KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Anafilaksi (Alerjik Şok)

fav gif
Kaydet
kure star outline

Anafilaksi, alerjenle temas sonrası ani başlayan, çoklu organ sistemlerini etkileyebilen, hayatı tehdit edici ciddi bir sistemik hipersensitivite reaksiyonudur. Genellikle immünolojik kökenlidir ve özellikle immünglobulin E (IgE) aracılığıyla gelişir. Ancak immünolojik olmayan mekanizmalarla oluşan vakalar da mevcuttur. Bu doğrultuda anafilaksi, üç temel grupta sınıflandırılır: alerjik (immünolojik), alerjik olmayan (immünolojik olmayan) ve idiopatik (nedeni bilinmeyen) anafilaksi.

Epidemiyoloji

Anafilaksinin gerçek sıklığını belirlemek zordur çünkü hafif vakaların bildirimi nadirdir ve tanı kriterleri zamanla değişmiştir. Toplum genelinde yaşam boyu anafilaksi prevalansının %0.05 ile %2 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde daha sık görülür. Anafilaksiye bağlı ölümler nadir olmakla birlikte, genellikle maruziyetten sonraki ilk bir saat içinde gerçekleşmektedir.

Sık Görülen Nedenler

Anafilaksiye yol açan başlıca nedenler besinler, ilaçlar ve böcek sokmalarıdır.


  • Besinler: Çocuklarda en yaygın nedendir. Yerfıstığı, ağaç yemişleri, süt, yumurta, balık ve deniz ürünleri en sık bildirilen tetikleyicilerdir.
  • İlaçlar: Erişkinlerde en sık neden olup, antibiyotikler (özellikle beta-laktam grubu) ve nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) öne çıkar.
  • Böcek sokmaları: Özellikle arı ve karınca gibi hymenoptera türleriyle ilişkilidir.
  • Diğer nedenler: Lateks, egzersiz, soğuk, sıcak gibi fiziksel faktörler, immünoterapiler, aşılar, bazı kontrast maddeler ve nadiren idiyopatik nedenler de tetikleyici olabilir.

Patofizyoloji

Anafilakside temel olay mast hücreleri ve bazofillerin aktifleşerek mediatör salgılamasıdır. Bu hücreler, önceden sentezlenmiş olan histamin, triptaz, heparin gibi maddeleri ve daha sonra sentezlenen prostaglandin D2, lökotrien C4 ve platelet aktive edici faktör gibi bileşikleri salar. Bu mediatörler damar geçirgenliğini artırır, bronkokonstriksiyon yapar, kardiyovasküler sistem ve gastrointestinal sistem üzerinde etkili olur.

Risk Faktörleri

Anafilaksi gelişme riskini artıran başlıca etkenler arasında atopik birey olmak, çocukluk ve genç erişkin yaş grubu, eşlik eden astım veya kardiyovasküler hastalıklar, bazı ilaçların kullanımı (örneğin beta blokerler), erkek cinsiyet (çocuklukta) ve yüksek sosyoekonomik düzey yer alır. Ayrıca geçmişte anafilaksi öyküsü olan bireylerde tekrar riski yüksektir.

Klinik Bulgular

Anafilaksi belirtileri genellikle tetikleyici maddeyle karşılaşıldıktan sonraki ilk dakikalarda ortaya çıkar. Deri belirtileri (kaşıntı, ürtiker, anjiyoödem) en sık görülür ve olguların büyük çoğunluğunda mevcuttur. Solunum sistemiyle ilgili bulgular (nefes darlığı, öksürük, bronkospazm), dolaşım bozuklukları (hipotansiyon, taşikardi), sindirim sistemi semptomları (bulantı, ishal, karın ağrısı) ve nörolojik etkiler (baş dönmesi, bilinç değişiklikleri) de tabloya eşlik edebilir. Anafilaktik reaksiyonlar bazen bifazik seyredebilir; bu durumda ilk iyileşmeden saatler sonra yeniden belirtiler ortaya çıkabilir.

Tanı

Anafilaksi tanısı esas olarak klinik bulgulara dayanır. Tanı koymada yardımcı olması amacıyla, hastanın semptomları ile olası tetikleyicilere maruz kalma durumu birlikte değerlendirilir. Anafilaksi tanısında, üç farklı klinik durumdan herhangi birinin varlığı tanı için yeterli kabul edilir:


  1. Deri ya da mukozal dokularda ani başlangıçlı bulgular (ürtiker, kaşıntı, dudak veya dilde şişlik) ile birlikte solunum sıkıntısı veya dolaşım bozukluğu (örneğin hipotansiyon) gelişmesi.
  2. Olası bir alerjenle temastan sonra iki veya daha fazla sistemin tutulduğu durumlar (örneğin deri bulguları ile birlikte solunum, dolaşım veya gastrointestinal sistem bulguları).
  3. Bilinen bir alerjene maruz kalma sonrası kan basıncında belirgin düşüş.


