Yengeç Sepeti Sendromu (Crabs in a Barrel Syndrome), aynı sosyal grup içinde yer alan bireylerin birbirlerinin ilerlemesini engelleme eğilimini ifade eden, sosyal psikoloji ve örgütsel davranış literatüründe yerleşmiş bir metafordur. Kavram, ilk kez Filipinli yazar Ninotchka Rosca tarafından “yengeç kişilikler” şeklinde kullanılmış; kökenini ise balıkçıların gözlemlerinden alan halk anlatılarından almıştır. Bu anlatıya göre kovada bulunan bir yengeç yukarı tırmanmaya başladığında diğer yengeçler onu aşağı çekerek kurtulmasını engeller; bu durum tüm yengeçler için tekrar eder ve hiçbir yengeç kaçamaz. Metafor, “Ben yapamıyorsam sen de yapamazsın” anlayışının somut ifadesi olarak, bireylerin daha başarılı olanları engelleme veya başarısızlığa sürükleme davranışlarını betimlemektedir.

Yengeç Sepeti Sendromunu Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Sendrom, bireylerin kıskançlık, rekabetçilik ve başkalarının başarısını azaltma isteği gibi üç temel bileşenden beslenir.
- Kıskançlık: Başkalarının kendisinden daha iyi durumda olmadığından emin olma arzusunu;
- Rekabetçilik: Bir başkasının konumunu ele geçirme veya üstünlük elde etme çabasını;
- Yük: Başkasının başarısına ortak olma veya onu küçültme girişimini ifade eder.
Bu bileşenler, hem bireysel hem de örgütsel düzeyde çeşitli olumsuz tutum ve davranışlara yol açar.
Sendromun ortaya çıkışında hem bireysel hem de örgütsel faktörler etkilidir. Bireysel düzeyde kıskançlık, düşük özgüven, değersizlik hissi, narsisizm, adalet duygusunun eksikliği ve bencillik gibi özellikler öne çıkar. Örgütsel düzeyde ise kaynak kıtlığı, terfi imkanlarının sınırlılığı, rekabeti teşvik eden kurum kültürü, liyakatsiz atamalar ve şeffaf olmayan iletişim ortamı, bu davranış biçiminin gelişmesine zemin hazırlar.
Yengeç sepeti sendromu farklı mesleki ve kurumsal bağlamlarda gözlemlenmektedir. Akademik ortamlarda, bilimsel araştırmalardan uzaklaşma, mesleki izolasyon ve güçsüzlük duygusu; kamu kurumlarında ise kıskançlık, dedikodu, kapalı iletişim ve bencillik gibi unsurlar yaygın olarak rapor edilmiştir. Bu yönleriyle sendrom, bireylerin psikolojik iyi oluşunu zedelemenin yanı sıra, iş birliği ve verimliliği de olumsuz etkileyen, sosyal ilişkilerde yıkıcı sonuçlar doğurabilen bir olgu olarak tanımlanmaktadır.

