2025 Madagaskar protestoları, 25 Eylül 2025 tarihinde başkent Antananarivo’da elektrik ve su kesintilerine karşı başlayan geniş çaplı gösterilerdir. Protestolar kısa sürede şiddet olaylarına dönüşmüş ve ülkenin büyük şehirlerine yayılmıştır. Birleşmiş Milletler, protestolar sırasında en az 22 kişinin hayatını kaybettiğini ve 100’den fazla kişinin yaralandığını açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina, artan tepkiler üzerine 29 Eylül 2025’te Başbakan Christian Ntsay ve tüm kabineyi görevden almıştır.
2025 Madagaskar protestoları, 25 Eylül 2025 - (Al Jezeera)
Protestoların Nedenleri
Madagaskar’da başlayan kitlesel protestoların temel nedeni, uzun süredir devam eden kronik su ve elektrik kesintileridir. Başkent Antananarivo ve diğer şehirlerde halk, günde 12 saati aşan elektrik kesintileriyle ve düzenli olarak yaşanan su kesintileriyle karşı karşıya kalmıştır.
Kesintilerin uzun süre çözülmemesi, yalnızca altyapısal bir sorun olarak değil, aynı zamanda yönetimsel bir yetersizlik ve siyasi irade eksikliği olarak görülmüştür. Genç nüfus, protestoların öncü gücünü oluşturmuştur. Özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenen gençler, eylemleri kısa sürede Antananarivo dışına da taşımıştır. Protestoların örgütlenme biçimi ve kullandığı semboller, Kenya ve Nepal’de gerçekleşen “Gen Z” protestolarına benzetilmiştir.
Gösteriler yalnızca temel hizmetlere erişim talebiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda hükümetin ekonomik ve siyasi politikalarına karşı bir itiraz hareketine dönüşmüştür. Yolsuzlukla mücadele, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve siyasal reform talepleri de protestocular tarafından gündeme getirilmiştir.
Protestoların Başlangıcı
Protestolar, 25 Eylül 2025’te Antananarivo’da başlamıştır. İlk günlerde binlerce kişi başkentin ana caddelerinde yürüyüş yapmış, su ve elektrik kesintilerini protesto eden pankartlar taşımıştır. Başlangıçta barışçıl bir şekilde ilerleyen protestolar, kısa sürede güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelmiştir.
Polis, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiler kullanmış, ardından sokaklarda taşlı ve barikatlı eylemler görülmeye başlamıştır. Göstericiler, yollara taş ve lastikler koyarak barikatlar kurmuş, lastikleri ateşe vermiştir. Bazı gruplar, başkentteki alışveriş merkezlerini ve mağazaları hedef alarak yağmalamış, süpermarketler ve kamu binalarına saldırılar düzenlemiştir.
Protestoların Yayılması
Antananarivo’da başlayan protestolar kısa sürede ülkenin farklı bölgelerine yayılmıştır. İlk geniş çaplı eylemler başkentte yoğunlaşırken, birkaç gün içinde liman kenti Toamasina, kuzeyde Antsiranana, merkezde Antsirabe, batıda Mahajanga ve kuzeyde Diego Suarez gibi şehirlerde de gösteriler düzenlenmiştir. Ayrıca Antananarivo’ya 20 kilometre mesafedeki Fenoarivo kasabasında da halk sokaklara çıkmıştır.
Şehir merkezlerinde protestocular yolları kapatmış, barikatlar kurmuş ve bazı bölgelerde toplu ulaşım tamamen durmuştur. Antananarivo’daki gösteriler mahallelere yayılmış, kent genelinde ulaşım aksaklıkları yaşanmıştır.
Üniversite çevresinde toplanan gençler, pankartlar ve şarkılar eşliğinde şehir merkezine yürümek istemiş, ancak polis bu yürüyüşlere göz yaşartıcı gaz ile müdahale etmiştir. Protestocuların örgütlenmesinde sosyal medya ve Facebook kullanılmış, çağrılar kısa sürede geniş kitlelere ulaşmıştır.
Gösterilerin yayılmasıyla birlikte farklı şehirlerde şiddet olayları da artmıştır. Toamasina’da çok sayıda iş yeri yağmalanmış, dükkanlar kapanmak zorunda kalmıştır. Başkent dışındaki bölgelerde ise özellikle ulusal su ve elektrik şirketinin ofisleri hedef alınmış, bu kurum halk tarafından krizin sorumlusu olarak görülmüştür.
Hükümet ve Güvenlik Güçlerinin Müdahaleleri
Gösterilerin başlamasıyla birlikte güvenlik güçleri başkent Antananarivo ve diğer şehirlerde yoğun önlemler almıştır. Polis, protestoların ilk günlerinden itibaren göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanarak kalabalıkları dağıtmaya çalışmıştır. Bazı noktalarda güvenlik güçleriyle göstericiler arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış, sokaklarda taşlı saldırılar ve barikatlarla karşı karşıya kalınmıştır.
Gösterilerin büyümesiyle birlikte polis yalnızca plastik mermi değil, gerçek mühimmat da kullanmıştır. Birleşmiş Milletler, güvenlik güçlerinin “orantısız ve gereksiz güç” kullandığını, bunun sonucunda ölümlerin ve çok sayıda yaralanmanın yaşandığını açıklamıştır.
