Uluslararası sular, herhangi bir ülkenin kontrolü, söz hakkı veya etkisi altında bulunmayan, dünyadaki tüm devletlerin serbest bir biçimde kullanabilecekleri açık deniz alanları olarak tanımlanmaktadır. Bu suların en belirgin ortak özelliği tüm devletlerin eşit haklara sahip olması ve hiçbir devletin bir diğerinden daha fazla söz hakkına sahip olmamasıdır. Bu sularda tüm devletler, eşit haklar sayesinde balıkçılık, seyir veya deniz ticareti gibi işlerini yürütebilirler. Bu sebeple herhangi bir devletin ve onun kolluk kuvvetlerinin uluslararası sular içerisinde bir diğer ülkenin şahıslarına veya deniz araçlarına müdahale etme yetkisi bulunmamaktadır lakin uluslararası suların bir başlangıç ve bitiş noktası bulunmaktadır, bu da diğer ülkelerin karasuları ile ilgilidir.
Ülkelerin karasularının bittiği noktada, başka bir ülkenin karasuyu yoksa o bölge ululararası su olarak tanımlanmaktadır. Aradaki sınır ise, genellikle suya kıyısı olan bir devletin su içerisindeki taban çizgisinden 12 deniz mili uzaklıkta olacak şekilde hesaplanmaktadır. Bu karar ise Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin (United Nations Convention on Laws of the Sea - UNCLOS) 3. maddesi uyarınca hayata geçmiş bir kuraldır.
Aşağıdaki görselde mavi ile belirtilen bölgeler uluslararası suları göstermekteyken, beyaz renkli alanlar ilgili ülkelerin resmi karasularını göstermektedir. Sarı ve pembe alanlar ise dünya haritasındaki kıtaları/ülkeleri temsil etmektedir.

Uluslararası sular ve ülkelerin kara suları.
Bu terim ayrıca uluslararası suların ihlali neticesinde yaşanabilecek anlaşmazlıklarda ve ülkelerarası gerçekleşme ihtimali bulunan mahkeme süreçlerinde de sıkça gündeme gelmektedir. İlgili sözleşmeye göre, ülkeler arasında bir anlaşmazlık yaşandığı takdirde anlaşmazlığın çözümünün sağlanması için bu iki ülke arasında ortak veya herhangi bir tarafın oluşturduğu bir üst mahkeme oluşturulmalıdır. Eğer böyle bir üst mahkeme bulunmuyorsa, ilgili anlaşmazlığın çözümü Avrupa Adalet Divanı (European Court of Justice) tarafınca yürütülmektedir.
Uluslararası Sular Teriminin Kökeni
Uluslararası sular terimi ilk defa1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) ile yürürlüğe girmiştir. Burada belirlenen uluslararası su sınırları Birleşmiş Milletler (UN) üyeleri tarafından da onaylanmış olup söz konusu üyelere ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Bu nedenle resmi olarak terimin ilk kullanımı ve sözleşmenin hayata geçiş tarihi olan 1982 bu kavram için başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir.
Kullanım Alanları
Uluslararası sular, genel anlamıyla bir hukuk terimi olmakla beraber, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler veya tarih alanlarında da ilgili konularda adı geçebilecek genel bir kavramdır. Uluslararası sular terimi, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi gibi alanlarda tarihi olayların anlatıldığı dokümanlarda geçmekteyken, hukuk alanında ise genellikle iki veya ikiden fazla ülkenin birbirleri ile olan deniz hukuku anlaşmazlıklarında gündeme gelmektedir. Bu terim UNCLOS Sözleşmesi'nin 3. maddesi uyarınca güvence altına alınmakta olduğu için hukukun en temel içeriklerinden biri olma özelliği taşımaktadır.
Bunlar dışında uluslararası sular terimi, medya alanında da gerektiği takdirde kullanılabilmektedir. Özellikle dijital/sosyal medya ve basılı medyada çokça karşımıza çıkmaktadır. Buna ek olarak dijital ortamlarda veya sinemalarda gösterime giren dizi ve filmlerde de uluslararası sular teriminin izleyicinin karşısına çıktığı görülebilmektedir.

