demografi
Sekellerin tarihî yurdu Székelyföld (Sekelistan), Erdel/Transilvanya’nın doğusunda, doğudan Karpat dağlarıyla çevrili korunaklı bir kuşaktır. Kuzeyden güneye Gyergyói, Hagymás ve Csíki dağ sıraları uzanır; bunların batısında, Gyergyószentmiklós (Gheorgheni) ile Csíkszereda (Miercurea Ciuc) arasında bereketli bir ova yer alır.
Bölgenin ulaşımı, Mureş vadisindeki tabii geçit ve güneyde Olt vadisinin açtığı hat dahil “dar geçitler” üzerinden sağlanır. Güney ucunda Sepsiszentgyörgy (Sfântu Gheorghe), doğusunda Kovászna (Covasna), kuzeydoğusunda Kézdivásárhely (Târgu Secuiesc) bulunur; burada başlıca kapı Ojtoz/Oituz geçididir (diğerleri: Cătrușa, Ojdula, Moacşa).
Sekel yer adlarında sık görülen “-szék” eki “yerleşke/oturulan yer” anlamı taşır; Kézdiszék, Orbaiszék, Sepsiszék, Marosszék gibi yüzlerce örnek bölgenin tarihî-idarî coğrafyasını yansıtır.
Sekellerin gayriresmî başkenti sayılan Marosvásárhely (Târgu-Mureş) en eski Sekel şehirlerindendir ancak modern dönemde Sekel çoğunluğun oluşmadığı istisnai büyük şehir olarak zikredilir. Buna karşılık diğer Sekel şehir ve kasabalarında nüfus çoğunluğu genellikle Sekellerdedir.
Erdel coğrafyası doğu-batı ulaşımını sağlayan çok sayıda dağ geçidine sahiptir; bu yapı, Székelyföld’ü “doğu kapısı” konumuna getirerek sınır muhafızlığı işlevini güçlendirmiştir.
Bölgenin büyük akarsuları Mureş, Someş ve Küküllő kollarıdır; Karpatlardan doğup Tisza-Tuna sistemiyle bağlanarak Erdel ovasını sularlar.
Erdel nüfusunun tarihsel olarak başlıca unsurlarının Romenler, Sekeller/Macarlar, Almanlar (Saksonlar) ve Romanlar olduğu bilinmektedir. Modern dönemde devlet iskân/göç politikaları vurgulanırken, Sekel şehirlerinin çoğunda Sekellerin yerel çoğunluğu koruduğu tespitine yer verilir.

17. Yüzyılda Erdel'in Etnik Yapısını Gösteren Harita【3】
Köken Tartışmaları
Modern literatürde Sekellerin menşei için çok sayıda tez vardır: Hun/Türk, İskit, Macar, Bulgar, Peçenek, Hazar, Kabar kökenli olduklarını ileri süren yaklaşımlar daha yaygındır.
Tarihçilerin çoğu Sekelleri Macarların yanında askerî yardımcı, yani sonradan katılmış bir topluluk sayarken; arkeologlar ve dilbilimciler ağırlıklı ikinci grup onları Macarlardan ayrı bir etnos olarak görmekten kaçınır, ayrıcalıklarını etnik değil özel askerî rollerle açıklar.
“Székely/Sekel” adının kökeni üzerinde mutabakat yoktur. Károly adı “işgal edip yerleşmiş”, Vámbéry ise “yerleşik” köküne bağlar. Çok sayıda yorum yapılmasına rağmen kesin delil bulunamamıştır. Bir yoruma göre Macarlar Erdel’e geldiklerinde bölgede Avar çağından kalma yerleşik (szék) Ogur toplulukları vardı; Macarlar bu grubu “yerleşikler” anlamındaki bir adla anmış, kelime niteleme olmaktan çıkıp zamanla etnonime dönüşmüştür.
Sekellerin erken dönemine dair veriler sınırlıdır ve mesele daha çok Macar ve Bizans kronikleri üzerinden tartışılır. 10. yüzyıl Bizans kaynağı De Administrando Imperio, 13. yüzyılda Simon Kézai, 14. yy’da Képes Krónika başlıca referanslardır. Bu çerçevede Sekellerin askerî işlevi, Macar ordusundaki hafif süvari/okçu rolü erken kayıtlarda öne çıkar.
“Sekel (Székely) yazısı” diye anılan runik alfabe, biçimsel olarak Göktürk (Orhun) yazısıyla yakınlık gösterir. Kimi harfler Talas ve Yenisey geleneğiyle karşılaştırılmış, ayrıca Yunan (a,f,h,l) ve Glagolitik (e,o) kaynaklı ek işaretlerle 44 harflik bir düzen tespit edilmiştir. Bazı araştırmacılar bu alfabenin Hazar çevresinde tanındığı ihtimali üzerinde durur. Yazı, Kral I. István sonrası dönemde özellikle Sekeller arasında yaşamış, Macarca metinlerle günümüze ulaşmıştır.

