Açıksaray Harabeleri, Nevşehir il merkezine bağlı Gülşehir ilçesinin 3 kilometre kuzeyinde, Nevşehir-Gülşehir yolu üzerinde yer almaktadır. Antik dönemde “Zoropassos” adıyla bilinen Gülşehir yakınlarındaki bu arkeolojik alan, tüf kayalar içerisine oyulmuş mekanları, kaya kiliseleri, mezar yapıları ve çok katlı yeraltı yerleşimleri ile dikkat çekmektedir. Kapadokya bölgesine özgü doğal oluşumlardan olan ve yalnızca burada görülen mantar biçimli peribacası ile tanınmaktadır.

Açıksaray Ören Yeri (Gülşehir Kaymakamlığı)
Tarihçe
Açıksaray Harabeleri’nin tarihi, Roma dönemine kadar uzanmakta olup bu döneme ait kaya mezarları bölgede tespit edilmiştir. Yerleşim, özellikle Bizans döneminde (IX.–XI. yüzyıllar) önemli bir piskoposluk merkezi hâline gelmiştir. Araştırmalar sonucunda bölgenin bir manastır yerleşimi olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Açıksaray, ortasından bir derenin geçtiği iki ayrı ana bölümden oluşmaktadır.
Yol kenarındaki ilk bölümde daha çok hayvan ahırları bulunmakta, dinsel yapılara ise nadiren rastlanmaktadır. Bu alanın 964–965 yıllarında Bizans İmparatoru Nikephoros Phokas’ın ordusu tarafından konaklama yeri olarak kullanıldığı değerlendirilmektedir. Derenin karşı tarafındaki ikinci bölümün ise X. yüzyılın ortaları veya ikinci yarısında çok katlı bir yerleşim alanı olarak inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bu bölümde yer alan kiliseler ve diğer yapılar, bölgenin dönemin din adamları için bir konaklama ve geçiş noktası olduğunu göstermektedir.
Yapısal Özellikler
Açıksaray Ören Yeri, süslemeli cepheleri, büyük salonları, at ahırları ve çok katlı oyma yapıları ile öne çıkmaktadır. Bölgede bulunan Boğalı Kilise, Manastır, Tavla (At Damı), Küçük Saray (çok katlı yerleşim alanı), Dört Sütunlu Manastır, Beşik Tonozlu Yapı, On İki Sütunlu Kilise ve Merdivenli Mesken gibi yapılar öne çıkan mimari örnekler arasındadır.
Yer altına doğru genişleyen çok katlı yapılar arasında savunma amaçlı sürgü taşları ve haberleşme delikleri bulunmaktadır. Sürgü taşları 200 ila 500 kilogram arasında değişen ağırlıklara sahip olup sadece içeriden açılabilmektedir. Ortalarında bulunan delikler hem kapının açılmasını sağlamakta hem de güvenlik amacıyla dışarının görülmesine imkân vermektedir. Katlar arasında çapı 5–10 cm’yi geçmeyen haberleşme delikleri, olağanüstü durumlarda savunma koordinasyonunun sağlanmasına yardımcı olmuştur.
Yeraltı mekânlarının üst katlarında mutfaklar ve sirahaneler yer almakta; alt katlar ise hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır. Bu yapı sistemi, hem iklimsel koşullara uyum sağlamakta hem de işlevsel bir yaşam alanı sunmaktadır. Ancak, yeraltı yapılarındaki tuvalet sistemleri hâlâ tam olarak aydınlatılamamıştır. Sadece Tatlarin ve Güzelyurt (Gelveri) yeraltı şehirlerinde tuvalet izlerine rastlanmıştır.


