logologo
Tutmak
Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
viki star outline

Yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Ai badge logo

Tutmak

Genel Kültür+2 Daha
1.
Elde bulundurmak, ele almak."Kalemi eline alıp sıkıca tuttu."
İsim
2.
Ele geçirmek, yakalamak."Polis kaçan hırsızı köşede tuttu."
İsim
3.
Avlamak."Sabah erkenden göle gidip birkaç balık tuttu."
İsim
4.
Yanında bulundurmak, alıkoymak."Anahtarları çantasında tutmayı alışkanlık edinmişti."
İsim
5.
Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek."Zanlıyı sorgulama için karakolda tuttular."
İsim
6.
Kaplamak."Bütün vücudunu kızarıklıklar tuttu."
İsim
7.
Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak."Sabah kalktığında camları kırağı tutmuştu."
İsim
8.
Denetimi ve yetkisi altına almak."Şirketin tüm kontrolünü sonunda tutmayı başardı."
İsim
9.
Desteklemek, birinden yana çıkmak."Herkes Ayşe’yi suçladı ama ben onun tarafını tuttum."
İsim
10.
Benimsemek, beğenmek."Bu rengi çok tuttum, duvarları böyle boyayalım."
İsim
11.
Gereğini yapmak, yerine getirmek."Sözünü tuttu ve zamanında geldi."
İsim
12.
Uygun gelmek, çelişmez olmak."Anlattıkları, tanığın ifadesiyle tam tuttu."
İsim
13.
Kapatmak, sarmak."Yara bandıyla parmağını sıkıca tuttu."
İsim
14.
Hizmetine almak veya kiralamak."Yaz için Bodrum’da bir ev tuttu."
İsim
15.
Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek."Sinirlenince işi şakaya vurur gibi tuttu."
İsim
16.
Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak."Demek ki ahım tuttu, sonunda pişman oldu."
İsim
17.
Ulaşmak, varmak."Gecenin bir yarısı köye ancak tuttuk."
İsim
18.
Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak."Bu alışveriş toplamda 500 lirayı tuttu."
İsim
19.
Bir yere uğramak."Okuldan sonra kitapçıya tutup geldik."
İsim
20.
Herhangi bir durumda bulundurmak."Odanın sıcaklığını sabit tutmaya çalıştı."
İsim
21.
Varsaymak, farz etmek."Diyelim ki haklısın, bu durumda ne tutarsın?"
İsim
22.
Alacağa veya vereceğe saymak."Bu borcu senin hesabına tutalım."
İsim
23.
Bir yere yaklaştırmak."Elini ateşe doğru tuttu, ısıyı hissetmek için."
İsim
24.
Bir aleti kullanabilmek."Küçük çocuk kalemi düzgün tutamıyordu."
İsim
25.
Bağlamak"Halatı sıkıca tutup sabitledi."
İsim
26.
Beklenen sonucu vermek."Yaptığı reklam kampanyası tuttu, satışlar arttı."
İsim
27.
İş görebilmek."Bu yapıştırıcı bu cam için tutmaz."
İsim
28.
Sürmek, zaman almak."Film üç saat sürdü, epey tuttu yani."
İsim
29.
Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak."Camın köşesini mantar tuttu."
İsim
30.
Bir şeyi kullanması için uzatmak."Kitabı ona doğru tuttu, alması için."
İsim
31.
Sunmak."Mektubu müdürün önüne tuttu."
İsim
32.
İşgal etmek."Bu masa dört kişilik yeri tutuyor."
İsim
33.
Takip etmek, izlemek."Polisi atlatmak için başka bir yol tuttu."
İsim
34.
Bırakmamak."Onca hakarete rağmen kendini tuttu."
İsim
35.
Sarmak, bürümek."Aniden sis tuttu bütün vadiyi."
İsim
36.
Asılmak, kuvvetlice sarılmak."Yamaçtan aşağı düşerken dala sımsıkı tutundu."
İsim
37.
Bir kimsenin yerini almak."Sefa’nın yerine Ali’yi tuttular."
İsim
38.
Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek."Onu deniz tuttu, bütün yol boyu kötüydü."
İsim
39.
Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak."Bu cihaz nemi sabit tutar."
İsim
40.
Bir yerde kalmasını sağlamak."Kolu kırıktı, doktor askıda tutmasını söyledi."
İsim
41.
Bir sanat eseri geniş ilgi görmek."Film beklenmedik biçimde tuttu ve gişe rekoru kırdı."
İsim
42.
Biriktirmek, tasarruf etmek."Maaşının bir kısmını her ay kenarda tuttu."
İsim
43.
Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj."Hesabındaki para mahkeme kararıyla tutuldu."
İsim
44.
...-dan başlamak."Masal, bir zamanlar diye tutar."
İsim
45.
Bir şeyi belleğe yerleştirmek."Telefon numarasını hemen tuttu hafızasında."
İsim
46.
Bazı takım oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketine ayakla veya vücutla engel olmak; markaja almak."Defans oyuncusu rakibi iyi tuttu, hiç pozisyon vermedi."
İsim

