Köken
Üstün zekâ ifadesindeki “üstün” sözcüğü, kökenini Eski Türkçedeki üst kelimesinden alır. Bu sözcük, yön ve konum bildiren bir zarf olarak kullanılırken, sonuna getirilen +(I)n ekiyle birlikte "üst tarafta bulunan" anlamını kazanmıştır. Eski Türkçede yaygın olarak zarf şeklinde yer alırken, Türkiye Türkçesinde uzun bir süre kullanılmamış; ancak daha sonraki dönemlerde, bu kez sıfat olarak yeniden dilde yer edinmiştir.
“Zekâ” ise Arapça ḏky köküne dayanan ḏakāˀ (ذكاء) kelimesinden türemiştir. Bu sözcük, hem maddi anlamda “keskinlik, hararet” (örneğin kokunun keskinliği ya da ateşin alevlenmesi) hem de mecaz anlamda “zihinsel açıklık, kavrama kabiliyeti” anlamında kullanılmıştır. Fiil kökü olan ḏakā (ذَكَا), “parlamak, alevlenmek” gibi anlamlar taşır; ḏakāˀ biçimi ise bu fiilden türeyen faˁāl vezninde bir mastardır.
Bu iki unsurun birleşimiyle oluşan “üstün zekâ” ifadesi, hem biçim hem anlam açısından farklı köklerden gelen sözcüklerin birleşerek yüksek zihinsel kapasiteyi tanımlamak üzere oluşturduğu bir terkiptir.
Kullanım Alanları
- Psikoloji ve Zihinsel Gelişim: Bireylerin bilişsel kapasitesini değerlendirme bağlamında kullanılır. Zekâ testleri veya gelişim ölçekleri aracılığıyla belirlenen yüksek zihinsel potansiyeli ifade eder.
- Eğitim Bilimleri: Farklı öğrenme stillerine sahip bireylerin tanılanması ve eğitimi için kullanılır. Bu alanda “üstün yetenekli” veya “farklılaştırılmış eğitim programı” gibi kavramlarla birlikte değerlendirilir.
- Sosyoloji ve Toplumsal İncelemeler: Toplumun zeki bireylere atfettiği rol ve statülerin tartışıldığı bağlamlarda yer alır.
- Popüler Kültür ve Medya: Sıradışı düşünsel becerilere sahip karakterlerin tanımlanmasında mecazi biçimde geçer.
- İş Dünyası ve Kariyer Gelişimi: Yüksek problem çözme becerisi, yaratıcılık ve hızlı öğrenme gibi niteliklerin vurgulandığı profesyonel ortamları tanımlamada yer alır.
- Halk Dili / Gündelik Konuşma: Herhangi bir alanda sıra dışı başarı gösteren bireyleri övmek için mecazi olarak kullanılır.









