1845–1852 yılları arasında yaşanan Büyük Kıtlık ya da İrlanda Patates Kıtlığı, tarih boyunca Avrupa’da görülen en yıkıcı kıtlıklardan biri olarak kabul edilmektedir. İrlanda'da bu dönem, "Büyük Açlık" anlamına gelen An Gorta Mór ifadesiyle anılır. İngilizce literatürde ise Great Famine veya Irish Potato Famine terimleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı kaynaklarda ise bu süreç, etkilediği nüfusun büyüklüğü ve sonuçlarının ağırlığı nedeniyle Sessiz Soykırım (Silent Genocide) veya İrlanda Felaketi (Irish Catastrophe) olarak da tanımlanmıştır.
Kıtlık, yalnızca doğal bir afet değil; aynı zamanda siyasi kararlar, ekonomik yapılar ve sömürge yönetiminin etkisiyle derinleşmiş çok boyutlu bir insani krizdir. Phytophthora infestans adlı mantarın patates mahsulünü yok etmesiyle başlayan süreç, milyonlarca insanın açlıkla yüzleşmesine, kitlesel ölümlere ve zorunlu göçlere neden olmuştur.
Bu yıllarda İrlanda, Birleşik Krallık’a bağlı bir ülke olarak İngiltere merkezli bir idareye sahipti. Kıtlık sırasında uygulanan laissez-faire (serbest piyasa) politikaları, merkezi hükümetin müdahalelerini sınırlamış; iç pazarda açlık sürerken ülke dışına gıda ihracatına devam edilmiştir. Tüm bu gelişmeler, İrlanda halkının yaşadığı acıları derinleştirmiş ve İngiltere ile olan ilişkilerde kalıcı bir güvensizlik yaratmıştır.
Aynı dönemde Osmanlı Padişahı Abdülmecid’in yardım girişimi, bu felaketin uluslararası etkisini ve Osmanlı-İrlanda ilişkilerinde nadir bir dayanışma örneğini temsil etmiştir.
Kıtlığın Nedenleri
Toprak Sistemi ve Patatese Bağımlılık
19. yüzyıl İrlanda’sında tarım, ekonominin ve geçim kaynaklarının merkezindeydi. Ancak bu tarım sistemi, sosyal eşitsizlik ve sömürgeci mülkiyet yapıları nedeniyle kırılgandı. Toprakların büyük bölümü İngiliz asıllı veya İngiltere’de yaşayan toprak sahiplerine (landlord) aitti. Katolik İrlandalıların toprak edinmeleri, 17. ve 18. yüzyıllarda çıkarılan Ceza Kanunları ile büyük oranda engellenmişti. Bu nedenle İrlandalı köylüler, çoğunlukla kendi yaşadıkları toprakları sadece kiralayarak işleyebiliyordu.
Bu kiracı çiftçiler, toprakları genellikle aracı konumundaki orta sınıf (middlemen) İrlandalılar aracılığıyla, kısa vadeli ve güvencesiz sözleşmelerle işliyordu. Toprağa erişim daraldıkça köylülerin eline geçen arazi miktarı da küçülüyor, geçimlerini sağlayabilmek için bu dar alanlardan en fazla ürünü elde etmeleri zorunlu hale geliyordu. Bu koşullar, İrlanda’yı tek bir ürüne, patatese, olağanüstü derecede bağımlı hale getirdi. Patates; küçük arazilerde yüksek verim sağlaması, insan ve hayvan beslenmesine uygunluğu ve kolay saklanabilirliği nedeniyle tercih edilmekteydi. Ortalama bir yetişkinin günlük kalorisinin neredeyse tamamı patatesten karşılanıyordu. Köylüler, hem kendileri hem hayvanları için gerekli olan enerjiyi bu tek üründen sağlıyor; çoğu zaman başka hiçbir besine düzenli erişimleri olmuyordu.