Glozel, Nikolsburg, Hun ve Sekel Runik Harflerinin Karşılaştırılması【4】
Osmanlı–Macar Mücadelesinde Sekeller
Osmanlıların Balkanlardaki ilerleyişinin ardından Macarlarla çatışma kaçınılmaz hâle gelince, Sekeller Macar ordusunun öncü-hafif süvari unsuru olarak sahaya çıktı. I. Kosova (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444) ve II. Kosova (1448) gibi belirleyici muharebelere aktif biçimde katıldılar. Sınırda yaşamaları sebebiyle düşmanla ilk temas çoğu kez onlara düşüyor, okçuluk ve keşif maharetleri çağdaş kroniklerde övgüyle anılıyordu.
14. yüzyılın ikinci yarısında Macar Kralı I. Lajos’un Balkan siyasetinde Erdel’i bir taarruz ve savunma üssü hâline getirmesi, Sekellerin bu hatta daha yoğun kullanılmasına yol açtı. 1368 Bulgaristan seferinde kralın ordusu soylularla birlikte Sekellerden de oluşmuş, Sekel ispânı István Lackfi, Erdel voyvodası Miklós Lackfi komutası altında yer almıştı. Bu dönem, Erdel’in krallığın doğu siyasetinde ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Sekeller, klasik Türk bozkır harp geleneğinde öncü-keşif, hücum öncesi yoklama ve muharebe sonrası ordunun gerisini gözetleme gibi görevleri üstlenen birlik tipinin Macar ordusundaki karşılığıydı. Uzun süre Erdel’in doğu sınır bölgelerinde kalıp sınır muhafızlığı yaptılar; bu askerî işlev, Orta Çağ boyunca imtiyazlı statülerinin başlıca zeminini oluşturdu.
Mohaç (1526) sonrası Erdel’in ayrı bir prenslik olarak teşekkül ettiği dönemde de Sekeller dikkate değer bir siyasî ağırlık taşıdı. Diyet Meclisi'nde “Erdel’in üç ahalisi”nden biri olarak (Macar ve Saslarla birlikte) temsil ediliyor, Osmanlı ile Habsburg arasında denge arayan karar süreçlerinde belirleyici oy çoğu kez onlardan geliyordu. Nitekim Osmanlı merkezi, Erdel hakkında yazışmalarda Sekel beylerini muhatap almayı ihmal etmedi.
Osmanlı-Macar ilişkilerinin dönemeçlerinde Sekel seçkinlerinin de yer aldığı görülür. Örneğin Yavuz Sultan Selim devrinde İstanbul’a gelen bir Macar elçilik heyetindeki “Keteyi Sekel Tamaş”, daha sonra yıkılmış olan bir hanın duvarına Sekel runik yazısıyla birkaç satır kazımıştır. Bu ayrıntı, Sekellerin hem diplomatik temaslarda göründüğünü hem de özgün yazı geleneğinin 16. yüzyıla dek kullanıldığını gösterir.
Toplumsal Yapı ve Kurumlar
Erken dönemde görece “eşitlikçi” görünen Sekel topluluğu, 14.–16. yüzyıllarda Avrupa feodal etkileriyle üç katmanlı bir düzene ayrıştı:
- Primores (önde gelenler/asiller),
- Lófők (hafif süvari nitelikli şövalye zümresi)
- Gyalogosok (yaya halk).
Bu sınıfsal ayrışma, Kral Mátyás devrindeki düzenlemelerle kurumsallaştı; yerel seçkinlerin çevresinde danışman statüsünde tanácsúrlar belirdi. Zamanla ayrıcalıklar babadan oğula geçti ve bir Sekel aristokrasisi oluştu.
Sekellerin tarihî ve idari temel birimi széktir (yerleşke/ilçe). Yerel askerî ve idari önderler için székkapitányok, primipili/maiores exercituantium gibi ünvanlar kullanıldı; bölgesel meclislerde, “aksakallar” karşılığı olan öregek tabiri yerleşmişti.
Sekellerde ortak toprak mülkiyeti, bireysel özgürlükleri ve kolektif düzenlemeleri teminat altına alan kendi iç hukuklarıyla birlikte işledi. Bu yapı, Peçenek ve Kuman örneklerinden daha derin kök salmış bir kurumsal süreklilik yaratarak hem askerî rolün hem hukukî özerkliğin uzun süre korunmasını sağladı.
Sekel topluluğu, kralın/Erdel voyvodasının ya da Sekel ispánının çağrısıyla silah altında bulunmak ve nöbet tutmakla yükümlüydü. Bu yüzden “asaletli- ayrıcalıklı soylular” olarak genel vergilerden muaftılar. Seferberlikte “yirmide bir” esasına göre asker çıkarılır, her szék soyluları arasından bir komutan verilirdi. Emre uymayanlara para ve ölüm cezaları öngörülmüş; acil çağrılar için köyden köye kanlı kılıç dolaştırma, tepelerde işaret ateşleri, zurna/davul ile silah çağrısı usulleri benimsenmişti.
16. yüzyıldan itibaren uzun savaşlar ve merkezî vergi rejimi, alt tabakaları fakirleştirdi. 1434 ve 1514’teki Sekel köylü ayaklanmaları kanla bastırıldı ve Sekel beyliği ile pek çok tarihî imtiyaz sona erdi. Böylece toplum içinde “ezen–ezilen” ayrımı derinleşti; birçok yoksul Sekel, asillerin topraklarında geçimlik çalışmaya mecbur kaldı.
Erdel’in siyasal mimarisinde Sekeller, Macarlar ve Saksonlarla birlikte üç ulustan biri olarak kabul edildi. Bu kimlik, yerel meclisler ve diyet düzeyindeki temsiliyet üzerinden toplumsal kurumlarıyla da desteklendi.
1989 sonrası Romanya bağlamında Sekeller, gençlik platformlarından gelişen Székely Nemzeti Tanácsı (Sekel Milli Meclisi) 16 Ekim 2003’te kurarak çağdaş bir çatı örgütü oluşturdu; başkanlık ve il temsilciliklerinden oluşan bu yapı, 2008’den itibaren Izsák Balázs başkanlığında faaliyetini sürdürmektedir.

