Perşembe sabahı, işe giderken önümden geçen bir kedi yavrusu, o günkü planlarımı tamamen değiştirdi. O an, durup etrafıma baktığımda aslında ne kadar çok sokak canlısının aramızda yaşadığını fark ettim. Telefonumu kenara koyup, bir günümü onları gözlemleyerek ve anlamaya çalışarak geçirmeye karar verdim.
Sabah 08:30 - Parktaki Düzen
Mahalle parkında, her şeyin bir düzeni olduğunu keşfettim. Şu siyah-beyaz kedi, her sabah aynı bankın altında güneşleniyor. O sarı köpek, bakkalın önünden ayrılmıyor çünkü orada ona su veriliyor. Kuşlar ise belirli ağaçlarda toplanıp ötüşüyor. Bu düzeni bozmamak için, bankta otururken yanıma yaklaşan kediye yer açtım. Bana uzun uzun baktı, sonra usulca yanıma uzandı. Bu sessiz iletişim, o günkü ilk dersti.
Öğle 12:00 - Mahalle Dayanışması
Öğle saatlerinde, bakkalın önünde ilginç bir manzarayla karşılaştım. Esnaf, sokak hayvanları için kapılarının önüne su ve yemek kapları koymuştu. Kasap Kemal Amca, artan kemikleri topluyor, manav Ayşe Teyze ise bozulacak meyveleri uygun yerlere bırakıyordu. "Onlar da bu mahallenin bir parçası," dedi bakkal çırağı. "Biz onlara bakalım, onlar da bize göz kulak olsun."
Akşamüstü 17:00 - İnsanlardan Kaçanlar
Parkın kuytu bir köşesinde, insanlardan uzak duran bir kedi ailesi gördüm. Yavrularını korumak için her an tetiktelerdi. Onları rahatsız etmeden uzaktan izledim. Anladım ki bazı canlılar, yaşadıkları kötü deneyimler yüzünden insanlara güvenmiyordu. Saygı duymayı öğrendim - her sevgi gösterisine karşılık beklememek gerektiğini...
Gece 21:00 - Gecenin Sessiz Sahipleri
Akşam eve dönerken, sokak lambasının altında toplanmış kediler gördüm. Gündüz saklananlar, gece ortaya çıkıyordu. Çöp konteynerinin yanında, yiyecek arayan bir kirpi fark ettim. Usulca uzaklaştım ki korkutmayayım. Şehrin bu saatlerde aslında onlara ait olduğunu anladım.
Ertesi Gün - Değişen Bakış Açım
- Artık cebimde kedi maması taşıyorum.
- Arabanın kaputuna vurup motoru kontrol etmeyi alışkanlık haline getirdim.
- Mahalledeki su kaplarını düzenli olarak kontrol ediyorum.
- Komşularla birlikte, soğuk kış günleri için barınak yapmaya başladık.
Öğrendiğim En Değerli Şey
Sokak hayvanları bana sabrı, sevginin koşulsuz olabileceğini ve küçük iyiliklerin aslında ne kadar büyük fark yaratabileceğini gösterdi. O siyah-beyaz kedi hala her sabah aynı bankta, ama artık yanına oturup onunla vakit geçiriyorum. Bazen bana bakıp yavaşça gözlerini kırpıyor - bunun onların dilinde "seni seviyorum" demek olduğunu öğrenmiştim.
Belki de en büyük zenginlik, etrafımızdaki canlılarla kurduğumuz bu bağlardır. Onlar bize çok şey öğretmeye hazır, sadece biraz zaman ayırıp dinlememiz yeterli.