Bu ekonomik ve sosyal yapı, İrlanda halkının yaşamını tek bir tarımsal ürüne dayalı hale getirerek büyük bir kırılganlık oluşturdu. 1845’te patates tarlalarında başlayan mantar kaynaklı hastalık (Phytophthora infestans), yalnızca tarımsal bir kriz yaratmadı; aynı zamanda bu yapının tümüyle çökmesine neden oldu. Alternatif ürün veya gelir kaynağı bulunmayan milyonlarca insan açlıkla karşı karşıya kaldı. Üstelik üretimin durmasıyla kira ödeyemeyen kiracılar topraklarından çıkarıldı ve kitleler hâlinde yerlerinden edildi.
İrlanda’daki kıtlık, doğrudan bu eşitsiz toprak sistemiyle ve tek ürüne dayalı, dışa bağımlı kırılgan ekonomiyle yakından bağlantılıdır. Kıtlık, doğal afetin ötesinde, tarihsel olarak şekillenmiş yapısal sorunların bir sonucudur.

Büyük Kıtlığı Temsil Eden Bir Çizim (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Phytophthora Infestans Salgını
1845 yazında, Amerika’dan Avrupa’ya taşınan bir gübre sevkiyatı ile bulaştığı düşünülen Phytophthora infestans adlı mantar, patates mahsulünü etkileyerek hızlı çürümeye yol açtı. 1846’da mahsulün neredeyse tamamı yok oldu. 1847’de yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte açlık felakete dönüştü. Bu durum 1852 yılına kadar tekrarlayarak devam etti
İngiliz Hükümetinin Politikaları
Kıtlık sırasında İrlanda, 1801 tarihli Birlik Yasası (Act of Union) ile Birleşik Krallık’ın bir parçasıydı ve yönetim Londra’dan yürütülüyordu. Başlangıçta Başbakan Robert Peel yönetimindeki hükümet, Amerika’dan mısır ithalatı gibi bazı sınırlı müdahalelerle açlığı hafifletmeye çalıştı. Bunun yanında, kamu işçiliği programları ve yoksullar için oluşturulan yardım komisyonları da devreye sokuldu. Peel, aynı zamanda İrlanda’dan tahıl ihracatını sınırlayan Corn Laws’un kaldırılmasını sağlayarak piyasanın serbestleşmesini hedefledi.
Ancak bu önlemler kısa sürede etkisini yitirdi. Peel hükümeti 1846’da düştü ve yerine gelen Whig hükümeti, ekonomik liberalizm anlayışı doğrultusunda piyasaya müdahaleyi büyük ölçüde reddetti. Yeni başbakan Lord John Russell ve kabinesi, devletin açlığa doğrudan müdahalesini uygun görmeyerek yardım politikalarını büyük ölçüde durdurdu.
Yardım kuruluşlarının çabaları dışında, hükümet politikalarıyla sağlanan kamu işçiliği projeleri de zamanla kaldırıldı. Birçok bölgede halk, kıtlık koşulları altında haftalık düşük ücretli işlere yönlendirildi. Ancak bu projeler hem yetersizdi hem de fiziksel olarak güçsüz düşmüş insanlara uygun değildi.
Dönemin İngiliz basınında, özellikle The Times gazetesinde, İrlandalıların yardım talepleri zaman zaman tembellik ve nankörlükle suçlandı. Bu tür yayınlar, kıtlığın sadece doğal değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal boyutlarını da gözler önüne sermiştir.
Kıtlığın Sonuçları
- Ölümler: Yaklaşık 1 milyon insan açlık ve buna bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmiştir.
- Göç: 1845–1855 arasında yaklaşık 2 milyon kişi İrlanda’dan göç etmiştir. Bu göçler sırasında kullanılan “coffin ships” (tabut gemileri) sağlıksız ve aşırı kalabalıktı; binlerce insan Atlantik geçişi sırasında ölmüştür.
- Nüfus Azalması: 1841'de 8 milyonun üzerinde olan İrlanda nüfusu, 1851’de 6 milyona düşmüştür. Kıtlığın doğrudan ve dolaylı etkileriyle 1920’lerin sonuna kadar toplam 4,5 milyon kişi İrlanda’yı terk etmiştir
Kıtlık, yalnızca bir doğal felaket değil; aynı zamanda İngiliz yönetiminin İrlanda üzerindeki ekonomik, siyasal ve kültürel kontrolünün sonuçlarını görünür kılan bir olay olmuştur. Krizin yönetilme biçimi, İrlanda’da İngiliz karşıtı duyguların yoğunlaşmasına neden olmuş, bağımsızlık mücadelesine giden süreci beslemiştir. Aynı zamanda bu dönem, İrlanda diasporasının Amerika ve İngiliz kolonilerinde kitlesel olarak şekillenmesine neden olmuştur.
