Köken
Bozuk sözcüğü, Eski Türkçe boz- (bozmak, zarar vermek, harap etmek) fiilinden +Uk yapım ekiyle türetilmiştir. Bu yapıdan türeyen bozuk, “zarar görmüş, düzeni bozulmuş, işe yaramaz duruma gelmiş” anlamlarında kullanılır. Zamanla anlam genişlemesiyle hem somut nesneler (bozuk saat, bozuk diş) hem de soyut durumlar (bozuk ruh hâli, bozuk ahlâk) için kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca halk müziğinde bir saz türü olan bozuk da adını bu kökten alır.
Kullanım Alanları
İşlevini yitirmiş, işe yaramayan şeyler için: Günlük dilde çalışmayan, arızalanmış nesneler için sıkça kullanılır.
Gergin, kırgın veya moral bozukluğu içindeki ruh hâlleri için: Ruhsal dalgalanmalar, dargınlıklar, iç sıkıntısı durumlarında kullanılır.
Ahlaki veya toplumsal düzenin bozulması anlamında: Toplumun değerlerinden veya etik yapısından sapmalar için mecaz yolla ifade edilir.
Fiziksel yapısı değişmiş ya da zarar görmüş şeyler için: Gıda maddeleri, eşyalar, hatta doğal ortamlar için kullanılır.
Para anlamında: Ufak para, madeni para
Yüz ifadesi veya tavırdaki değişiklik: Özellikle kırgınlık, hayal kırıklığı ya da içerleme belirtisi için.






