AV-8B Harrier II, dikey veya kısa kalkış ve iniş (V/STOL) yeteneğine sahip, tek motorlu bir taarruz uçağıdır ve Harrier ailesinin ikinci neslini temsil eder. Bu uçak, öncelikle kara birliklerine yakın hava desteği sağlamak ve silahlı keşif görevlerini yerine getirmek üzere tasarlanmıştır. Başlıca kullanıcıları arasında Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyadeleri (USMC), İspanya Donanması ve İtalya Donanması bulunmaktadır.
Tarihi Süreç ve İlk Prototipler
AV-8 Harrier II, modern hava savaşında devrim niteliğinde bir teknolojik atılımı temsil eder. Bu uçak, dünya çapında ilk defa dikey kalkış ve iniş (VTOL) yapabilen sabit kanatlı bir uçak tasarımını başarıyla operasyonel hale getiren Harrier serisinin bir evrimidir. 1960'lardaki ilk model olan Hawker Siddeley Harrier'ın eksikliklerini gidermek ve modern muharebe şartlarına uyum sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. AV-8 Harrier II, özellikle sınırlı pist kapasitesine sahip gemilerden kalkabilme yeteneği ile öne çıkar.
AV-8B Harrier II'nin geliştirilme süreci, 1970'lerin başlarında Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık'ın ortak çabalarıyla başladı. İlk çalışmalar, Harrier'ın yeteneklerini önemli ölçüde artırmak için daha büyük ve güçlü bir Pegasus motoru geliştirilmesine odaklandı. Ancak, bütçe kısıtlamaları nedeniyle Birleşik Krallık 1975'te projeden çekildi.
Birleşik Krallık'ın çekilmesinin ardından, McDonnell Douglas firması, önceki AV-8A Harrier'ı kapsamlı bir şekilde yeniden tasarlayarak AV-8B'yi oluşturdu. Önceki tasarımın genel yapısını korurken, uçak yeni ve daha büyük kompozit bir kanat, her iki tarafta ek bir silah istasyonu, yükseltilmiş bir kokpit, yeniden tasarlanmış bir gövde ve diğer yapısal ve aerodinamik iyileştirmeleri içeriyordu. Uçak, geliştirilmiş bir Pegasus motoru ile güçlendirildi.
AV-8B'nin ilk uçuşu Kasım 1981'de gerçekleştirildi ve Ocak 1985'te USMC hizmetine girdi. Daha sonraki yükseltmeler, gece saldırı yeteneği ve radar eklenmesini içerdi ve bu da sırasıyla AV-8B (NA) ve AV-8B Harrier II Plus versiyonlarının ortaya çıkmasını sağladı. Daha büyük bir versiyon olan Harrier III de incelendi ancak hayata geçirilmedi. Birleşik Krallık, British Aerospace aracılığıyla, 1981'de iyileştirilmiş Harrier projesine yeniden katıldı ve projede önemli bir iş payı aldı.
Soğuk Savaş döneminin gölgelediği askeri stratejilerde Harrier II, NATO için önemli bir caydırıcı unsur olmuştur. ABD ve Birleşik Krallık arasındaki bu ortak geliştirme, iki tarafın teknik bilgi birikimini birleştirerek hem çok yönlülük hem de etkinlik sağlamıştır.

