Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen ilan edildiği 29 Ekim 1923'ün yıl dönümüdür. Bu gün, egemenliğin kaynağını açıkça millete dayandıran yeni devlet düzeninin adı (Cumhuriyet) ve kurumsal çerçevesinin hukuken tespit edildiği tarihtir. Günümüzde her yıl 29 Ekim’de resmî törenler ve toplumsal etkinliklerle kutlanır.
Cumhuriyet’in ilan süreci, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla başlayan meclis hükümeti dönemiyle başlamış ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla belirginleşmiştir. 29 Ekim’de birkaç gündür var olan hükümet krizini çözmek için toplanan Meclis, Cumhuriyet önerisini önce parti grubunda, ardından Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda ivedilikle görüşerek o esnada oturumda bulunan 158 vekilin oyu ile kabul etti. Bu kararla, Meclis hükümeti sisteminden çıkılarak, Cumhurbaşkanı’nın bir Başbakan (başvekil) atadığı ve Başbakanın da bakanlar kurulunu oluşturduğu kabine sistemine geçildi. Kabulün ardından yapılan seçimde Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı oldu.

Atatürk Cumhuriyet’in İlanının 10. Yıl Kutlamaları Etkinliklerinde (AA)
Cumhuriyet Bayramı’nın kutlama geleneği, 26 Ekim 1924 tarihli kararla 101 pare top atışı ve merasimlerle başlatıldı; 29 Ekim 1924 programı ülke çapındaki ilk yıl dönümü oldu. Hariciye Vekâleti’nin teklifi üzerine TBMM’nin 19 Nisan 1925’te aldığı kararla 29 Ekim “Millî Bayram” statüsünü kazandı. Onuncu yıl için 1933’te hazırlıklar üç güne yayıldı; Başvekâlete bağlı Yüksek Komisyon ve taşra komiteleriyle geçit, sergi, radyo yayını ve halk kürsüleri gibi unsurlar standartlaştırıldı. “Onuncu Yıl Marşı” ülke genelinde topluca icra edildi; aynı gün Ankara Hipodromu’nda Atatürk’ün 10. Yıl Nutku okunarak ilk on yılın genel değerlendirmesi ve hedef başlıkları kamuoyuna sunuldu.
Tarihsel Arka Plan
Cumhuriyet’in ilanına giden süreç 23 Nisan 1920’de Büyük Millet meclisinin açılmasıyla başladı. Ankara’da TBMM’nin açılmasıyla başlayan yeni idari yapı, Millî Mücadele’nin sevk ve idaresini üstlenmiş; Mudanya Mütarekesi ve Lozan görüşmelerinin ardından 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla Cumhuriyet rejimine geçiş belirginleşmiştir.
23 Nisan Büyük Millet Meclisi’nin Açılması ve Millî Mücadele Dönemi
İstanbul’un işgali üzerine son Osmanlı Meclisi dağıtıldıktan sonra, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi açıldı. Bu meclis, dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisi ve Müdafaa-i hukuk teşkilatlarının temsilcilerinden oluştu. Meclis hükümeti sistemiyle çalışan bu yapı yürütme ve yargıyı doğrudan kendisine bağladı. Mustafa Kemal Paşa aynı dönemde Başkumandan ve Meclis Başkanı olarak görev yaptı. 1920–1922 Millî Mücadele yıllarında savaşın sevk ve idaresi ile devlet yönetimi büyük ölçüde bu organ üzerinden yürütüldü.