Laboratuvar testleri genellikle tanıyı desteklemek amacıyla kullanılır. Akut dönemde kanda histamin ve triptaz düzeylerinin yükselmesi, mast hücresi aktivasyonunu gösterebilir. Triptaz düzeyi, özellikle ilaç ve venom kaynaklı anafilaksilerde tanıya yardımcıdır. Bununla birlikte bu testlerin normal olması, anafilaksi tanısını dışlamaz. Ayırıcı tanıda ise vazovagal senkop, panik atak, astım atağı, karsinoid sendrom, gıda zehirlenmeleri ve diğer bazı alerji dışı durumlar göz önünde bulundurulmalıdır.

İzlem ve Eğitim

Anafilaksi geçirmiş hastaların, acil müdahale sonrası belirli bir süre sağlık kuruluşunda gözetim altında tutulmaları önerilir. Bu süre, hastanın geçirdiği reaksiyonun şiddetine ve bireysel risk faktörlerine göre değişmekle birlikte genellikle en az 4–6 saat, bazı durumlarda 24 saate kadar çıkabilir. Bifazik reaksiyon riski, özellikle geç adrenalin uygulanan ve sindirim yoluyla alerjene maruz kalan hastalarda daha yüksektir.


Taburculuk sonrası hasta ve yakınları eğitilmelidir. Eğitim kapsamında şunlara yer verilmelidir:


  • Olası tetikleyicilerden kaçınma yöntemleri,
  • Anafilaksi belirtilerinin tanınması,
  • Adrenalin otoenjektörünün nerede saklanacağı ve nasıl uygulanacağı,
  • Acil durumda yapılması gerekenler (örneğin pozisyon, yardım çağırma),
  • Yazılı bir “anafilaksi acil eylem planı” hazırlanması ve bireyin yanında bulundurması.


Ayrıca adrenalin otoenjektörünü her zaman yanında taşıması gereken bireyler, cihazın son kullanma tarihi ve saklama koşulları konusunda da bilgilendirilmelidir.

Toplumsal ve Klinik Önlemler

Anafilaksiye yönelik önlemler sadece bireysel düzeyde değil, sağlık sisteminde de alınmalıdır. Sağlık kuruluşlarında anafilaksiye karşı gerekli acil ekipman ve ilaçların sürekli hazır bulundurulması, sağlık çalışanlarının anafilaksi tanısı ve sürece dair bilgi düzeylerinin artırılması önem taşır. Riskli bireylerin hastane dosyalarında, bileklik veya kimlik kartlarında alerji uyarılarının yer alması, doğru ve hızlı müdahaleye katkı sağlar.


Günümüzde yaygınlaşan adrenalin otoenjektörleri, farklı doz seçenekleriyle çocuk ve erişkin hastalar için uygun hale getirilmiştir. Ancak cihaz dozlarının her yaş ve kilo grubuna tam olarak uygun olmaması, özellikle küçük çocuklar için hala bir sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle özel durumlarda geleneksel enjektörle uygulama tercih edilebilir.


Anafilaksi, hızlı gelişen, yaşamı tehdit edebilen ve çoklu sistemleri etkileyen ciddi bir acil durumdur. Erken tanı ve uygun izlem süreciyle kontrol altına alınabilir. Tanı konulmuş bireylerin uygun şekilde eğitilmesi, otoenjektör taşıması ve düzenli izlem altında tutulması, tekrar eden atakların önlenmesinde ve komplikasyonların azaltılmasında temel rol oynar.


Uyarı: Bu maddede yer alan içerik, yalnızca genel ansiklopedik bilgi amacı taşımaktadır. Buradaki bilgiler tanı koyma, tedavi etme ya da tıbbi yönlendirme amacıyla kullanılmamalıdır. Sağlıkla ilgili konularda karar vermeden önce mutlaka bir hekime veya uzman sağlık personeline danışmanız gerekmektedir. Bu bilgilerin tanı veya tedavi amacıyla kullanılması sonucunda doğabilecek durumlardan madde yazarı ve KÜRE Ansiklopedisi herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

Kaynakça

Doğru, Mahmut, ve İlknur Bostancı. "Anafilaksi ve Anafilaksideki Gelişmeler." Çocuk Dergisi 11, no. 2 (2011): 43–53.Erişim tarihi: 24 Temmuz 2025.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1328053

Oflu, Ayşe Tolunay. "Anafilaksi." Kocatepe Tıp Dergisi 16, no. 1 (2015): 77–82.Erişim tarihi: 24 Temmuz 2025.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/161176

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği. “Anafilaksi.” AİD - Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği. Erişim 26 Temmuz 2025.

https://www.aid.org.tr/hastaliklar/alerji-ve-bagisiklik-sistemi-hastaliklari/anafilaksi/

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarSamet Şahin20 Temmuz 2025 20:51
KÜRE'ye Sor