Sekellerde Önemli Bir Motif Olan Kurt İmgeli Bir Kapı Süslemesi【5】
Ekonomik Hayat
Sekellerin başlıca gelir kaynakları tarih boyunca tarım ve hayvancılığa dayandı; buna dokumacılık, örmecilik, ağaç işçiliği, seramikçilik ve demircilik gibi zanaatlar eşlik etti. Bölgenin u̧çsuz bucaksız çayırları ve bereketli toprakları bu tarım-hayvancılık ekonomisini besledi.

Sekellere Ait Kapı Örnekleri【6】
Orta Çağ Avrupa’sında stratejik önemdeki tuz, Sekeller için büyük bir gelir kaynağıydı. Maros (Mureș) çevresindeki tuz mağaraları sayesinde, “Orta Avrupa’da başka tuz madeni olmadığı” kabulüyle bölge istisnai bir değer kazandı.
Sekeller arasında at yetiştirme çok önemliydi. Savaş için ayrılan atlara gündelik binilmez, ayrı bölümlerde beslenir ve yalnız talimde kullanılırdı. Her onluk yerleşim birimi savaş için at yetiştirir; taç giyme törenlerinde krala sunulan bir baş öküz ve bir at, Sekellerin iktisadi ağırlığına işaret ederdi. Lófő zümresi, bu atlı geleneğin askerî sınıfsal karşılığıydı.
Erdel’in yoğun ormanları, Sekellerde kerestecilik ve oymacılık gibi gelir getirici uğraşları geliştirdi. Dağlık sahalarda kesilen ağaçlar, ırmaklar aracılığıyla işlenecek merkezlere taşındı. Ağaç işçiliği gündelik eşyalardan mimari süslemelere (ünlü Sekel kapıları) kadar geniş bir üretim alanı oldu.