Uluslararası Yardımlar
İrlanda Patates Kıtlığı, ilk küresel yardım seferberliklerinden biri olmuştur:
- Hindistan (Kalküta ve Bombay): Toplam 19.500 sterlin bağış.
- Quakerlar (Amerikan ve İngiliz cemaatleri): 200.000 sterlin değerinde gıda, giysi, tohum yardımı.
- British Relief Association: İngiltere, ABD ve Avustralya’dan 400.000 sterlin bağış.
- Choctaw Kabilesi: 170 dolar bağış.
- Papa IX. Pius, ABD Başkanı Polk, Yahudi ve Hristiyan cemaatleri: Nakdi ve ayni yardımlar.
- İtalya, Fransa, Venezuela, Hong Kong, Antigua, Barbados: Bağış gönderen ülkeler arasındadır.
Osmanlı Yardımı
Padişah Abdülmecid, kıtlık haberini saray dişçisi olan bir İrlandalıdan almıştır. Başlangıçta 10.000 sterlin göndermek istemiş; ancak Kraliçe Victoria’nın yalnızca 2.000 sterlinlik yardımı nedeniyle bu miktar 1.000 sterline düşürülmüştür. Buna rağmen Abdülmecid, ayrıca üç gemiyle gıda ve tıbbi yardım gönderilmesini emretmiştir. Gemiler, İngiliz donanmasının limanları kapatması nedeniyle kuzeydeki Drogheda limanına yönlendirilmiştir.
Drogheda’da Osmanlı Yardımının Etkisi
Osmanlı gemilerinin ulaştığı Drogheda şehrinde yardım unutulmamıştır. 1995 yılında yapılan yardım anısına şehir merkezine bir anıt plaketi yerleştirilmiştir.

Drogheda Şehir Merkezi'nde bulunan plaket (Anadolu Ajansı)
“1847 İrlanda Büyük Kıtlığı – Türkiye Halkının, İrlanda Halkına Yönelik Cömertliği Anısına ve Tanınmasına.”
Yardımın anısına Drogheda United futbol kulübü, armasında Osmanlı hilali ve yıldızını kullanmaktadır. Türk bayrağı simgeleri çeşitli binalarda da yer almaktadır. Şehir, bu yardımı kültürel hafızasında yaşatmaktadır.

Drogheda United Futbol Takımının Arması (Drogheda United)
Basının Yaklaşımı
İrlanda Patates Kıtlığı, yalnızca hükümetlerin değil, dönemin basın organlarının da farklı yaklaşımlarla ele aldığı bir olay olmuştur. Özellikle İngiltere’de yayımlanan The Times gazetesi, kıtlık boyunca hem kamuoyunu şekillendirmiş hem de hükümet politikalarının bir yansıması olmuştur. Başlangıçta hastalığın ciddiyetini küçümseyen gazete, ilerleyen dönemlerde İrlanda’daki durumu aktarmış fakat bu aktarım çoğu zaman önyargılı ve yer yer suçlayıcı bir dille yapılmıştır. İrlandalıların durumu, “ulusal tembellik”, “nankörlük” ve “sorumsuzluk” gibi sıfatlarla açıklanmış; halkın yardım talepleri, isyana meyilli görülerek siyasi risk olarak yorumlanmıştır.
Bu yaklaşım, dönemin İngiliz liberal ekonomi anlayışıyla da örtüşmekteydi. The Times, İngiliz hükümetinin yardımları yeterli görerek devlet müdahalesini savunanları eleştirmiş; piyasa düzenine müdahalenin uzun vadede zararlı olacağını savunmuştur. Bu nedenle gazete, Peel hükümetinin yardım politikalarını belli ölçüde desteklerken, onun halefi olan Whig yönetimini fazla müdahaleci bulan eleştirilere karşı da mesafeli bir tutum almıştır. Ancak açlık ve sefaletin doruğa ulaştığı dönemde bile gazetenin İrlanda’ya yönelik dili çoğu zaman soğuk, merkeziyetçi ve mesafeli kalmıştır. Bunun karşısında bazı İrlandalı papazlar ve vatandaşlar gazeteye mektuplar yazarak durumun vahametini anlatmış, hükümet politikalarını ve basının önyargılarını açıkça eleştirmiştir.