AV-8B Harrier II iniş (Kaynak: YouTube.com)
AV-8B Harrier II'nin geliştirilmesi sırasında, iki adet YAV-8B prototipi üretildi. Bu prototipler, tam ölçekli rüzgar tüneli testleri ve uçuş ile yapısal testlerin doğrulanması amacıyla kullanıldı. Bu testlerin başarıyla tamamlanmasının ardından, AV-8B Harrier II'nin seri üretimine geçildi. İlk AV-8B filosu 1985 yılında faaliyete geçti.
Tasarım Özellikleri
Üretiminde öne çıkan birden fazla uluslararası aktör bulunmaktadır. British Aerospace, uçağın aerodinamik tasarımı ve yapısal bölümlerini geliştirirken, McDonnell Douglas uçak gövdesinin modül tasarımı ve ABD standartlarına entegrasyonunu sağlamıştır. Bu ortaklık, uçağın hem Birleşik Krallık hem de ABD ordusunun çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde adapte edilmesine olanak tanımıştır.
Harrier II'nin gövdesi, ağırlığı azaltmak ve dayanıklılığı artırmak için geniş ölçüde kompozit malzemelerle yeniden tasarlanmıştır. Özellikle karbon-fiber bazlı kompozitler, metal bileşenlerin yerini alarak hem korozyonu önlemiş hem de bakım maliyetlerini düşürmüştür. Kompozit malzeme kullanımı, toplam ağırlığı %25 oranında azaltmıştır.
AV-8B’nin kanat yapısı ise, aerodinamik verimliliği ve silah kapasitesini artırmak için yeniden tasarlanmıştır. Daha büyük ve genişletilmiş kanatlar sayesinde uçak, daha fazla yük taşıyabilir ve düşük hızlarda daha iyi manevra yapabilir. Ayrıca her iki tarafa eklenen birer silah istasyonu, toplamda daha fazla mühimmat taşınmasına olanak tanır.

AV-8B Harrier II alt görünümü (Fotoğraf: David Álvarez López, flickr.com)
Rolls-Royce tarafından geliştirilen Pegasus motoru, uçağın dikey kalkış ve iniş kabiliyetinin merkezinde yer alır. Motorun döner nozülleri, uçağın hem ileri uçuş hem de dikey hareket kabiliyetini sağlar. Pegasus 11 serisi motor, önceki AV-8A Harrier’ın motorlarına kıyasla daha yüksek itki üretme kapasitesine sahiptir.
Kokpit, ergonomi ve pilotun durumsal farkındalığını artıracak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Yeniden tasarlanan kabin, geniş bir görüş alanı sunar ve gece operasyonlarına uygun gece görüş sistemleri ile donatılmıştır. Toplamda yaklaşık 337 adet Harrier II üretilmiş olup, bunların birçoğu ABD Deniz Piyadeleri tarafından aktif olarak kullanılmıştır.

AV-8B Harrier II teknik çizimi (Kaynak: drawingdatabase.com)
Hava dinamik Tasarımı
AV-8B Harrier II, dikey kalkış ve iniş yeteneği sağlamak için başarılı bir hava dinamik yapıya sahiptir. Pegasus motorunun dört yönlü hareket edebilen nozullara sahip olması, uçağa hem çok yönlülük hem de etkin bir manevra kabiliyeti kazandırır. Bu nozullar, hava akışını dikey, yatay veya karma yönlerde yönlendirebilir. Kalkış sırasında motor gücü, nozüller aracılığıyla yere doğru yönlendirilerek dikey kaldırma kuvveti oluşturur. İleri uçuş sırasında ise nozullar hava akışını yatay yöne çevirerek hızlanmayı sağlar. Aynı sistem, iniş sırasında da kontrolü destekler ve uçağın sabit bir noktaya inmesine olanak tanır. Kanatları, gövdeye oranla daha kısa olmasına rağmen, uçuş stabilizesi sağlamak için özel olarak optimize edilmiştir. Kanat altında taşıyabileceği çok çeşitli silah ve yakıt podları sayesinde Harrier II, çok yönlü bir muharip uçak olarak kabul edilir.

Motor gücünün nozullarla dikey kaldırımı (Kaynak: YouTube.com)

