Köken
“Soytarı” kelimesi, Farsça kökenli “şût” (oynamak) fiilinden türeyen “şûtâr” sözcüğünden alıntıdır. Türkçeye Osmanlı döneminde geçmiş, zamanla halk ağzında “soytarı” biçimini almıştır. İlk anlamı “oynayan, güldüren kişi”dir.
Kullanım Alanları
- Tarihsel/Saray Kültürü: Osmanlı ve Avrupa saraylarında eğlence amacıyla kullanılan görevli figürler.
- Tiyatro ve Gösteri Sanatları: Komedi türlerinde yer alan eğlendirici karakterler.
- Edebiyat ve Mizah: Deyimlerde ve hiciv türlerinde karikatürize edilmiş karakterlerde.
- Günlük Konuşma / Argo: Ciddiyetsiz veya uygunsuz davranışlarda bulunan kişiler için.
Uygulama Alanları
- Rönesans dönemi tiyatrolarında soytarı karakteri, çoğu zaman gerçekleri alaycı bir dille dile getirirdi.
- Meddah ve Karagöz-Hacivat gibi geleneksel Türk sahne sanatlarında da soytarıya benzer tipler yer alır.
- Bazı çağdaş yazarlar, romanlarında soytarı tipini toplum eleştirisinin aracı olarak kullanırlar.
- Politik hiciv yapan karikatüristler, soytarı figüründen esinlenerek sistem eleştirilerini şekillendirir.
- Günümüz medya kültüründe, bazı televizyon karakterleri soytarı kimliğini sürdürerek seyirciye mizah sunar.