Osmanlı basını ise olayları daha mesafeli, çeviri ve aktarım yoluyla sunmuştur. Ceride-i Havadis ve Takvim-i Vekayi, Avrupa gazetelerinden aldıkları haberlerle kıtlıkla ilgili gelişmeleri kamuoyuna duyurmuştur. Bu yayınlarda hükümet politikalarına dair herhangi bir yorum yapılmamış; daha çok istihdam programları, Amerika’dan mısır ithalatı gibi gelişmeler aktarılmıştır. Osmanlı basını, özellikle kıtlığın sebepleri, hastalığın yayılma biçimi ve alınan tedbirler üzerinde durmuştur. Ayrıca İngiliz hükümetindeki görev değişikliklerine ve alınan ekonomik kararların yansımalarına da tarafsız bir dille yer verilmiştir. İngiliz basınındaki gibi halkı ya da hükümeti suçlayıcı bir üslup benimsenmemiştir.
Sonuç olarak, dönemin basını kıtlığa yaklaşımda iki ayrı çizgide ilerlemiştir. İngiliz basını, kıtlığın etkilerini çoğu zaman siyasi ve ideolojik çerçevede yorumlamış; İrlandalıların taleplerine karşı eleştirel bir tutum sergilemiştir. Osmanlı basını ise olayları yorumlamaktan çok bilgi aktarımı düzeyinde işlemeyi tercih etmiş, felaketi dış basına dayalı haberlerle izleyicilerine sunmuştur. Bu farklılık, dönemin siyasi konumlanmalarını ve basın özgürlüğü düzeylerini de yansıtmaktadır.
Ireland’s Great Hunger Müzesi
Ireland’s Great Hunger Müzesi (Músaem An Ghorta Mhóir), Amerika Birleşik Devletleri'nin Connecticut eyaletinde bulunan Quinnipiac Üniversitesi'ne bağlı bir müzedir. Müze, 1845–1852 yılları arasında yaşanan İrlanda Patates Kıtlığı'nı (An Gorta Mór) anmak ve bu trajedinin siyasi, sosyal, ekonomik ve tarihsel nedenlerini araştırmak amacıyla kurulmuştur. Aynı zamanda, kıtlığın İrlanda halkı üzerindeki etkilerini ve bu dönemde yaşanan insan hakları ihlallerini belgelemeyi hedeflemektedir.
Müze, kıtlıkla ilgili dünyanın en büyük sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Bu koleksiyon, hem 19. yüzyıl İrlandalı sanatçılarının dönem eserlerini hem de çağdaş İrlandalı ve İrlanda kökenli Amerikalı sanatçıların çalışmalarını içermektedir. Ayrıca, müze bünyesinde yer alan Lender Ailesi Özel Koleksiyon Odası, araştırmacılar ve öğrenciler için önemli bir kaynak sunmaktadır.

Ireland's Great Hunger Müzesi (Ireland's Great Hunger Müzesi Web Sitesi)
Quinnipiac Üniversitesi'nin eski başkanı John L. Lahey'nin girişimleriyle hayata geçirilen müze, 1997 yılında New York City St. Patrick's Day Geçit Töreni'nde "Ireland’s Great Hunger" temasının işlenmesiyle başlayan bir sürecin sonucudur. Bu girişim, İrlanda kıtlığının daha geniş kitlelerce tanınmasına ve anlaşılmasına katkı sağlamıştır.
Müze, ziyaretçilere sadece tarihsel bir perspektif sunmakla kalmayıp, aynı zamanda İrlanda kültürünü ve sanatını da tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu yönüyle, Ireland’s Great Hunger Müzesi, hem akademik çevreler hem de genel kamuoyu için önemli bir eğitim ve farkındalık merkezi olarak hizmet vermektedir.


