Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla oluşturulmuş bir hak arama yoludur. Bu kurum, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların eylem, işlem veya ihmalleri neticesinde, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildiğini iddia eden kişilere, idari ve yargısal başvuru yollarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurma imkânı tanır.
Bireysel başvuru hakkı, 12 Eylül 2010'da yapılan halk oylamasıyla kabul edilen 5982 sayılı Kanun ile Türk hukuk sistemine girmiş ve Anayasa'nın 148. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkileri arasına alınmıştır. Maddenin bireysel başvuruya ilişkin temel hükümleri şöyledir:
Madde 148 – Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. ...
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
Bireysel başvuru yolunun uygulanmasına ise 23 Eylül 2012 tarihinde başlanmıştır. Bu düzenlemenin amaçlarından biri, hak ihlali iddialarının uluslararası bir mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınmadan önce ulusal düzeyde çözüme kavuşturulması ve bu yolla AİHM'e giden başvuru sayısının azaltılmasıdır. AİHM de bu yolu, kendisine başvurmadan önce tüketilmesi gereken etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul etmektedir.
Bireysel başvuru, bir "Halk davası" (actio popularis) niteliğinde olmayıp, başvuru yapabilmek için kişinin bir hakkının güncel ve kişisel olarak doğrudan etkilenmiş olması şarttır. Ayrıca, ikincil (tali) nitelikte bir koruma mekanizmasıdır; bu nedenle, başvuru yapılmadan önce kural olarak ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunlarda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesi zorunludur.
Başvuru Hakkına Sahip Olanlar ve Kapsamdaki Haklar
Başvuru Hakkına Sahip Olanlar (Ratione Personae)
- Gerçek Kişiler: Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip her gerçek kişi bireysel başvuruda bulunabilir. Başvuru için Türk vatandaşı olmak kural olarak şart değildir; yabancılar, vatansızlar ve mülteciler de Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilirler. Ancak yabancılar, yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla (örneğin, seçme ve seçilme hakkı) ilgili olarak bireysel başvuru yapamazlar.
- Özel Hukuk Tüzel Kişileri: Özel hukuk tüzel kişileri, sadece tüzel kişiliğe ait haklarının (örneğin, mülkiyet hakkı veya örgütlenme özgürlüğü) ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilirler. Üyelerinin haklarının ihlali gerekçesiyle başvuru yapamazlar.
- Kamu Tüzel Kişileri: Kamu tüzel kişileri (belediyeler, kamu kurumları vb.) bireysel başvuru hakkına sahip değildir.
Başvuru Kapsamındaki Haklar (Ratione Materiae)
Bireysel başvuruya konu olabilecek haklar, Anayasa ve AİHS ile Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerde ortak olarak güvence altına alınmış olanlardır. Başvuru konusu edilebilecek bazı temel hak ve özgürlükler şunlardır:
- Yaşam hakkı
- İşkence ve kötü muamele yasağı
- Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
- Adil yargılanma hakkı
- Mülkiyet hakkı
- İfade özgürlüğü
- Din ve vicdan hürriyeti
- Örgütlenme özgürlüğü
- Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
- Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı
- Eğitim hakkı
- Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı
Başvuru Usulü ve Kabul Edilebilirlik Şartları
Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak bir başvurunun esastan incelenebilmesi için belirli usul ve kabul edilebilirlik şartlarını taşıması gerekir.
Başvuru Süresi
Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, eğer başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazeret (mücbir sebep veya ağır hastalık gibi) nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren on beş gün içinde mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler.
Başvuru Yollarının Tüketilmesi
Bireysel başvurunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesi'ne başvurmadan önce ihlale neden olduğu iddia edilen işlem veya karara karşı öngörülen idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması zorunludur. Bu kural, hak ihlallerini önleme ve düzeltme görevinin öncelikle derece mahkemelerine ait olduğu ilkesine dayanır. Ancak, başvuru yollarının ulaşılabilir olmaları, telafi kabiliyeti taşımaları ve makul bir başarı şansı sunmaları gerekir; etkisiz ve yetersiz olan bir kanun yolunun tüketilmesi şartı aranmaz.
