Tsarevets Kalesi, Bulgaristan’ın Tırnova şehrinde, Tsarevets tepesinde yer alan ve İkinci Bulgar İmparatorluğu’nun (1185-1396) başkentinin ana savunma yapısı olarak hizmet veren bir ortaçağ kalesidir. Bulgaristan'ın siyasi, kültürel ve dini merkezi olarak kabul edilen Tsarevets, Bulgar hükümdarlarının saraylarını, patrikhaneyi ve çok sayıda yerleşim alanını içermektedir. Kale, tarihi boyunca birçok savaşa, yıkıma ve yeniden yapılanmaya tanıklık etmiş olup günümüzde Bulgaristan’ın en önemli turistik ve kültürel varlıklarından biridir. Tsarevets, Bulgaristan’ın 100 Ulusal Turistik Yeri arasında yer almakta ve yılda binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Tsarevets Kalesi (Kaynak: Mehmet Salih Çoban)
Arkeolojik Araştırmalar
Tsarevets üzerindeki ilk arkeolojik kazılar, 1886 yılında Çek bilim insanı Karel Škorpil tarafından başlatılmıştır. Daha sonra 1893 ve 1900 yıllarında kazılar yapılmış ancak bu çalışmalar plansız ve düzensiz bir şekilde yürütülmüştür. 1905 yılında Tırnova’daki arkeolojik derneğin girişimiyle kazılar yeniden başlamış fakat maddi yetersizlikler nedeniyle süreklilik sağlanamamıştır. 1930’larda Balduin Kulesi’nin restorasyonu öncesinde kazılar gerçekleştirilmiştir. 1946 sonrası dönemde sistematik kazılara geçilmiş ve özellikle 1958-1959 yılları arasında kale surları, kraliyet sarayı ve patriyarkal kompleksin detaylı incelemeleri yapılmıştır. 1974 yılında Bulgar Bilimler Akademisi’nin Arkeolojik Enstitüsü tarafından kapsamlı çalışmalar başlatılmıştır.
Kalenin Tarihi
Tarih Öncesi ve Erken Tarih
Tsarevets tepesindeki yerleşim izleri, geç Kalkolitik döneme (M.Ö. 4200) kadar uzanmaktadır. Bronz ve Demir Çağı boyunca tepe yerleşim için kullanılmıştır. Trakya kültürüne ait kalıntılar arasında seramikler, konut temelleri ve diğer materyaller bulunmaktadır. Ancak, Roma dönemi boyunca tepenin yerleşim dışı kaldığı düşünülmektedir. Bizans döneminde, 5. yüzyıl sonlarında İmparator I. Anastasius tarafından burada bir kale inşa edilmiş ve tepe yeniden stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bu kale, 7. yüzyıldaki Avar-Slav saldırıları sırasında yok edilmiştir.
Bizans ve Ortaçağ Dönemi
8. yüzyılda Slavlar tarafından yeniden iskân edilen Tsarevets tepesi, 12. yüzyıl itibarıyla Bulgarlar tarafından yeniden tahkim edilmiştir. 1185 yılında Bulgar İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilmesiyle Tsarevets, siyasi ve dini bir merkez haline gelmiştir. Kale, Bulgar hükümdarlarının sarayı, patrikhanesi ve idari binaları ile tam bir şehir-kale niteliği kazanmıştır.
Osmanlı Dönemi
Osmanlılar, 1388-1389 yıllarında Vezîriâzam Çandarlı Ali Paşa’nın önderliğinde gerçekleştirdikleri bir kış seferiyle Tsarevets Kalesi’ni çatışma yaşanmaksızın ele geçirmiştir. Şehir, o dönemde Osmanlı vasalı olan Çar İvan Şişman’a geri verilmişse de, 1393 yılında Yıldırım Bayezid liderliğindeki Osmanlı ordusu tarafından uzun bir kuşatma sonucunda tekrar zapt edilmiştir. Kuşatma sırasında Tsarevets’teki birçok yapı yıkılmış ve bölgedeki soyluların bir kısmı sürgün edilmiştir. Bulgar kilisesinin başı olan Patrik Evtimi, Osmanlı tarafından itibar görmüş olsa da sonrasında sürgüne gönderilmiştir. Şehrin bir kısmı boşaltılarak yerine Türk ve Rum göçmenler yerleştirilmiş, kale içindeki kilise camiye dönüştürülmüş ve bölgede bir zaviye ile medrese inşa edilmiştir. Bu değişimler, bölgenin kültürel ve dini yapısını önemli ölçüde etkilemiştir. Bununla birlikte, Aziz Dimitrios ve Kırk Şehitler Kilisesi gibi önemli Bulgar dini yapıları korunmuştur. Bu da Bulgar kimliğinin tamamen silinmediğini göstermektedir.
