Büyükada Rum Yetimhanesi, İstanbul’un Adalar ilçesinde, Büyükada’nın en yüksek noktalarından biri olan İsa Tepesi’nde yer alan, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en büyük çok katlı ahşap yapılarından biri olarak kabul edilen tarihi bir komplekstir. Yapı, uzunluğu yaklaşık 102–102,5 metre, genişliği 25–35 metre ve yüksekliği 24 metre civarında olan beş ana katlı bir kütleye sahiptir. Toplam 206 odası bulunan yapı, büyük bir mutfak, kütüphane ve çeşitli eğitim mekânlarını içermektedir.
İnşa Süreci ve Mimar
Yapı 1898–1899 yıllarında, Kont Moris Bostari (Maurice de Boscary) başkanlığındaki bir Fransız şirketi tarafından Alexandre Vallaury’nin tasarımıyla inşa edilmiştir. Başlangıçta “Prinkipo Palace” adıyla lüks bir otel ve kumarhane olarak hizmet vermesi planlanmış ancak Osmanlı yönetiminden gerekli izinler alınamayınca proje tamamlanamamıştır.

Büyükada Rum Yetimhanesi (Anadolu Ajansı)
Yetimhaneye Dönüşüm
İnşaatın tamamlanamaması üzerine, Balıklı Rum Yetimhanesi’nin 1894 depreminde zarar gören binası yerine kullanılmak üzere yeni bir mekân arayışı başlamıştır. Rum Ortodoks Patriği III. İoakim, dönemin varlıklı isimlerinden Eleni Zarifi’yi ikna ederek binayı 3.700 Osmanlı altını karşılığında satın aldırmıştır. Zarifi, binayı yalnızca yetimhane olarak kullanılmak şartıyla ve ek harcamalarla Patrikhane’ye bağışlamıştır. Devir işlemleri 1902’de tamamlanmış, Sultan II. Abdülhamid’in onayıyla 21 Mayıs 1903’te Rum Yetimhanesi faaliyete geçmiştir. Açılış törenine Sultan Abdülhamid ve Rum Patriği III. İoakim katılmış, sultanın fermanıyla yetimhaneye günlük 7,5 okka et ve yeterli miktarda ekmek tahsis edilmiştir.
İşlev ve Yapı Kullanımı
Yetimhane; öksüz ve kimsesiz Rum çocuklarını barındırmanın yanı sıra ilkokul ve meslek okulları ile çeşitli eğitim programlarını bünyesinde barındırmıştır. Personel kadrosunda Rum ve Türk öğretmenler bulunmuş, 15 civarında yardımcı personel görev yapmıştır. 20. yüzyılın başında yapı, hem mimari ölçekte hem de sosyal işlevleriyle İstanbul’daki Rum toplumunun önemli kurumlarından biri olmuştur.
I. Dünya Savaşı ve Sonrası
I. Dünya Savaşı sırasında yetimhane, Kuleli Askerî Lisesi olarak kullanılmış, savaş sonrasında ise yeniden yetimhane işlevine dönmüştür. Cumhuriyet döneminde de bu görevini sürdüren bina, 1964 yılına kadar faaliyet göstermiştir.
Kapatılma Süreci (1964)
21 Nisan 1964’te Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından “yangın tehlikesi” gerekçesiyle bina ani bir şekilde kapatılmış ve mühürlenmiştir. O sırada yetimhanede bulunan 177 çocuk, kısa sürede adadaki kilise ve manastırlara sevk edilmiştir. Dönemin siyasi koşulları, özellikle Kıbrıs’ta yaşanan gerginlikler ve 1964’te Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki kriz, bu süreci etkileyen bağlamsal unsurlar arasında yer almıştır.
Kapatılmanın ardından bina kullanılmamış, 1964’ten itibaren bakım görmemiştir. Yıllar içinde meydana gelen yangın, 1999 Marmara Depremi, sert hava koşulları ve çatıdaki hasarlar yapının hızla bozulmasına neden olmuştur. Çatıda oluşan delikler yağmur sularının içeri girmesine yol açmış, bu durum ahşap kirişlerde taşıma kapasitesinin kaybına ve üst katlarda çökme riskinin artmasına sebep olmuştur. 4. katın yaklaşık %60’ının çöktüğü, döşeme ve çatının ciddi hasar aldığı rapor edilmiştir.
Mülkiyet Davası ve AİHM Kararı
Fener Rum Patrikhanesi, mülkiyetin iadesi için Türkiye’de açtığı davaları kaybetmiş, 2003’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştur. 2007’de davayı kazanan Patrikhane, 29 Kasım 2010’da yapının tapusunu yeniden almıştır.
Koruma Çalışmaları ve Europa Nostra Süreci
2018’de yapı, Europa Nostra’nın “Avrupa’nın Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Alanı” listesine alınmıştır. 2019’da hazırlanan teknik ve mali rapor, acil müdahale gerekliliğini, çatının onarılmasını ve yapının gelecekte “Çevre Enstitüsü ve İnançlar Arası Diyalog Merkezi” gibi işlevlere dönüştürülmesini önermiştir. Rapor, projenin 4–5 yıl sürebileceğini ve maliyetin en az 40 milyon avro olabileceğini öngörmüştür.
Güncel Durum
2020–2021 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BİMTAŞ tarafından yapı üzerinde rölöve, lazer tarama ve insansız hava aracı ile dijital belgeleme çalışmaları yapılmıştır. Yapı hâlen ağır hasarlı durumda olup bütünüyle çökme tehlikesi altındadır. Restorasyon projesi kapsamında acil önleyici müdahaleler, yapısal güçlendirme ve uzun vadeli kullanım planları üzerinde çalışmalar sürmektedir.