AV-8B Harrier II nozüllerinin yakından görünümü (Fotoğraf: Chad Horwedel, flickr.com)
Savaştığı Diğer Uçaklar, Başarıları ve Görevleri
AV-8B Harrier II, gerek deniz üzerinde gerekse kara muharebe alanlarında mücadele etmiştir. Falkland Savaşı’nda sergilediği önemli performans, Harrier II için bir mihenk taşı olmuş, geliştirilmiş modeller bu mirası daha da ileriye taşımıştır. Harrier II, çeşitli düzeylerdeki hava tehditlerine karşı etkili olabilecek AIM-9 Sidewinder füzeleri ile donatılmıştır. Kara hedeflerine yönelik AGM-65 Maverick füzeleri ve lazer güdümü bombalar gibi sistemler ise, bu uçağı sınırları zorlayan bir silah platformu haline getirmiştir.
AV-8B Harrier II, özellikle Dört Göz Operasyonu ve Çöl Fırtınası harekâtlarında yoğun olarak kullanılmış, her iki operasyonda da kara birliklerinin yakın hava desteği ihtiyacını karşılamıştır. Bu operasyonlarda, Harrier II'nin hem dikey kalkış iniş yetenekleri hem de çok yönlü silah yükü, onu çeşitli senaryolarda tercih edilen bir uçak yapmıştır.

AV-8B Harrier II (Fotoğraf: Coque Photography, flickr.com)
Kronik Sorunlar
Harrier II, iyi bir tasarıma sahip olmasına karşın bazı kronik sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Pegasus motorunun karmaşıklığı ve bakım maliyetleri, bu uçağın operasyonel etkinliğini etkileyen temel faktörler arasında yer alır. Aynı zamanda motorun bu karmaşıklığı sonucunda oluşan hız verimi ise oldukça düşük olmaktadır. Dikey kalkış ve iniş manevraları sırasında aşırı yakıt tüketimi, uçağın harekât sahasındaki menzilini kısıtlayan bir diğer önemli dezavantajdır. Ayrıca, dikey uçuş sırasında nozüllerden gelen aşırı ısı, hem pist ekipmanlarında hem de operasyon alanındaki çevresel unsurlarda hasara yol açabilmiştir.
Pilot raporlarına göre, Harrier II'nin düşük hızlarda ve dikey uçuş modunda stabilize sorunları yaşadığı belirtilmiştir. Bu durum, özellikle acil iniş manevralarında uçağın kontrol edilebilirliğini zorlaştırmıştır. Bunun yanı sıra, radar ve aviyonik sistemlerinin 1990'lar sonrasında gelişen tehditlere kıyasla yetersiz kaldığı bilinmektedir.
Kullanan Pilotların Yorumları
AV-8B Harrier II, kullanıcı pilotlar arasında hem hayranlık uyandırmış hem de dikkat gerektiren bir uçak olarak anılmıştır. Uçağın manevra kabiliyeti ve dikey kalkış iniş özellikleri, birçok pilot tarafından "bir helikopterin esnekliği ile bir jetin gücü" olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte, uçağın karmaşık uçuş kontrolleri, özellikle yeni pilotlar için zorluklar yaratmıştır.
Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde görev yapmış pilot John Nichol, Harrier II'nin en büyük avantajını şu şekilde dile getirmiştir: "Harrier, sadece pistten değil, neredeyse herhangi bir düzlükten kalkabilir. Bu özelliği, savaş ortamında bize muazzam bir esneklik sağladı."【1】 Bununla birlikte, yakıt tüketimi ve bakım gereksinimleri sıkça eleştirilmiştir.
Uçan Pilotların Savaş Stratejileri
Harrier II'nin savaş stratejileri, uçağın dikey kalkış ve iniş özellikleri etrafında şekillenmiştir. Uçak, özellikle ön hatlara yakın operasyonlarda kullanılmış ve hızlı müdahale kabiliyeti ile dikkat çekmiştir. Pilotlar, düşman radarlarının algılama yeteneklerini azaltmak için alçak irtifalarda uçmayı tercih etmiş ve uçağın manevra kabiliyetini avantaja çevirmiştir.
Kalkış ve iniş için pist gereksiniminin düşük olması, Harrier II'yi düzensiz arazi koşullarında görev yapabilen ideal bir platform haline getirmiştir. Çöl Fırtınası Harekatı sırasında Harrier II, kara birliklerine yakın hava desteği sağlamak için etkili bir şekilde kullanılmıştır. Pilotlar, düşman hedeflerine lazer güdümlü bombalar ve AGM-65 Maverick füzeleri ile hassas saldırılar gerçekleştirmiştir.