Antananarivo’da olayların tırmanması üzerine askeri birlikler de devreye girmiştir. Sokaklarda polis ve askerlerin ortak devriyeleri görülmüş, bazı meydan ve caddeler tamamen güvenlik güçlerinin kontrolüne alınmıştır. Güvenlik güçleri, özellikle üniversite çevresindeki yürüyüşlerde geniş çaplı müdahalelerde bulunmuş, göstericilerin şehir merkezine ilerlemesini engellemiştir.
Polisin müdahaleleri sırasında çok sayıda kişi gözaltına alınmıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, keyfi gözaltıların yapıldığını ve barışçıl göstericilerin tutuklandığını rapor etmiştir.
Hükümete bağlı yetkililer, yaşanan şiddeti yalnızca protestoculara bağlamamış, aynı zamanda bazı grupların olayları fırsat bilerek yağmalama ve kundaklama gerçekleştirdiğini açıklamıştır. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, sosyal medya hesabından “Halkın evleri yağmalandı, mülkler tahrip edildi” şeklinde açıklama yapmıştır.
2025 Madagaskar protestoları, 25 Eylül 2025 - (Reuters)
Sokağa Çıkma Yasakları ve Güvenlik Önlemleri
Protestoların kısa sürede şiddet olaylarına dönüşmesi üzerine hükümet, başkent Antananarivo’da sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. İlk olarak 25 Eylül 2025’te duyurulan karar, akşam 19.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında geçerli olacak şekilde uygulanmıştır. Genelkurmay ve emniyet yetkilileri, yasağın “kamu düzenini sağlamak ve halkın can ve mal güvenliğini korumak” amacıyla alındığını açıklamıştır.
Yasağın uygulandığı saatlerde güvenlik güçleri şehir merkezlerinde devriye gezmiş, giriş-çıkışlar kontrol altına alınmıştır. Antananarivo’da güvenlik güçleriyle birlikte askeri birlikler de konuşlandırılmıştır.
Yasağın ilanıyla birlikte ulaşımda da ciddi aksaklıklar yaşanmıştır. Antananarivo’da toplu ulaşım neredeyse tamamen durmuş, şehirdeki trafik büyük ölçüde kapanmıştır. Bazı uçuşlar güvenlik gerekçesiyle iptal edilmiş, bir kısmı da başka şehirlere yönlendirilmiştir.
Sokağa çıkma yasağına rağmen, birçok mahallede protestolar gece saatlerinde de devam etmiştir. Özellikle barikatlar ve ateşe verilen araçlar nedeniyle güvenlik güçleriyle göstericiler arasında gece boyunca çatışmalar yaşanmıştır. Yetkililer, yasağın protestolar sona erene kadar süreceğini açıklamıştır.
Can Kaybı ve Yaralanmalar
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 29 Eylül 2025 tarihli açıklamasına göre, gösteriler sırasında en az 22 kişi hayatını kaybetmiş, 100’den fazla kişi yaralanmıştır. Madagaskar hükümeti ise BM’nin açıkladığı rakamları reddetmiştir. Dışişleri Bakanlığı, açıklanan sayıların “resmî kaynaklardan gelmediğini, söylenti ve yanlış bilgilere dayandığını” belirtmiştir.
Hükümetin Feshedilmesi
Protestoların giderek yayılması ve şiddet olaylarının artması üzerine Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina, ilk olarak Enerji Bakanını görevden almıştır. Bu karara rağmen gösteriler devam etmiştir. Artan baskı karşısında Rajoelina, 29 Eylül 2025’te hükümeti feshetme kararı almıştır. Başbakan Christian Ntsay ve tüm kabine üyeleri görevden alınmış ancak yeni hükümet kurulana kadar mevcut kabinenin rutin işlerle görevine devam edeceği duyurulmuştur. Rajoelina, ulusal televizyonda yaptığı konuşmada halka hitap ederek özür dilemiş, “Halkın ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadık” ifadelerini kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı, aynı konuşmada reform sözü vermiş ve gençlerle doğrudan diyalog kurulacağını açıklamıştır. Ayrıca yağmalamalardan etkilenen iş dünyasına destek sağlanacağına dair taahhütte bulunmuştur. Protestoların büyüklüğünü kabul eden Rajoelina, “Halkın öfkesini ve sıkıntılarını anladım, çağrılarını duydum” şeklinde ifadeler kullanmıştır.
Hükümetin feshi kararına rağmen, göstericiler ve muhalefet Rajoelina’nın görevde kalmasını kabul etmemiştir. Protestocular, sosyal medya üzerinden yayımladığı mesajlarda yalnızca hükümetin değil, Cumhurbaşkanı’nın ve başkentin yöneticisinin de görevden ayrılmasını talep etmiştir.
Muhalefet ve Sivil Toplum Tepkileri
Protestoların büyümesiyle muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları harekete geçmiştir. Muhalefet ittifakı Firaisankina, Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina görevde kaldığı sürece yeni bir hükümete katılmayacağını duyurmuştur. Muhalefet lideri Rivo Rakotovao, Rajoelina’nın istifasını talep etmiştir.
Göstericiler, yalnızca hükümetin değil, başbakanın ve Antananarivo yöneticisinin de görevden alınmasını istemiştir. Sosyal medya üzerinden örgütlenen gençler, Cumhurbaşkanı’nın özrünü ve hükümeti feshetmesini yetersiz bulmuştur.
Sivil toplum örgütleri, yolsuzlukla mücadele ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi taleplerini desteklemiş, bazı temsilciler ise yağmalamaların protestoların meşruiyetini zedelediğini belirtmiştir. Vatikan’dan Papa Leo, şiddetin sona ermesi için barış çağrısında bulunmuştur.