Köken
Zelil kelimesi, Türkçeye Arapçadaki ḏalīl (ذليل) sözcüğünden geçmiştir. Arapçada bu kelime, “aşağılanmış, hor görülmüş, düşkün duruma düşmüş” anlamlarına gelir ve ḏalla (ذلّ) fiilinden türetilmiş bir sıfattır. ḏalla fiili, “zelil olmak, küçük düşmek, hakir duruma gelmek” gibi anlamlar taşır. Bu kökten türeyen ḏalīl, edilginlik ve aşağılanmışlık halini niteler. Türkçede ise zelil, hem fiziksel hem de manevi anlamda düşkünlük, küçük düşürülmüşlük veya değersizlik ifade eden güçlü bir niteleme sözcüğüdür.
Kullanım Alanları
- Edebiyat ve hitabet: Özellikle klasik şiir ve Osmanlı nesrinde “zelil olmak”, “zelil etmek” gibi kalıplarla sıkça kullanılır.
- Gündelik ve mecazi dil: Aşağılanma, alçalma ya da onur kırılması durumlarını ifade etmek için kullanılır.
- Ahlaki ve dini metinler: Dünyevi ya da uhrevi cezalara uğramış, Allah katında küçülmüş kimseleri tanımlamada yer alabilir.
- Hukuki/tarihsel bağlamlar: Eski metinlerde mağlup edilmiş ya da teslim olmuş tarafların sıfatı olarak da kullanılabilir.





