Taşizm, 1940’ların sonlarında ortaya çıkmış ve 1950’lerde özellikle Fransa’da popülerlik kazanmış bir soyut sanat akımıdır.【1】 Fransızca “tache” yani “leke” kelimesinden türeyen bu terim, spontane fırça darbeleri, boya damlatmaları ve lekelerle karakterize edilen bir ifade biçimini tanımlar.【2】 II. Dünya Savaşı’nın ardından şekillenen bu sanat anlayışı, Amerika’daki soyut dışavurumculuk ve aksiyon resmine paralel bir gelişim gösterse de kendine özgü teknik ve yaklaşımlar sunar.
Taşizm, sanatçıların planlı kompozisyonlar yerine anlık duygusal tepkilerini tuvale aktarmalarını, renk ve formu içsel duyguların dışavurumu olarak kullanmalarını teşvik etmiştir. Bu akımda sanatçının fiziksel varlığı, eser üzerinde bıraktığı fırça izleri, boya sıçramaları ve doğrudan malzemeyle kurulan temasla hissedilir.
Taşizim (TRT2)
Temel Özellikleri ve İlişkili Akımlar
Taşizm, geleneksel sanat kurallarına başkaldırarak yaratıcı özgürlük alanı açmıştır. Malzemeyle doğrudan etkileşimi, serbest fırça kullanımı ve boya dökme teknikleriyle öne çıkan bu yaklaşım, modernizmin ve kavramsal sanatın mesafeli durduğu tuval resmine yeniden ilgi uyandırmıştır. Art Enformel, Art Brut ve Soyut Dışavurumculuk gibi akımlarla yakın ilişki içindedir.
Art Enformel, yüzey üzerinde farklı malzemelerle iz bırakma, yırtma, yapıştırma gibi eylemleri içerirken; Art Brut, profesyonel sanat eğitimi olmayan bireylerin içten gelen ifadelerini yüceltir. Soyut Dışavurumculuk ile ortak noktası ise, eserin bir resimden öte sanatçının eyleminin kaydı olarak görülmesidir.
Taşizm Temsili Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)
Sanatçılar ve Eserleri
Taşizm, birçok sanatçıya ilham vermiş ve farklı yorumlarla zenginleşmiştir. Louis Van Lint’in “Vahşi Sonbahar” eseri, doğayı soyutlama ve duyguları dışavurma yönüyle akımın ruhunu taşır. George Mathieu’nun teatral çalışma tarzı ve canlı renkleri, Karel Appel’in dinamik fırça darbeleri, Gerald Schneider’in duygusal yoğunluğu Taşizm’in farklı yüzlerini yansıtır.
Simon Hantai, deneysel yaklaşımıyla dikkat çekerken Fahrünnisa Zeyd malzeme çeşitliliğiyle akımı kişiselleştirmiştir. Mark Tobey, Hans Hartung, Franz Kline ve Henri Michaux gibi isimler de kaligrafik etkilerle lekesel üslubu harmanlamışlardır. Jackson Pollock ise damlatma ve sıçratma teknikleriyle yoğun lekeci kompozisyonlar yaratmıştır.
Taşizm ve Kaligrafi Etkileşimi
Taşizm, kaligrafiyle de yakın bir bağ kurmuştur. Kaligrafide harflerin biçimsel değerini leke estetiğiyle birleştiren yaklaşım, özellikle Doğu kaligrafisinin etkilerini taşır. Korosh Ghazimorad, Niels Shoe Meulman, Wang Dongling ve eL Seed gibi çağdaş sanatçılar, lekesel tavrı kaligrafiyle bütünleştirmiştir. Etem Çalışkan ve Mehtap Uygungöz, yazıdan hareketle asemik kompozisyonlar oluşturarak resimsel bir leke dili geliştirmiştir.Işık kaligrafisi gibi deneysel yöntemler de Taşizm’in sınır tanımayan ifade anlayışını yansıtır. Böylece Taşizm, yalnızca bir resim akımı değil; farklı disiplinleri etkileyen, sanatın algılanışını ve uygulanışını dönüştüren bir hareket haline gelmiştir.