Diğer Kabul Edilebilirlik Şartları
- Başvuruya konu edilen ihlalin, Anayasa ve AİHS veya ek protokollerinin ortak koruma alanı kapsamında yer alan bir hakka ilişkin olması.
- Başvurucunun, ihlal nedeniyle güncel, kişisel bir hakkının doğrudan etkilendiğini veya zarar gördüğünü (mağduriyet statüsü) ortaya koyması.
- Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olmaması.
- Aynı konuda daha önce yapılmış mükerrer bir başvurunun bulunmaması.
- Başvurunun, Anayasa Mahkemesi'nin zaman bakımından yetkisinin (23 Eylül 2012 sonrası kesinleşen nihai işlem ve kararlar) kapsamında olması.
Başvurunun Yapılması
Bireysel başvurular, Mahkeme tarafından hazırlanan başvuru formu kullanılarak veya bu forma uygun bir dilekçe ile doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne, diğer mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler aracılığıyla yapılabilir. Başvuru harca tabidir.
İnceleme Süreci ve Kararlar
Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bir bireysel başvuru, karara bağlanana kadar çeşitli idari ve yargısal aşamalardan geçer. Bu süreç, başvurunun Mahkeme'ye ulaşmasıyla başlar ve Bireysel Başvuru Bürosu, Komisyonlar ve Bölümler tarafından yürütülür.
1. İlk İnceleme: Bireysel Başvuru Bürosu ve İdari Ret
Mahkeme'ye ulaşan başvurular, ilk olarak Bireysel Başvuru Bürosu tarafından bir ön incelemeye tabi tutulur. Bu aşama, başvurunun esasına girilmeden önce tamamen usule ilişkin şeklî eksikliklerin denetlendiği bir filtreleme mekanizmasıdır.
- Şeklî İnceleme: Büro, başvurunun usulüne uygun bir formla yapılıp yapılmadığını, başvuru harcının ödenip ödenmediğini, gerekli belgelerin (kimlik, yetki belgesi, nihai karar ve tebliğ belgesi, deliller vb.) eklenip eklenmediğini kontrol eder.
- Eksikliklerin Giderilmesi: Bu inceleme sırasında herhangi bir eksiklik tespit edilirse, bunun giderilmesi için başvurucuya veya vekiline on beş günü geçmemek üzere kesin bir süre verilir. Bu bildirimde, eksikliklerin süresinde tamamlanmaması hâlinde başvurunun reddedileceği belirtilir. Başvurucunun, eksiklikleri posta, faks veya e-posta gibi yollarla değil, bireysel başvuru için öngörülen usullerle (doğrudan Mahkeme'ye, mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler aracılığıyla) gidermesi gerekir.
- İdari Ret Kararı: Başvurucu, verilen bu kesin süre içinde geçerli bir mazeret olmaksızın eksiklikleri tamamlamazsa, başvurusu Komisyonlar Başraportörü tarafından idari yönden reddedilir. İdari ret, başvurunun esasına ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadan, sadece usul eksikliği nedeniyle sürecin sonlandırılmasıdır. Aynı şekilde, başvurunun 30 günlük süre geçtikten sonra yapıldığı tespit edilirse de idari ret kararı verilir.
- İdari Ret Kararına İtiraz: Başvurucunun, idari ret kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu karara Komisyon nezdinde itiraz etme hakkı vardır. Komisyonların bu itiraz üzerine verdiği kararlar kesindir.
2. Kabul Edilebilirlik İncelemesi: Komisyonlar
Şeklî bir eksiği bulunmayan veya eksiklikleri süresinde giderilen başvurular, kabul edilebilirlik incelemesi için Komisyonlara gönderilir.
- Yapısı ve Görevi: Komisyonlar iki üyeden oluşur ve başvuruların kabul edilebilirlik şartlarını taşıyıp taşımadığını inceler.
