KÜRE LogoKÜRE Logo

Sembolik Etkileşimcilik Kuramı

fav gif
Kaydet
kure star outline

Herbert Blumer, sembolik etkileşimcilik kuramını sistemleştiren ve bu yaklaşımı üç temel ilke üzerinden açıklayan bir sosyologdur. Sembolik etkileşim, insanların toplum içinde birbirleriyle semboller aracılığıyla kurduğu anlamlı iletişim biçimidir. Burada önemli nokta, sembollerin yani kelimeler, jestler, mimikler, objeler gibi anlam taşıyan göstergelerin her zaman bir anlamla yüklü olmasıdır. Bu semboller aracılığıyla insanlar, çevrelerini anlamlandırır, başkalarını tanımlar ve kendi davranışlarını yönlendirir.


Blumer’a göre insanlar, dünyayı ve toplumsal gerçekliği doğrudan algılamaz; nesnelere, olaylara ya da bireylere verdikleri anlamlar doğrultusunda hareket ederler. Bu anlamlar ise başkalarıyla kurdukları etkileşimler yoluyla şekillenir ve bireyler tarafından sürekli olarak yorumlanır. Blumer’ın kuramı şu üç temel ilkeye dayanır:

Anlam İlkesi (Meaning)

İnsanlar, nesnelere ya da durumlara yükledikleri anlamlara göre davranırlar. Örneğin, bir kişi kırmızı ışıkta durur çünkü o ışık “dur” anlamına gelir. Ya da birine “polis” denildiğinde, bu kavramın temsil ettiği otorite ve güç çerçevesinde tepki veririz. Dolayısıyla davranışlarımız, nesnelerin ya da kişilerin kendisinden çok, onlara yüklediğimiz anlamlara bağlıdır.

Etkileşim İlkesi (Interaction)

Bu anlamlar bireylerin kendi iç dünyalarından ya da doğuştan gelen özelliklerden kaynaklanmaz; sosyal etkileşimler aracılığıyla öğrenilir. İnsanlar, başkalarıyla iletişim kurdukça sembolleri ve bu sembollerin taşıdığı anlamları kavrarlar. Bu yüzden aynı nesne ya da olay, farklı kültürlerde farklı biçimlerde anlamlandırılabilir.

Yorumlama İlkesi (Interpretation)

Bireyler, sembollere yüklenen bu anlamları pasif bir şekilde kabul etmekle kalmaz; aynı zamanda onları yorumlar ve bu yorumlara göre davranışlarını şekillendirir. İnsan, anlam üreten ve bu anlamlar doğrultusunda hareket eden aktif bir özne olarak görülür. Bu süreç dinamiktir; çünkü birey, içinde bulunduğu bağlama göre anlamları sürekli olarak yeniden değerlendirir.


Blumer’a göre toplumsal yaşamın temelinde, bireylerin birbirleriyle kurduğu sembolik etkileşimler yer alır. İnsanlar dünyayı, nesneleri ve diğer bireyleri doğrudan olduğu gibi değil; onlara yükledikleri anlamlar üzerinden algılar ve bu anlamlara göre tepki verirler. Bu anlamlar ise bireyin kendi içinde oluşmaz; toplumsal etkileşimler aracılığıyla öğrenilir ve sürekli olarak birey tarafından yorumlanarak yeniden şekillendirilir. Bu nedenle insan davranışı, mekanik bir tepki değil; dinamik, anlam merkezli ve yorum odaklıdır. Blumer’ın kuramı, insanı anlam üreten ve bu anlamlara göre hareket eden aktif bir özne olarak konumlandırır. Bu bakış açısı, sosyal davranışları anlamak için bireyin iç dünyasından çok, içinde bulunduğu etkileşim süreçlerine ve o süreçlerde paylaşılan sembollere odaklanmayı gerektirir.

Kaynakça

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi. Erişim tarihi: 15.05.2025. https://siinav.ataaof.edu.tr/pdf.aspx?du=IrVwOcZ21RFtAMM3srkECw%3D%3D.


Koçak Turhanoğlu, A. 2018. “Sembolik etkileşimci teorinin gündelik yaşam sosyolojisine katkısı.” Sosyoloji Dergisi 38: 1–15. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2592369.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarEceay Öz14 Nisan 2025 19:42
KÜRE'ye Sor