Tokat Kalesi, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Tokat il merkezinde, dik ve sarp kayalıklar üzerinde kurulmuş bir savunma yapısıdır. Doğal bir hisar görünümündeki kale, stratejik konumuyla dikkat çeker. Güneybatı yönünde yer alan kayalık yamaç üzerinde antik bir kaya mezarı ile 362 basamaklı bir merdiven bulunmaktadır. Bu merdiven, kale dibine kadar ulaşmakta olup günümüzde büyük ölçüde açılmış durumdadır. Kale, günümüzde yapı güvenliği gerekçesiyle ziyarete kapalıdır.

Tokat Kalesi (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihî Süreç
Kale, Roma Dönemi’nde (M.Ö. 30 – M.S. 395) yol güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Yaklaşık 500 yıl Bizans egemenliğinde kalan kale, 1074 yılında Danişmend Melik Ahmet Gazi tarafından fethedilmiştir. Takip eden dönemlerde kale, sırasıyla Danişmentli, Selçuklu, İlhanlı, Eratna, Kadı Burhanettin ve Osmanlı Devleti’nin egemenliğine geçmiştir. Kalenin konumu, Yeşilırmak vadisini kontrol etme açısından stratejik olup bölge içi askerî hareketliliği denetleyen bir gözetleme noktası olarak kullanılmıştır.
Zindan ve Tutuklular
Osmanlı Dönemi’nde “Çardak-ı Bedevi” olarak adlandırılan kalenin zindanı, hem yerli hem de yabancı önemli şahsiyetlerin tutsak edildiği bir yer olmuştur. Bu kişiler arasında Bizans İmparatoru A. Diogenis de yer almaktadır. Zindanın iç kısmı, doğal kaya kütlesi oyularak oluşturulmuş olup karanlık ve nemli yapısıyla dikkat çekmektedir.
III. Vlad (Kazıklı Voyvoda) ve Kale ile İlişkisi
Osmanlılara yenilen Eflak Prensi III. Vlad (Drakula), kardeşiyle birlikte önce Kütahya Eğrigöz Kalesi’nde, ardından Tokat Kalesi’nde gözetim altında tutulmuştur. Daha sonra Edirne’ye, şehzade Mehmet’in (Fatih Sultan Mehmet) yanına gönderilerek eğitim alması sağlanmıştır.
Arkeolojik Unsurlar
Kalenin güneybatısında çok eski dönemlerden kalma bir kaya mezarı yer almaktadır. Bu mezarın girişinde bir kolon ile biri büyük olmak üzere iki hücre bulunmaktadır. Kaya mezarı ve merdivenli geçit, kalenin yalnızca askerî değil, aynı zamanda sosyal ve arkeolojik önemini de göstermektedir. Söz konusu mezar yapısı, Helenistik ya da Roma dönemine ait olabileceği yönünde arkeolojik değerlendirmelere konu olmuştur.


