Balfour Deklarasyonu, 2 Kasım 1917 tarihinde Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour tarafından Lionel Walter Rothschild’e yazılan ve Britanya Hükümeti’nin Yahudi halkı için Filistin’de bir ulusal yurt kurulmasını desteklediğini ifade eden bir mektuptur. Bu belge, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yürütülen stratejik politikalar bağlamında Siyonist hareketi desteklemek ve Yahudi diasporasının desteğini kazanmak amacıyla yayımlanmıştır. Deklarasyon, modern İsrail Devleti’nin kuruluş sürecinde temel bir dönüm noktası olarak değerlendirilir ve Filistin meselesinin tarihsel gelişiminde önemli bir yer tutar.
Tarihsel Bağlam
Deklarasyon, I. Dünya Savaşı’nın kritik bir aşamasında, 1917 yılında ortaya çıkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolündeki Filistin, Britanya için stratejik bir bölge olarak görülüyordu. Siyonist liderler, özellikle Chaim Weizmann’ın Britanya hükümetiyle yürüttüğü görüşmeler, deklarasyonun hazırlanmasında belirleyici olmuştur. Savaş çabalarını güçlendirmek isteyen Britanya, Yahudi göçmenlerin Filistin’e yerleştirilmesinin kendi çıkarlarına hizmet edeceği düşüncesiyle hareket etmiştir. Ayrıca, 4 Haziran 1917’de Fransa’nın Jules Cambon tarafından yayımlanan Cambon Bildirgesi, Yahudi kolonizasyonuna destek vererek deklarasyonun hazırlanmasına zemin hazırlamıştır. Britanya, Fransa’nın Ortadoğu’daki etkisini dengelemek ve Filistin’de kontrolü sağlamak amacıyla bu adımı atmıştır.
Metin ve İçerik
Deklarasyonun metni şu şekildedir:
“Sayın Lord Rothschild,
Britanya Hükümeti, Yahudi halkı için Filistin’de bir ulusal yurt kurulmasının desteklenmesine sıcak bakmaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için uygun çabaların gösterilmesini onaylar. Bununla birlikte, mevcut Yahudi olmayan toplulukların medeni ve dini haklarına zarar verilmemesi ve Yahudilerin diğer ülkelerdeki hak ve siyasi statüsünün etkilenmemesi kaydıyla bu destek ifade edilmektedir.
Saygılarımla,
Arthur James Balfour”
Bu metin, Yahudi ulusal yurdu fikrini desteklerken, Filistin’deki Arap nüfusun haklarına dair belirsiz bir taahhüt içermektedir. Metnin hazırlanmasında Siyonist lider Nahum Sokolow’un önerdiği formülasyonlar dikkate alınmış, ancak Britanya Kabinesi’nin onayladığı nihai metin daha sınırlı bir çerçeve sunmuştur.
Hazırlık Süreci
Deklarasyonun hazırlanması, Siyonist liderlerin Britanya’yı ikna etme çabalarının bir sonucudur. Savaşın başlarında, Filistin’de Yahudi kolonizasyonunun Britanya çıkarlarına hizmet edeceği fikri öne sürülmüştür.
Fransa’nın Cambon Bildirgesi, bu süreçte uluslararası bir destek olarak rol oynamış, ancak Britanya, Fransa’nın Lübnan ve Suriye’deki etkisinden duyduğu endişelerle kendi pozisyonunu güçlendirmeyi hedeflemiştir. Kabine, Filistin’de İngiliz himayesinde bir Yahudi varlığının bölgedeki kontrolü sağlamlaştıracağı görüşündeydi.
Tepkiler ve Destekler
Deklarasyonun yayımlanması, farklı kesimlerden çeşitli tepkiler almıştır. Siyonist liderler, özellikle Chaim Weizmann, deklarasyonu Yahudi milliyetçiliğinin ve Filistin’de siyasi bir merkez kurma hakkının tanınması olarak görmüş ve bu belgeyi bir ilke niteliğinde değerlendirmiştir. Sir Mark Sykes, deklarasyonun Filistin’e Yahudi göçünü hızlandıracağını ve gelecekte bir Yahudi devleti kurulabileceğini savunmuştur.
Ancak, Filistin’deki Arap toplumu ve bazı uluslararası çevreler, Britanya’nın tek taraflı kararını eleştirmiş, Filistinlilerin görüşlerinin dikkate alınmamasını haksız bulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri ve İtilaf Devletleri’nin onayı, deklarasyonun savaşın seyrinde bir rol oynamasına katkı sağlamıştır.
Sonuçları ve Etkileri
Balfour Deklarasyonu, 1920’de Britanya’nın Filistin üzerindeki manda yönetiminin temelini oluşturmuş ve Yahudi göçünü teşvik etmiştir. Bu durum, Arap halkı ile Yahudi göçmenler arasında gerilimlere yol açarak uzun vadeli çatışmaların başlangıcını işaret etmiştir. Deklarasyon, 1948’de İsrail Devleti’nin kurulmasında katalizör bir rol oynamış, ancak Filistin meselesinin temelini de atmıştır. İngilizlerin sömürgeci stratejileri ve Ortadoğu’daki güç dengeleri, bu sürecin şekillenmesinde etkili olmuştur.
Eleştiriler ve Tartışmalar
Deklarasyon, emperyalist politikaların bir ürünü olarak eleştirilmiştir. Arap toplumu, Filistinlilerin haklarının ihlal edildiğini savunurken, Siyonist çevreler Britanya’nın deklarasyonu uygulama konusundaki yetersizliğini gündeme getirmiştir. Akademik çalışmalar, belgenin Ortadoğu’daki etnik-ulusal çatışmalara zemin hazırladığını belirtmektedir