Milli Mücadeleyi Veren Ankara’daki Birinci Meclis Binası (AA)
Saltanatın Kaldırılması
Mudanya Mütarekesi sonrasında fiilî çatışmalar sona erdi ve Lozan Barış Antlaşması müzakereleri başladı. Lozan sürecinde hem Ankara’dan hem İstanbul’dan heyet talep edilmesi üzerine, Ankara Hükûmeti 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı. Bu tarihten sonra padişahlık sona ermiş; Ankara’da TBMM, Meclis Başkanı ve Heyet-i Vekile (bakanlar kurulu) devlet yönetimini sürdürmüştür. Saltanatın ilgasını takiben icraî yetkisi bulunmayan hilafet makamı muhafaza edilmiş, Veliaht Abdülmecid Efendi Meclis tarafından halife seçilmiştir. Bu dönemde halifelik ile Ankara’daki Meclis birlikte varlığını sürdürmüş; devlet başkanlığı konusunun hukuki ve siyasi çerçevesi kamuoyunda tartışılmıştır.
Cumhuriyet’in İlan Edilme Süreci
24–27 Ekim’de yürütmede yaşanan tıkanma ve istifalar, 28 Ekim akşamı Çankaya’da Cumhuriyet’in ilanına giden anayasal çözüm sürecini başlattı.
24 Ekim: Dahiliye Vekilliği’nin Boşalması ve Paşaların Orduya Dönüşü
24 Ekim’de Başvekil Fethi Bey, başbakanlık çalışmalarına yoğunlaşmak gerekçesiyle Dahiliye Vekilliği’nden ayrıldı; aynı gün Meclis üyesi kumandanlardan Kâzım (Karabekir) Paşa 1. Ordu, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa 2. Ordu, Cevat (Çobanlı) Paşa 3. Ordu Müfettişliği’ne kendi talepleriyle atandılar.
25 Ekim: Yeni Hükümet Üyelerinin Seçimi
Fethi Bey’in bıraktığı Dahiliye Vekilliği ile Ali Fuat Paşa’nın ayrıldığı Meclis İkinci Reisliği için, 1921 Anayasası gereğince seçim Meclis’te yapılmadan önce Halk Fırkası Grubu aday belirledi. Bu belirlemede Mustafa Kemal Paşa’nın desteklediği Yusuf Kemal Bey (Meclis İkinci Reisliği) ve Ferit Bey’in (Dahiliye) yerine, muhalefetin desteklediği Rauf Bey ile Sabit Bey büyük çoğunlukla ile grup adayı seçildi. Gelişmeler, Gazi’de Meclis içindeki muhalefetin güçlendiği kanaatini pekiştirdi.

Meclis Görüşmelerinden Bir Görüntü (AA)
26–27 Ekim: Bakanlar Kurulu İstifası
Başvekil Fethi Bey ve bakanların (Fevzi Paşa hariç) istifaları alınmış; gerekçe olarak meclis hükümeti sisteminde başvekil ve vekillerin tek tek Meclis tarafından seçilmesinin uyum ve istikrar sorunları doğurması gösterilmiştir. Yeni heyetin 29 Ekim Pazartesi seçileceği ilan edildi. Bu aralık, yürütme krizini anayasal çözüm arayışını zorunlu kılan bir aşamaya taşıdı.
28 Ekim: Yarın Cumhuriyet’i İlan Edeceğiz
Atatürk’ün Nutuk’ta aktardığı üzere 28 Ekim akşamı “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!” diyerek ertesi gün izlenecek usul planlanmıştır. Buna göre parti grubu içinde hükümetin kurulamamasını sağlayacak konuşmalar yapılarak krizin çözümünün Gazi’ye bırakılması sağlanacaktır; plan gereğince Kemalettin Sami Paşa’nın davet önergesi vermesi öngörülmüştür. 28 Ekim akşamı ve Cumhuriyetin kuruluşuna ilişkin hazırlanan yasa tasarısına ilişkin Mustafa Kemal, Nutuk’ta şu ifadelere yer vermiştir:【1】
“O gece birlikte bulunduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da konuk idi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir yasa tasarısı hazırladık. Bu tasarıda 20 Ocak 1921 tarihli Anayasanın devlet biçimini saptayan maddelerini şöylece değiştirmiştim:
Birinci maddenin sonuna ‘Türkiye Devletinin hükümet biçimi cumhuriyettir’ cümlesini ekledim.
Üçüncü maddeyi şöyle değiştirdim: ‘Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisince yönetilir. Meclis, hükümetin yönetim kollarını bakanlar kurulu aracılığıyla yönetir.’
Bundan başka, Anayasanın temel maddelerinden olan 8’nci ve 9’unca maddeleri de, değiştirilerek ve açıklığa kavuşturularak şu maddeler yazıldı:
‘Madde - Türkiye Cumhurbaşkanı TBMM Genel Kurulunca ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Başkanlık görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine değin sürer. Eski başkan yeniden seçilebilir.’
‘Madde - Türkiye Cumhurbaşkanı, Devletin başkanıdır. Bu kimliği ile gerekli gördükçe Meclise ve Bakanlar Kuruluna başkanlık eder.’
‘Madde - Cumhurbaşkanı, başbakanı Meclis üyeleri arasından seçer. Öbür bakanları da başbakan, yine Meclis üyeleri arasından seçtikten sonra hepsini Cumhurbaşkanı Meclisin onayına sunar. Meclis toplantı halinde değilse, onaylama Meclisin toplantısına bırakılır.’”

Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, "Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." dediği Çankaya Köşkünde Bulunan Toplantı Masası (AA)
29 Ekim 1923: Anayasal Adım ve Meclis Çalışmaları
- Sabah – Taslak Metnin Hazırlanışı: 1921 Teşkilât-ı Esasiye’de değişiklik öngören metin hazırlandı; “Türkiye devletinin şekl-i hükümeti, cumhuriyettir.” hükmüyle başladı.
- Öğle – Grup Toplantısı: Halk Fırkası Grubunda hükümet bunalımı görüşüldü. Toplantıya Mustafa Kemal Paşa davet edilerek çözüm teklifi sunuldu.
- Akşam – Meclis Açılışı: Yunus Nadi’nin sunuşundan sonra teklifin acilen görüşülmesi kabul edildi; müzakerelerin aynı oturumda yapılmasına karar verildi.
- Akşam (Encümen safahati): Parti Grubu toplantısı bitirilerek Meclis oturumuna geçildi. Teklif Kanun-ı Esasi Encümeni’ne gönderildi; encümende “Türkiye Devleti’nin dini İslâm’dır.” ve “Resmî dili Türkçedir.” ibareleri eklendi.
- Gece- Oylama ve Kabul: Teklif ivedilikle görüşülerek “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında alkışlarla kabul edildi. 158 kabul oyu ile Cumhuriyet ilan edildi; çekimser oy çıkmadı. Katılımın, bazı önceki kritik oturumlara (ör. Lozan oylaması) göre daha düşük olduğu, mecliste yaklaşık 100 kadar mebusun bulunmadığı kaydedildi.
- 29 Ekim Gece (Cumhurbaşkanlığı seçimi): Oturumda Mustafa Kemal Paşa, katılanların oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi.
- 30 Ekim 1923: Cumhurbaşkanı, İsmet Paşa’yı Başbakan olarak atadı; yeni kabine teşkili başlatıldı.
- 29/30 Ekim gecesi: Cumhuriyetin ilanı telgrafla yurdun dört bir yanına bildirildi.

30 Ekim 1923 Tarihli Hakimiyet-i-Milliye Gazetesi (mcbu)
Siyasal Bağlam ve Muhalif Görüşler
Dönemin basını ve siyasal çevrelerinde, “cumhuriyet” ilkesine toptan bir karşı çıkıştan ziyade, ilan sürecinin zamanı/sürati ile yürütmeye tanınacak yetkilerin kapsamı üzerinde yoğunlaşan itirazlar görülmüştür. Tartışmanın “cumhuriyetin millî hâkimiyet (demokrasi) ilkesine uygunluğu” ve “cumhurbaşkanının yetkileri” ekseninde seyrettiğini; “muhalefetin karşı olduğu şeyin cumhuriyet değil, otoriterleşme endişesi” olduğu belirtilir.
Zamanlama ve Usul İtirazları
Cumhuriyet’in ilanı, “muhalefetin itiraz etmesine fırsat vermeyecek bir zamanlama ve süratle” gerçekleştirilmiş; bu amaçla parti disiplini işletilmiştir. Meclis görüşmelerinin “müstacelen (ivedilikle) ve derakap (hemen)” yapılması kabul edilmiş; dönemin tanıklarınca ilan “beklenmedik ve ani” olarak nitelendirilmiştir.【2】
Komisyon Aşaması Muhalefet Şerhi
Tasarının 11. maddesine Niğde Mebusu Hâzım (Tepeyran), Bursa Mebusu Refet (Canıtez), Balıkesir Mebusu Ahmet Süreyya (Örgeevren) ve Kırşehir Mebusu Ali Rıza tarafından karşı oy yazısı verilmiştir.
Meclis İçindeki Muhalefet ve Katılım Düzeyi
Oturumda çekimser oy kullanılmadığı, ancak yaklaşık 100 milletvekilinin salonda bulunmadığı;【3】 kararın 158 oyla kabul edildiği aktarılır. Başka bir kaynağa göre 291 üyeden 158’inin oylama anında hazır bulunduğu;【4】 bir diğer kaynağa göre ise 328 üyeden 158’inin “evet” dediği belirtilir.【5】 Ayrıca bazı kaynaklar, anayasa değişiklikleri için üçte iki çoğunluk şartının bu oylamada uygulanmadığını da belirtmektedir.
Siyasal Bağlam
Bazı önde gelen muhaliflerin Ankara dışında bulunması, ilan sürecinde Meclis gündeminin hızla ilerlemesine imkân sağlamıştır. Atatürk, Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarını davet etmeye gerek görmediğini ve Ankara dışında olup “haber verilmeden ilan” nedeniyle kırgınlık yaşayanların bulunduğunu ifade ettiği aktarılır.【6】 Bu bağlamda Rauf Bey, 30 Ekim röportajında “cumhuriyet” adının ancak halkın isteklerine saygı gösterilirse anlamlı olacağını söylerken; CHF Grup’ta cumhuriyet idaresinden yana olduğunu, fakat ilanın aceleye getirildiğini ve bu hızın ileride sakıncalar doğurabileceğini belirtti.【7】
Kâzım Karabekir ise Trabzon’dayken 30 Ekim sabahı Cumhuriyet’in ilanını öğrendi; 31 Ekim sabahı top atışıyla kutlama yapılmasını emredip resmî tören düzenletti. Cumhuriyetle hilafet ve saltanat mefkûresine son verildiğini görerek memnuniyetini belirtti; Reisicumhur Mustafa Kemal ve Başvekil İsmet Paşa’ya tebrik telgrafı çekti.
Bununla birlikte, kendisinin hem milletvekili hem ordu komutanı olarak Cumhuriyet'in ilanından haberdar edilmemesine üzüldüğünü belirterek 10 Kasım sabahı gazetecilere, Rauf Bey ve Refet Paşadan edindiği bilgiye göre “Cumhuriyet adı altında şahsî hâkimiyet kurulduğu; halk ile basının bir baskıdan diğerine geçtiği” yönündeki şikâyetleri aktardı.【8】
 Kazım Karabekir (Kars KTB) Rauf Orbay (TDV İslam Ansiklopedisi)
Kazım Karabekir (Kars KTB) Rauf Orbay (TDV İslam Ansiklopedisi)
Resmi Tören ve Kutlamalar
Cumhuriyet Bayramı’nın kutlama geleneği, 26 Ekim 1924 tarihli kararla 101 pare top atışı ve merasimlerle başlatıldı; 29 Ekim 1924’te ülke çapında ilk yıl dönümü programı yapıldı. Hariciye Vekâletinin teklifi üzerine süreç Meclis’te sonuçlandı ve 19 Nisan 1925’te kabul edilen düzenlemeyle 29 Ekim, “Millî Bayram” statüsü kazandı.
10. Yıl Kutlamaları
10. yıl kutlamaları 11 Haziran 1933 tarihli düzenlemeyle üç güne (29–31 Ekim) yayıldı; Başvekâlet’e bağlı bir Yüksek Komisyon ve taşra komiteleri kuruldu. Program; geçitler, fener alayları, sergiler, radyo yayınları, şehir süslemeleri ve “halk kürsüleri” gibi unsurları içerdi. Kutlamaların simgesi “Onuncu Yıl Marşı” (söz: Faruk Nafiz Çamlıbel & Behçet Kemal Çağlar; beste: Cemal Reşit Rey) ülke genelinde öğretilip topluca icra edildi; 29 Ekim 1933’te İstiklâl Marşı’nın ardından meydanlarda hep birlikte söylendi ve saat 12.04’te radyodan yayınlandı.

