Yaralar, akut ve kronik yaralar olarak sınıflandırılır. Akut yaralar kısa sürede iyileşebilir. Ancak kronik yaraların iyileşme süreci akut yaralardan daha uzun ve farklıdır. Akut yaraların iyileşmesi tüm süreç boyunca düzenli ve zamanında gerçekleşirken kronik yaralarda düzenli ve zamanında iyileşme ile anatomik yapı ve fonksiyonun yeniden sağlanması zordur.
Akut Yara
Yaranın kapanması ve normal bir süre içerisinde fonksiyonel bir sonucun elde edilmesi akut yaraların karakteristik özelliğidir. Akut yara iyileşmesi, sitokinlerin, kemokinlerin ve büyüme faktörlerinin salgılanmasıyla iyileşme aşamalarını düzenleyen çeşitli bağışıklık ve yapısal hücreleri içeren komplike bir süreçtir. Genel olarak akut yara iyileşmesi, hasarlı bölgede kan pıhtıları oluşturan ve doğuştan gelen bağışıklık hücrelerini ile damar geçirgenliğini artıran faktörleri çekmek için sinyal molekülleri salgılayan trombositlerin toplanmasıyla başlar. Nötrofiller ve proinflamatuar makrofajlar, yarayı bakteriyel enfeksiyondan temizleyerek fagositoz yoluyla kalıntıları ve ölü hücreleri ortadan kaldırır. Ardından iltihabı engellemek ve dokunun yeniden yapılanma sürecini başlatmak için inflamatuardan iyileşmeye yönelik bağışıklık tepkisine geçiş takip eder.
Kronik Yara
Yara iyileşme süreci beklenen sürenin dışında gerçekleşen veya normal iyileşmesi gerçekleşmeyen yaralar kronik olarak kabul edilir. Bu durumda tüm iyileşme süreci uzar, doku kalitesi düşer ve fonksiyonel bir kapanma sağlanamadığı için yaralar tekrar oluşabilir. Kronik olarak teşhis edilen veya sınıflandırılan yaralar sıklıkla tedavi girişimlerine direnç gösterir. İyileşmeyen yaraların ortak özellikleri eksüdasyon, tekrarlanan enfeksiyon, doku nekrozu, kusurlu yeniden epitelizasyon, azalmış anjiyogenez ve ROS’un aşırı üretimidir.

