Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Son Menzil (Kitap)

fav gif
Kaydet
kure star outline
Yazar
Sâmiha Ayverdi
Kategori
Edebiyat / Türk Edebiyatı
Tür
Roman
Yayınevi
Kubbealtı
Sayfa Sayısı
261
ISBN
9789757663928
Basım Yılı
2023

Sâmiha Ayverdi’nin 1943 yılında yayımlanan Son Menzil adlı romanı, insanın manevi olgunlaşma yolculuğunu ve tasavvufi aşkı derinlemesine işleyen bir eserdir. Roman, bireyin dünyevi aşklardan ilahi aşka yönelme sürecini ve bu süreçteki içsel dönüşümünü anlatır.

Konu

Romanın insana ruh ve beden arasındaki muvazeneyi nasıl kuracağını tarif etmektir. Eserde kişinin kemal sıfatını taşıyabilmesi için madde-mana dengesi anlatılır. Roman, aşkın seyri etrafında şekillenir; özellikle merkezî kişi ressam Haşim'in mecazi aşka takılıp kalması ve Seniha'nın ilahi aşkta kemale erme süreci işlenir. Son Menzil, Ayverdi'nin insanın yaratıcı tarafından neden var edildiği ve dünyada nasıl konumlandırıldığı hususunu da ele aldığı romanlardan biridir.

Karakterler

Ressam Haşim: Romanın merkezî kişisi ve arayıcısıdır. Ruhunu sükûnete erdirememiş, mutsuz biridir ve mutsuzluğunun temel sebebi madde ve mana arasında denge kuramamış olmasıdır. Sanatından menfaat beklemeyen babasına karşılık, kendi işinden daima menfaat bekler, takdir ve şükran arzulamanın da bir menfaat olduğuna değinir. Melek'e duyduğu aşk zamanla ilahi aşka yaklaştıran değişimler gösterir, ancak beşerî aşkın maddi çemberini tam olarak aşamaz ve Melek'i Aziz'den kıskanır.


Okçu Bahaeddin: Romanda manayı temsil eden kişilerden biridir. Haşim'e iç ve dış kuvvetleri arasında muvazene kuramamasının ruhi ızdırabını ifade eder. Haşim'in ruhunun dinginleşmesini tam sağlayamasa da çaresinin Ali Feyyaz'da olduğunu bilir. Menfaat düşkünlüğü olmayan, kaprislerinin ve ihtiraslarının esiri olmayan biri olarak tarif edilir.


Seniha: Ressam Haşim'in yakın dostu ve yeğenidir. Çocukluğundan beri Haşim'e karşı beslediği aşk için fedakârlıklar gösterir. Ruhen olgunlaşmış, ilahi aşka erme çabasında olan bir arayıcıdır. Maddi dünyanın esiri Siret'in karısıdır. Annesinin namaz kılarken okuduğu Ayete'l Kürsü'yü öğrenmesi, annesinin dini yaşayışının kendisi üzerindeki kalıcı tesirini gösterir. Kıskançlıklarından ve maddi varlığından kurtulup ilahi aşka dahil olmak ister. İradesinin zayıf olduğunu ifade eder ve kıskançlık denen afetin irade pusulasına hâkim olduğunu söyler.


Siret: Modern kişiliğiyle öne çıkar. Tiyatro oyuncusudur ve menfaatleri üzerine bir dünya kurmuştur. Şöhret ve itibar sahibidir. Para ve mevkideki menfaatini kaybetme endişesi taşır. Eski eserler hakkında "modası geçmiş" yorumunu yapar.


Cemile: Haşim'in karısıdır. Eski kocası Ali Feyyaz'ı ve hasta çocuğunu terk ederek Haşim'le evlenmiştir. Çocuğunun ölümünü "tabiiye yakın" karşılayan, vicdani tutuma sahiptir. Menfaati her şeyin üzerinde tutan, bukalemun gibi değişebilen, muzır ve fesatçı bir zekaya sahip biri olarak tarif edilir. Kendisinden üstün olan herkesi kıskanır. Menfaatleri söz konusu olduğunda yalan, hile ve riya yeteneğini ortaya koymaktan çekinmez.


Melek: Cemile'nin yeğeni ve büyük bir servetin varisi olarak Haşim'in evine gelir. Manevi şahsiyetleriyle yer alan Melek, milli bilince bakan yönüyle şehrin eski mimari eserlerini eleştirir. Yazar tarafından "Sade, samimi ve tarafsız", "kıymetlerin esiri olmamış" biri olarak tanıtılır. Haşim'in de Aziz'in de aşkına karşılık vermez.