İşaret Dili

t gifT
u gifu
t gift
m gifm
a gifa
k gifk

Köken

Tutmak fiili, Türkçeye Eski Türkçedeki tut- biçiminden geçmiştir ve “yakalamak, elde etmek, sahip çıkmak, engellemek” gibi temel anlamlara gelir. Bu fiilin daha erken bir biçimi olarak, yazılı örneği bulunmamakla birlikte, turt- (“durdurmak, engellemek”) biçiminin varlığı varsayılmaktadır. Bu biçim, Eski Türkçede “durmak” anlamına gelen tur- fiiline, ettirgenlik bildiren +It- eki getirilerek türetilmiş olabilir. Böylece tur- (durmak) → turt- (durdurmak) → tut- (yakalamak, engellemek) biçimsel ve anlamsal evrim zinciriyle açıklanır.


Zaman içinde bu fiil, doğal ses değişimiyle Anadolu’nun birçok ağzında dut- biçimini almış; ön seste /d/ sesi özellikle Batı Anadolu ağızlarında korunmuştur (“dutıverdi”, “dutulu kaldı” gibi). Ancak İstanbul Türkçesinde bu ses değişimi geri çevrilmiş ve tut- biçimi standart hal olarak benimsenmiştir. Bu evrimsel süreç, hem fonetik hem de anlam bakımından fiilin geçişlilik kazanmasıyla bağlantılıdır; tur- (durmak) eylemi edilgen bir durumu ifade ederken, tut- artık nesneye yönelen aktif bir eylem halini almıştır.

Kullanım Alanları

  • Fiziksel eylem: “Elini tutmak”, “kapıyı tutmak”, “yakalamak” anlamında temel bir fiildir.
  • Soyut ve mecazî anlamlar: “Söz tutmak”, “tutku duymak”, “yeri tutulmak” gibi ifadelerde farklı anlam alanlarına yayılmıştır.
  • Gramer ve türevsel üretkenlik: “Tutanak”, “tutucu”, “tutulum”, “tutuklamak” gibi çok sayıda türev sözcüğün çekirdeğidir.
  • Ağızlar ve tarihsel söylem: Bazı Anadolu ağızlarında dut- biçimi hala yaşarken, tarihi metinlerde fiilin geçişli/ettirgen işlevine dair örnekler bulunur.

Kaynakça

“Tutmak”. Kubbealtı Lugatı. Erişim Tarihi: 12 Temmuz 2025. https://lugatim.com/s/TUTMAK.


“Tutmak”. Nişanyan Etimolojik Sözlük. Erişim Tarihi: 12 Temmuz 2025. https://www.nisanyansozluk.com/kelime/tutmak.


“Tutmak”. Türk Dil Kurumu Sözlüğü. Erişim Tarihi: 12 Temmuz 2025. https://sozluk.gov.tr/?ara=tutmak.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarAbdulkadir Işık12 Temmuz 2025 08:37

Etiketler

KÜRE'ye Sor