Coğrafi Konum ve Fiziki Yapı
Anzer Yaylası, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde, Rize ilinin İkizdere ilçesine bağlı Ballıköy (eski adıyla Anzer) sınırları içerisinde yer almaktadır. Deniz seviyesinden ortalama 2100 metre yükseklikte bulunan yayla, İkizdere ilçe merkezinin güneybatısında yer almakta ve dağlık bir topoğrafya içerisinde konumlanmaktadır. Anzer Yaylası, doğusunda Ovit Dağı, batısında Kaçkarlar’ın uzantıları ve kuzeyinde İkizdere Vadisi ile çevrilidir.
Yayla, geniş çayır alanları, derin vadiler ve yüksek sırtlar ile şekillenmiş zengin bir coğrafi yapıya sahiptir. Aynı zamanda, Doğu Karadeniz’in en önemli yüksek yaylalarından biri olarak bilinmektedir.

Anzer Yaylası Fotoğrafı (Kackar)
İklim ve Doğal Ekosistem
Anzer Yaylası, yüksek rakımın etkisiyle tipik bir alpin iklim özelliği gösterir. Yazlar serin ve kısa sürer; kış aylarında ise yoğun kar yağışı ve düşük sıcaklıklar yaygındır. Nemli hava koşulları, bölgede zengin bir bitki örtüsünün gelişmesine imkân tanımıştır.
Yayla, endemik bitkiler açısından dünyanın sayılı bölgeleri arasında yer alır. Anzer Yaylası'nda yaklaşık 400’den fazla çiçekli bitki türü tespit edilmiş olup, bunlardan 80 kadarı sadece bu bölgeye özgüdür. Bu biyolojik çeşitlilik, yalnızca Türkiye için değil, dünya için de büyük öneme sahiptir.
Bitki örtüsünün bu zenginliği, yaban hayatı açısından da ekolojik bir denge sağlar. Bölgede ayı, karaca, yaban keçisi ve çeşitli kuş türleri gözlemlenmektedir. Ayrıca bu bitkiler, meşhur Anzer balının üretiminde temel kaynak görevi görmektedir.
Anzer Balı ve Ekonomik Önemi
Anzer Yaylası, dünya çapında ün kazanmış olan Anzer balının üretildiği tek bölgedir. Bu bal, yalnızca Anzer Yaylası’nda bulunan endemik çiçeklerden üretilmekte ve yüksek antioksidan değeriyle dikkat çekmektedir. Arılar, bölgedeki çok sayıda nadir ve tıbbi değeri olan çiçekten nektar toplayarak bal üretirler.
Anzer balı, sınırlı miktarda üretildiğinden dolayı oldukça değerlidir. Her yıl Rize Üniversitesi tarafından kontrol edilen laboratuvar analizlerinden geçen ballar, kooperatif aracılığıyla sertifikalı olarak satışa sunulmaktadır. Balın bağışıklık sistemini güçlendirici, enerji verici ve bazı rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılmaktadır.
Yayla halkının önemli geçim kaynaklarından biri olan bu üretim, aynı zamanda bölgeye ekonomik bir canlılık kazandırmaktadır.
Yaylacılık Kültürü ve Sosyal Yaşam
Anzer Yaylası, yüzyıllardır süregelen geleneksel yaylacılık kültürünün canlı biçimde yaşandığı bir yerleşim alanıdır. İlkbahar sonlarında Ballıköy’den yaylaya çıkan halk, yaz boyunca burada kalarak küçükbaş hayvancılık, süt ürünleri üretimi ve arıcılık faaliyetleri yürütür.
Yayla mimarisi taş temel üzerine inşa edilmiş ahşap yapılardan oluşur. Konutlar genellikle geçici konaklamaya uygun biçimde düzenlenmiştir. Yaz aylarında yaylada sosyal yaşam canlanmakta, geleneksel bayramlaşmalar, imece usulü yardımlaşmalar ve küçük çaplı şenlikler düzenlenmektedir.

Anzer Yaylası Fotoğrafı (Kackar)
Turizm Potansiyeli ve Ekoturizm
Anzer Yaylası, hem doğa turizmi hem de sağlık turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Yüksek rakım, temiz hava, sessiz çevre ve endemik bitkiler, özellikle doğa yürüyüşleri, botanik turları ve fotoğrafçılık için uygun bir ortam sunar.
Ziyaretçiler, yaylada kamp kurabilmekte veya Ballıköy’de konaklayabilmektedir. Günübirlik turların yanı sıra, son yıllarda yaylaya olan ilgi nedeniyle butik konaklama tesisleri kurulmaya başlanmıştır. Ancak doğaya zarar vermeyecek sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesi önem arz etmektedir.
Ulaşım ve Altyapı Durumu
Anzer Yaylası’na ulaşım, Rize il merkezinden İkizdere ilçesi üzerinden Ballıköy yolu ile sağlanmaktadır. Ballıköy’den yaylaya çıkan yol, yaz aylarında özel araçlar veya minibüslerle ulaşılabilir durumdadır. Yolun bir kısmı asfalt, son bölümleri ise stabilize ya da toprak yoldur.
Yaylada elektrik altyapısı kısmen bulunmaktadır; internet erişimi ise zayıftır. Telefon sinyali yaylanın bazı kesimlerinde alınabilir. Yayla, doğallığını koruduğu için altyapı açısından sınırlı imkânlara sahiptir.
Koruma ve Sürdürülebilirlik
Anzer Yaylası’nın biyolojik çeşitliliği ve özel bal üretimi nedeniyle korunması büyük önem taşımaktadır. Bölge, 1995 yılında "Doğal SİT Alanı" ilan edilmiştir. Yaylanın flora yapısının bozulmaması için kontrollü yapılaşma, sınırlı tarım ve kısıtlı ziyaretçi kapasitesi ilkeleri gözetilmelidir.
Yaylada arıcılık faaliyetleri kooperatif denetiminde yürütülmekte ve bilimsel analizlere dayalı üretim modeli uygulanmaktadır. Bu sayede, hem ekolojik denge hem de ekonomik sürdürülebilirlik sağlanmaya çalışılmaktadır.