- Kabul Edilemezlik Kararı: Komisyonlar, bir başvurunun;
- Yetki (kişi, konu, yer, zaman) bakımından Mahkemenin görev alanı dışında kaldığı,
- Başvuru yollarının tüketilmediği,
- Süre aşımı olduğu,
- Açıkça dayanaktan yoksun olduğu, gibi nedenlerle kabul edilemez olduğuna oy birliği ile karar verebilirler. Komisyonların verdiği kabul edilemezlik kararları kesindir.
- Bölümlere Sevk: Bir başvurunun kabul edilebilirliğine veya edilemezliğine dair oy birliği sağlanamazsa, dosya esastan incelenmek üzere Bölümlere havale edilir.
3. Esas Hakkında İnceleme: Bölümler ve Genel Kurul
Kabul edilebilir bulunan başvurular, esas yönünden incelenmek üzere Anayasa Mahkemesi'nin iki Bölümünden birine gönderilir.
- Bölümlerin İncelemesi: Bölümler, yedi üyeden oluşur ve başvurunun esasına, yani iddia edilen hak ihlalinin gerçekleşip gerçekleşmediğine odaklanır. İnceleme kural olarak dosya üzerinden yapılır, ancak Bölüm gerekli görürse duruşma yapılmasına karar verebilir. Bu süreçte Adalet Bakanlığından görüş istenebilir ve bu görüş başvurucuya tebliğ edilerek karşı beyanları alınır.
- Tedbir Kararı: Bölümler, başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunması hâlinde, başvurunun esası hakkında karar vermeden önce tedbir kararı alabilir.
- Genel Kurulun Rolü: Bölümler arasında içtihat farklılıkları ortaya çıkarsa, bu farklılıkların giderilmesi veya ilkesel önemi haiz konuların karara bağlanması için başvuru Genel Kurula sevk edilebilir.
4. Karar Türleri ve Sonuçları
Esas hakkındaki inceleme sonunda Mahkeme, çeşitli kararlar verebilir:
- Hakkın İhlal Edilmediği Kararı: Mahkeme, başvurucunun Anayasa ve AİHS kapsamındaki bir hakkının ihlal edilmediği sonucuna varabilir.
- İhlal Kararı: Mahkeme, en az bir hakkın ihlal edildiğine karar verirse, bu ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmeder. Bu kapsamda:
- Yeniden Yargılama: İhlal bir mahkeme kararından kaynaklanıyorsa, dosya yeniden yargılama yapılması için ilgili mahkemeye gönderilir.
- Tazminat: Başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir.
- Dava Yolu Gösterme: Genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
- Pilot Karar: İhlalin yapısal bir sorundan kaynaklandığı tespit edilirse, bu sorunun çözümü için ilke ve prensipleri belirleyen ve benzer başvurular için yol gösteren bir pilot karar verilebilir.
- Düşme Kararı: Başvurucunun davadan feragat etmesi, davasını takipsiz bırakması veya ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkması gibi durumlarda düşme kararı verilebilir.
Verilen tüm bu kararlar kesindir ve başta kararı veren ilgili mahkeme veya idari makam olmak üzere tüm kamu organlarını bağlar.
İstatistikler
Bireysel başvurunun başladığı 23 Eylül 2012'den 31 Aralık 2024'e kadar Anayasa Mahkemesi'ne toplam 650.453 bireysel başvuru yapılmıştır. Bu süre zarfında 551.913 başvuru sonuçlandırılmıştır.
Sonuçlandırılan başvuruların karar türlerine göre dağılımı (23.09.2012-31.12.2024) şu şekildedir:
- Kabul edilemezlik: 456.476 (%92,1)
- En az bir hakkın ihlali: 78.003 (%4,4)
- İdari ret: 13.750 (%2,8)
- Hakkın ihlal edilmediği: 1.504 (%0,3)
- Diğer (düşme, dosya kapatma, başvurunun reddi): 2.180 (%0,4)
İstatistikleri paylaşılan söz konusu tarihler arasında (23.09.2012-31.12.2024) en çok ihlal kararı verilen hak, %71,2 ile makul sürede yargılanma hakkı olmuştur. Bunu %8,6 ile adil yargılanma hakkı ve %7,1 ile mülkiyet hakkı takip etmektedir.