Osmanlı yönetimi altındaki Tırnova, özellikle Yıldırım Bayezid’in oğulları arasındaki iç savaşın ardından yeniden imar edilmiştir. II. Murad döneminde, Fîruz Bey b. Abdullah gibi Osmanlı idarecileri, şehrin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu süreçte, camiler, mescitler, imaret, medrese, hamam ve Yantra Nehri üzerine bir köprü inşa edilmiştir. Bu yapılar, çevredeki köylerin vergi gelirleriyle desteklenmiştir. Ancak 1444 yılında Haçlı ordularının saldırıları sırasında şehir kısa süreli bir zarar görmüş ve Tsarevets Kalesi güçlü Osmanlı savunması sayesinde ele geçirilememiştir. Bu saldırılar sonrasında şehirde uzun bir barış ve istikrar dönemi başlamıştır. Kalenin önemi zamanla azalarak yapılar ortadan kaybolmaya başlamıştır.
Kalenin Yapısı
Savunma Sistemi
Tsarevets Kalesi’nin savunma sistemi, dönemin ileri mühendislik ve askeri teknolojilerini yansıtan bir yapıya sahiptir. Kaleyi çevreleyen surlar 2.4 ila 3.6 metre kalınlığında olup kuleler ve giriş kapılarıyla güçlendirilmiştir. Başlıca giriş, beş kapı ile korunan ana batı kapısıdır. Ana girişin dışında kuzeybatıdaki Asenova Kapısı ve güneydoğudaki Frenk Kapısı da önemli bağlantı noktalarıdır. Kaleye girişler, köprüler ve kulelerle desteklenmiş, geçişlerin zorluğu artırılmıştır. Bu savunma yapıları, kaleyi hem doğal hem de insan yapımı bir kale haline getirmiştir.

14. yüzyıl Tsarevets Kalesi ve Tırnova Planı (Kaynak: Mehmet Salih Çoban)
Patriyarkal Kompleks
Kalenin en yüksek noktasında bulunan patriyarkal kompleks, Bulgaristan’ın dini liderliğinin merkezi olmuştur. Komplekste, patriyarkal kilise Voznesenie Gospodne (Göğe Yükseliş) yer almaktadır. Bu kilise, 13. yüzyılda inşa edilmiş ve 14. yüzyılda genişletilmiştir. İç dekorasyonu, modern Bulgar sanatçısı Teofan Sokerov’un yaptığı duvar resimleri ile zenginleştirilmiştir. Patriyarkal kompleks ayrıca savunma surları, kuleler ve idari binalarla çevrili olup, bağımsız bir kale gibi tasarlanmıştır.
Kraliyet Sarayı
Tsarevets Kalesi’nin merkezinde, yaklaşık 5000 m² alana yayılan kraliyet sarayı bulunmaktadır. Saray, Bulgar hükümdarlarının ikametgâhı ve idari merkezi olarak kullanılmıştır. Yapılar arasında bir taht salonu, kraliyet kilisesi ve hükümdarın özel odaları bulunmaktadır. Saray, güçlü savunma surları ve kulelerle çevriliydi ve kuzey ve güneyde iki ana giriş kapısına sahipti. İç dekorasyonunda dönemin mimari ve sanatsal unsurları yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Modern Restorasyon Çalışmaları
Tsarevets Kalesi’nin restorasyon çalışmaları, 1930’larda başlamış ve 1981 yılında Bulgar devletinin 1300. kuruluş yıldönümü onuruna tamamlanmıştır. Restorasyon sırasında kale duvarları, kapılar, kraliyet sarayı ve patriyarkal kilise yeniden inşa edilmiştir. Çalışmalarda, arkeolojik kazılar sırasında elde edilen bulgular ve tarihi belgeler esas alınmıştır. Restorasyon sürecinde mimari detaylara sadık kalınmış ve kalenin tarihi atmosferi korunmuştur.
Ses ve Işık Gösterisi
1985 yılında başlatılan "Ses ve Işık" gösterisi, dramatik müzik, renkli ışıklar ve lazerlerle Bulgaristan’ın tarihini canlandırmaktadır. Gösteri, özellikle İkinci Bulgar İmparatorluğu'nun kuruluşu ve Osmanlı İmparatorluğu’na karşı verilen mücadeleleri konu almaktadır. Bu gösteri, turistler ve yerel halk arasında büyük bir ilgi görmektedir ve Tsarevets’in turistik cazibesini artırmaktadır.