10. Yıl Kutlamaları Cumhuriyet Gazetesi (Gaste Arşivi) 10. Yıl Kutlamaları Vakit Gazetesi (Gaste Arşivi)
10. Yıl Nutku
Törenlerde Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılı dolayısıyla Ankara Hipodromu’nda 10. Yıl Nutku’nu okudu. Konuşma, Millî Mücadele’nin beş yılı ile Cumhuriyet’in ilk on yılının kısa bir özetini içerir; yaklaşık altı dakika sürmüştür.
Onuncu Yıl Nutku (TRT Arşiv)
Günümüzde 29 Ekim Kutlamaları
Kutlamalar sabah saatlerinde Anıtkabir’de gerçekleştirilen resmî törenle başlar. Cumhurbaşkanı başkanlığındaki heyet mozoleye çelenk koyar, saygı duruşunda bulunulur ve İstiklâl Marşı okunur; ardından Anıtkabir Özel Defteri imzalanır. İl ve ilçelerde valilik ve kaymakamlıkların koordinesinde Atatürk anıtlarına çelenk sunulur, tebriklerin kabulü yapılır ve protokol konuşmaları icra edilir. Gün içinde TBMM’de özel birleşim açılır; parti grupları ve milletvekilleri günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapar.

29 Cumhuriyet Bayramı Etkinliklerinden Bir Görüntü (AA)
29 Ekim tam gün resmî tatildir. Okullarda 28 Ekim sabahı programlar düzenlenir; şehir merkezlerinde garnizon ve emniyet birimlerinin katıldığı geçit törenleri düzenlenir; program akışına göre bando konserleri, izci ve gençlik kortejleri ile bazı yıllarda hava unsurlarının selamlama uçuşları yer alır. Akşam bölümünde ana meydanlarda fener alayı, meşaleli yürüyüşler, konserler, ışık ve yansıtma gösterileri gerçekleştirilir; resmî binalar, köprüler ve simge yapılar kırmızı-beyaz temalı aydınlatmalarla donatılır.