Sekel Kapılarının Motifleri【7】
Dil ve Yazı
Sekeller tarihî süreçte Macarlarla aynı dili konuşan bir topluluktur; kültürel örüntüleri de Macar çevresiyle paralellik gösterir.
Sekel yazısının biçimsel olarak Göktürk (Orhun) yazısına büyük ölçüde benzediği; en yakın akrabalığının Talas vadisi yazıtlarıyla kurulduğu bilinmektedir. Göktürk alfabesindeki 38 harfe ek olarak Sekel yazısında Yunan kökenli 4 (a, f, h, l) ve Glagolitik kökenli 2 (e, o) işaretle birlikte toplam 44 harf bulunduğu kaydedilir. Yazının Pontus/Hazar havzasında tanınmış olabileceği ihtimali mevcuttur. Sekel runik yazısı tıpkı Göktürk yazısı gibi sağdan sola yazılır ve okunur; kelime ayırımı işaretleri Göktürk geleneğinden farklı bir seyir izler.
Hristiyan Macar Krallığı’nın kuruluşundan sonra (I. István dönemi) runik yazı putperestliğin nişanesi sayılarak merkezî düzeyde tasfiye edilmeye çalışılmış; buna karşın coğrafyanın elverdiği Erdel/Székelyföld kesimlerinde yazı özellikle Sekeller arasında yaşamaya devam etmiştir. Bu nedenle modern çağda “Macar-Sekel yazısı” denilse de, fiilî kullanımın Sekellere özgüleştiği ifade edilir.
Din ve İnançlar
Macar Krallığı’nın Hristiyanlaşmasıyla birlikte Sekeller de resmen Hristiyan çerçeveye girdi ancak bu dönüşüm ilk devirde zorlama tedbirlerle yürüdüğü için Şamanistik inanç ve pratikler halk düzeyinde uzun süre yaşamaya devam etti. I. (Aziz) István sonrası nesiller boyunca şamanlığın “amelde ve itikatta” sürdüğü hatta XV. yüzyıldaki Kuman akınlarının ardından özellikle Sekeller arasında yeniden güçlendiği bilinmektedir.

İşık, Sekeller, Şema ve Resimler Bölümü.【8】
Günümüzde Sekellerin önemli bir kısmı Unitaryen olmakla birlikte, bölgelere göre Katolik ve Protestan topluluklar da vardı. Ortodoks Sekel bulunmadığı özellikle vurgulanır. Ayrıca Sekel kiliselerinde, Hristiyan dünyasında V. yüzyıldan beri yaygın olan altar bölümünün bulunmadığı kaydedilir.
Türk-Moğol gelenekleriyle paralel bir ağaç/orman kültü hatırlığı Sekel sahasında da görülür. Kabile “özünü” temsil eden kutsal ağaç, dallarına bez, kıl, tüy bağlama gibi pratiklere yansır. Bu uygulamalar, eski inançların Hristiyan yerel folklor içinde dönüşerek sürmesine örnektir.
21 Mart’taki bahar şenlikleri (Macarca Tavaszi Napéjegyenlőség) Türk dünyasının Nevruz/Hıdrellez geleneğiyle aynıdır. İnanca göre toprak, hava, su yenilenir; Sekel delikanlılarının genç kızları su ile ıslatması bereket ve tazeleme ritüelidir.
1 Kasım Ölüler Günü'dür. Kabir ziyaretleri, mum yakma, köylerde ölü aşı verme; şehirlerde şarap ve ekmek dağıtımı yaygındır.
Paskalyada ziyaretleşme, boyanmış yumurta hediye etme vardır.
Sekel halk dansları hasat, bağbozumu, düğün ve şenliklerde türkü ve aşk şarkıları eşliğinde topluca icra edilir; modern yorumlarda belirgin Osmanlı etkileri de zikredilir. Geleneksel halk kıyafetleri ise bugün daha çok festival ve özel günlerde sergilenir.
Sekel yerleşmelerinde her köyün kilisesi imeceyle inşa edilir; kilise aynı zamanda temel eğitimin görüldüğü mekândır. Bu, dinî kurumların yerel toplumsal dayanışmanın taşıyıcısı olduğunu gösterir.

Sekellerin Şamanistik Ritüellerinden Biri Olan Çaput Bağlama【9】