Ali Feyyaz: Seniha ve Haşim hakkında konuşmalarda adı geçen, manevi rehber kimliği taşıyan bir karakterdir. Eski eşi Cemile'nin amaçladığı kötü düşüncelere engel olur.


Aziz: Melek'in arkadaşı ve geniş ve yüksek bir zekaya sahip olan Türk sanatının ve zevkinin kaybolduğunu düşünen, köksüzlüğü ve çöplüğe dönüşmeyi eleştiren biridir. Melek'e aşıktır.


Şöhret Dadı: Hayatını küçük yaşta anasız kalmış Seniha'yı yetiştirmek için adayan ve onun her ihtiyacıyla ilgilenen bir karakterdir.

Temalar ve İçerik


Madde-Mana Dengesi: Ayverdi, mananın ortaya çıkması için maddenin gerekli olduğunu, aynı zamanda maddenin varlığını manaya borçlu olduğunu vurgular. İnsan, madde ve mananın birleşimi olarak bu ikisi arasında denge kurmak zorundadır. Maddi zevklerin peşinden koşmanın manevi yıkıma yol açtığı ve dengenin mana aleyhine bozulmasının eleştirisi yapılır.


Arayış ve Varoluş Amacı: İnsanın sürekli bir arayış içinde olduğu, varoluş amacının “Mutlak Vücut” yani asıl varlığa yakınlaşmak olduğu belirtilir.


İlahi Aşk ve Beşeri Aşk: Romanda ilahi aşk, gerçek ve tek aşk olarak sunulur; beşeri aşkın ise hakiki olmadığı kesin ifadelerle vurgulanır. Mecazi aşkın ihtirasları artırdığına, aşk yolunda nefisten vazgeçmenin ve manevi özgürlüğe ulaşmanın gerekliliğine dikkat çekilir.


İrade ve Sorumluluk: Mevlânâ’nın irade özgürlüğü görüşü paralelinde, insanın eylemlerinden sorumlu olduğu ve kaderini tercihlerle şekillendirdiği ifade edilir.


Bilgi ve İrfan: İrfani bilginin maddi ilimden üstün olduğu, ancak ikisi arasında bir denge kurulması gerektiği savunulur. İrfana ulaşmak için insanın kendi özüne derin bir yolculuk yapması gerektiği belirtilir.


Taassup: Dini bilginin taassupla birleşmesinin dogmatizme yol açtığı ve gerçeğin görülmesini engellediği eleştirilir. Medrese kültürünün din taassubuna katkıda bulunduğu düşünülür.


İhtiraslar: Şöhret, şehvet, makam, mevki, para gibi tutkuların insanı manevi felakete sürüklediği, bu ihtirasların manevi körlüğe yol açtığı anlatılır. İhtiraslardan kurtulmanın yolu olarak manevi arınma ve ilahi aşk gösterilir. Hilekârlık, yalan, nankörlük, vefasızlık gibi olumsuz tutumlar bu süreçte ele alınır. Menfaatin her sınıf ve kademede yaygın olduğu belirtilir ve menfaate dayalı ilişkilerin hüsranla sonuçlandığı vurgulanır.


Gurur: Gururun insanı maddi dünyaya bağlayıp gerçeklikten uzaklaştırdığı ifade edilir. Gururdan kurtulmanın ilk adımının düşünmek olduğu ifade edilir. Gururun geçici bir durum olduğu ve manevi çöküntüye sebep olduğu vurgulanır.


Doğruluk ve Sadakat: Doğruluğun iradeyle ihtirasları kontrol etmekle mümkün olduğu söylenir. Sadakat ve vefanın önemli insani değerler olduğu örneklerle açıklanır.


Fedakârlık ve Feragat: Fedakârlık, tasavvufi bir kavram olarak ele alınır ve ilahi aşka ulaşmada temel bir aşama olarak görülür.

Dil ve Üslup Özellikleri

Ayverdi’nin dili, geçmişle bugünü birleştiren bir yapıdadır. Karmaşık meseleler anlaşılır bir dille ifade edilir; mecazlar sıkça kullanılır. Yazar, anlatımda doğrudan müdahale etmez ve bunun yerine kahramanlarının sesini öne çıkararak tartışma sahnelerinde farklı görüşler karşı karşıya getirilir. Tasavvufi kavramları somutlaştırmak için mecazi anlatım yaygındır.

Kaynakça

Ayverdi, Sâmiha. Son Menzil. Kubbealtı Neşriyat, 2023.Erişim Tarihi:13.07.2025. Son Menzil - Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarYahya Beyan Keskin13 Temmuz 2025 15:04

İçindekiler

  • Konu

  • Karakterler

  • Temalar ve İçerik

  • Dil ve Üslup Özellikleri

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Son Menzil (Kitap)" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor