KÜRE LogoKÜRE Logo

Cemal Kaşıkçı Suikastı

Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Tarih
2 Ekim 2018
Yer
Suudi Arabistan İstanbul BaşkonsolosluğuLeventİstanbul
Öne Çıkan Unsurlar
Planlı suikast iddiasıKonsolosluk binasında gerçekleşen öldürmeCesedin yok edilmesi ve bulunamamasıDevlet sorumluluğu tartışmalarıUluslararası hukukta yargısız infaz örneği
Hukukî Boyutlar
Devletin sınır ötesi sorumluluğuDiplomatik dokunulmazlığın sınırlarıYaşam hakkı ihlali ve etkili soruşturma yükümlülüğü

Cemal Kaşıkçı suikastı, 2 Ekim 2018 tarihinde Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasında meydana gelen, uluslararası hukuk, insan hakları, diplomasi ve ceza adaleti alanlarında dünya kamuoyunun gündemine giren bir olaydır.


Olay, Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın evlilik işlemleri amacıyla başkonsolosluk binasına girişinden sonra kendisinden bir daha haber alınamamasıyla ortaya çıkmıştır. Ardından yürütülen adli, diplomatik ve uluslararası süreçler, olayın yalnızca bireysel bir fiil değil, planlı bir eylem olabileceği yönündeki tartışmaları gündeme getirmiştir.


Cemal Kaşıkçı (AA)

Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi, insan hakları hukukunda yaşam hakkı ve yargısız infaz yasağının ihlali, diplomatik hukukta konsolosluk dokunulmazlığı ilkesi ve ceza yargılamasında sınır ötesi adli iş birliği kavramlarının kesiştiği bir olay olarak, uluslararası çağdaş hukuk literatürüne geçmiştir.

Olayın Arka Planı

Cemal Kaşıkçı, uzun yıllar Suudi Arabistan’da basın ve medya alanlarında görev yapmış, ülkesinin iç ve dış politikalarına ilişkin analizleriyle tanınmış bir gazeteciydi. 2017 yılında ülkesindeki siyasi gelişmelerin ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşti ve Washington Post gazetesinde köşe yazarlığına başladı. Bu dönemde Orta Doğu politikaları, ifade özgürlüğü ve yönetim reformları konularında eleştirel yazılar kaleme aldı.


2018 yılı Eylül ayında Kaşıkçı, evlilik işlemleri için Türkiye’ye geldi. Evleneceği Türk vatandaşı Hatice Cengiz ile birlikte gerekli belgeleri tamamlamak üzere Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na başvurdu. İlk ziyareti 28 Eylül 2018 tarihinde gerçekleşti. Bu ziyarette kendisine, belgelerinin hazırlanması gerektiği için birkaç gün sonra tekrar gelmesi bildirildi. Konsolosluk yetkililerinin, Kaşıkçı’ya 2 Ekim 2018 günü gelmesi için randevu verdiği resmî belgeler arasında yer aldı.


Olayın Gerçekleştiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu (AA)

Olay öncesindeki haftalarda, Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye çeşitli diplomatik hareketlilikler olduğu, konsolosluk personelinde geçici görev değişiklikleri yapıldığı ve bazı teknik hazırlıkların gerçekleştirildiği daha sonra yapılan adli incelemelerde tespit edildi. Bu hazırlıklar, suikastın planlı olduğuna dair değerlendirmelerin dayanaklarını oluşturdu.

2 Ekim 2018 Kronolojisi

Sabah Saatleri (07:00–10:00)

2 Ekim sabahında, Suudi Arabistan’dan özel uçaklarla gelen iki ekip İstanbul’a ulaştı. Bu kişilerin pasaport kayıtları, İstanbul’daki havaalanı girişlerinde tespit edildi. Ekip üyeleri iki farklı otele yerleşti. Aynı gün sabah saatlerinde, konsolosluk binasında güvenlik kameralarının bir kısmının devre dışı bırakıldığı, Türk adli birimlerinin daha sonraki incelemelerinde belirlendi.

Öğle Saatleri (12:00–13:00)

Kaşıkçı, nişanlısı Hatice Cengiz ile birlikte saat 13:00 civarında konsolosluk binasının bulunduğu Levent bölgesine geldi. Saat 13:14’te konsolosluk binasına tek başına girdi. Nişanlısı dışarıda bekledi. Kaşıkçı’nın konsolosluk binasından çıkış yaptığına dair hiçbir görüntü kaydı elde edilemedi.

Sabah Türkiye'ye gelen Suudi heyetinin aynı dakikalarda konsolosluk binasında bulunduğu tespit edildi. Binanın alt katındaki odalardan gürültü duyulduğuna dair çevredeki tanık beyanları, soruşturma dosyasında yer aldı.

Öğleden Sonra (14:00–17:00)

Olayın meydana geldiği saat aralığında, konsolosluk binasında personel hareketliliği sınırlı tutuldu. Türk yetkililerin incelemelerine göre, olayın ardından konsolosluk içindeki temizlik faaliyetleri olağan dışı biçimde yoğunlaştı. Bu saatlerde Kaşıkçı’nın cep telefonundan herhangi bir sinyal alınmadı.

Günün ilerleyen saatlerinde, Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıkmaması üzerine nişanlısı Hatice Cengiz güvenlik güçlerine başvurdu. Konsolosluk yetkilileri, Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını bildirdi; ancak bu iddiayı doğrulayan kamera görüntüleri mevcut değildi.

Akşam Saatleri (18:00–23:00)

Akşam saatlerinde, Suudi heyetine ait iki araç konsolosluk binasından çıkarak Başkonsolos’un konutuna gitti. Türk güvenlik birimleri, bu güzergâhı daha sonra belirledi. Aynı gece bu araçlar İstanbul Havalimanı’na yöneldi ve Suudi heyeti Türkiye’den ayrıldı.

Gün sona erdiğinde, Cemal Kaşıkçı’dan hiçbir haber alınamamıştı. Bu durum, ertesi sabah Türk yetkililerinin resmî inceleme başlatmasına yol açtı.

Olay Sonrası İlk Günler ve Adli Sürecin Başlangıcı (3–15 Ekim 2018)

3–6 Ekim 2018

Kaşıkçı’nın kaybolduğu haberleri dünya basınına yansıdı. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Konsolosluk binasına giriş-çıkış kayıtları, güvenlik kameraları ve pasaport verileri incelendi.


Suudi Arabistan yönetimi, 4 Ekim’de yaptığı ilk açıklamada Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını öne sürdü. Ancak Türk güvenlik makamları, Kaşıkçı’nın çıkışına dair herhangi bir kamera kaydına ulaşamadıklarını bildirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, konsolosluk çevresinde detaylı arama yaptı.

Kaşıkçı'nın öldürülmüş olabileceği düşüncesiyle odalardan termal kamera görüntüsü alındı, kimyasal tespit ve DNA incelemeleri yapıldı.

7–10 Ekim 2018

7 Ekim’de Türk adli makamları, olayın aydınlatılması için Suudi Arabistan’la ortak bir çalışma grubu kurulacağını açıkladı. Aynı günlerde uluslararası medya, olayın “planlı bir öldürme” olabileceğine dair haberler yayımladı.


8 Ekim’de Kaşıkçı’nın nişanlısı, Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdi. Bu ifade, Kaşıkçı’nın son görüldüğü saate ve konsolosluk içindeki temaslara ilişkin önemli veriler içerdi.


9 Ekim’de konsolosluk binasının çevresi güvenlik kordonuna alındı. 10 Ekim’de ise konsoloslukta görev yapan yerli çalışanların çoğunun olay günü işe gitmediği belirlendi ve bu durum Türk yetkililer tarafından dikkat çekici bir detay olarak değerlendirildi.

11–15 Ekim 2018

11 Ekim günü Türk ve Suudi ekiplerin ortak inceleme yapacağı duyuruldu. Konsolosluk binası ve başkonsolos konutu, 15 Ekim’de Türk yetkililerce incelendi. Bu incelemede kimyasal izler, temizlik malzemeleri ve bazı materyal örnekleri alındı.


Adli tıp birimleri, olay yerinde bulunan örneklerden Kaşıkçı’nın DNA’sına ait izler tespit etti. Ancak cesedin kendisine ulaşılamadı. Türk yetkililer, elde edilen bulguların Kaşıkçı’nın konsolosluk içinde öldürüldüğünü gösterdiğini açıkladı.


Gün Gün Cemal Kaşıkçı Olayı (AA)

Soruşturmanın Derinleşmesi

16 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin soruşturmanın genişletildiğini duyurdu. Soruşturma, planlama, emir-komuta zinciri ve diplomatik sorumluluk boyutlarıyla ele alındı.


19 Ekim 2018’de Suudi Arabistan, Kaşıkçı’nın “konsolosluk içinde çıkan kavga sonucunda” öldürüldüğünü resmen kabul etti. Ancak bu açıklama, olayın kapsamı ve delillerin niteliği açısından yeterli görülmedi.


22 Ekim’de Suudi yetkililer cinayetin “önceden planlandığını” duyurdu. Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kaşıkçı’nın “planlı bir cinayet” sonucu öldürüldüğünü, cesedin ortadan kaldırıldığını açıkladı.


Olayın uluslararası yankısı bu dönemde en yüksek seviyesine ulaştı. Dünya basını, diplomatik dokunulmazlık, uluslararası ceza hukuku ve devlet sorumluluğu kavramlarını tartışmaya açtı.

Suudi Arabistan’ın Açıklamaları ve Yargı Süreci

2018 yılının son çeyreğinde Suudi Arabistan yönetimi, Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle bağlantılı 21 kişi hakkında yargı süreci başlattı. Bu kişilerden 11’i hakkında resmî suçlama yöneltilirken, diğerleri farklı soruşturmalara tabi tutuldu. Suudi Arabistan Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamalarda, olayın “önceden planlandığı” ve “ölümcül bir hataya dönüştüğü” şeklinde ifadeler kullanıldı.


Yargılamalar, Riyad’da kapalı oturumlar şeklinde yürütüldü. 2019 yılında mahkeme, sanıklardan beşini idam, üçünü hapis cezası ile cezalandırdı; ancak temyiz aşamasında idam cezaları hapse çevrildi. Yargılamaların detayları ve delillerin kapsamı kamuoyuna açıklanmadı. Bu durum, sürecin şeffaflığına dair uluslararası düzeyde tartışmalara neden oldu.


Aynı dönemde, Suudi Arabistanlı yetkililerin olayla bağlantılı olarak Türkiye’ye gönderdiği resmî yazışmalarda, iş birliği çağrılarının “egemenlik sınırları” içinde yürütülmesi gerektiği belirtildi. Ancak Türk yetkililer, soruşturmanın uluslararası hukuk ve ceza adaleti ilkelerine uygun biçimde yürütüldüğünü vurguladı.

Birleşmiş Milletler Raporu

2019 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin özel raportörü tarafından hazırlanan rapor, olayın uluslararası hukuk boyutunu ayrıntılı biçimde ele aldı. Raporda, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin “önceden planlanmış bir eylem” olduğu ve “devlet görevlilerinin bilgisi dahilinde” gerçekleştirildiği belirtildi.


Rapor, olayı “yargısız infaz” olarak nitelendirdi ve bu fiilin uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olduğunu vurguladı. Raporda ayrıca Suudi Arabistan’ın olayın tam aydınlatılması konusunda uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediği ve etkili bir iç soruşturma yürütmediği tespitine yer verildi.


Belgede, olayın işlendiği yerin bir diplomatik temsilcilik olması nedeniyle “konsolosluk dokunulmazlığı” kavramının ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, aksine devletin sorumluluğunu güçlendirdiği ifade edildi. Rapor, taraf devletleri olayın uluslararası düzeyde soruşturulması için iş birliğine çağırdı.

Türkiye’deki Yargısal Süreç ve Davanın Nakli

Türkiye’de Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin yargı süreci, 2019 yılında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlatıldı. Sanıkların tamamı Suudi Arabistan vatandaşı olup Türkiye’de bulunmadıkları için dava gıyaben yürütüldü. Mahkemede 20 sanık hakkında iddianame düzenlendi, suçlamalar arasında “kasten ve planlayarak öldürme” ve “delilleri yok etme” fiilleri yer aldı. Duruşmalar boyunca tanık beyanları, güvenlik kamerası kayıtları, pasaport hareketleri ve diplomatik yazışmalar dosyaya dahil edildi.


2021 yılı içinde tanık ifadeleri alındı, bu ifadelerde sanıklardan bazılarının Kaşıkçı’nın öldürülmesinde doğrudan rol aldığı belirtildi. Ancak sanıkların ifadelerine doğrudan ulaşılamadı.


2022 yılı Nisan ayında mahkeme, davanın Suudi Arabistan’a nakledilmesine karar verdi. Bu karar, Türkiye Adalet Bakanlığının görüşü doğrultusunda verildi ve Adalet Bakanlığı, “yargı yetkisinin devri” sürecinin karşılıklı adli iş birliği çerçevesinde yürütüldüğünü açıkladı.

Davanın nakli sonrası Türkiye’deki yargı süreci sonlandırıldı, dosya Suudi Arabistan adli makamlarına gönderildi.

Diplomatik ve Politik Yansımalar

Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi, Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerinde ciddi bir diplomatik gerilime yol açtı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, “cinayetin tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulması” ve “sorumluların adalet önüne çıkarılması” gerektiği vurgulandı.

Olay, Orta Doğu’daki bölgesel dengeleri etkiledi. Uluslararası basın özgürlüğü, insan hakları ve diplomatik dokunulmazlık konularını yeniden gündeme taşıdı.


ABD, Avrupa Birliği ve birçok ülke, Suudi Arabistan’a olayın sorumlularını ortaya çıkarma çağrısı yaptı. Birçok ülke, olayı diplomatik kanallar üzerinden protesto etti, bazı uluslararası örgütler ise bağımsız soruşturma çağrısını yineledi.

2020’li yıllarda Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girse de olayın diplomatik etkileri tamamen ortadan kalkmadı.

Cesedin Akıbeti

Cemal Kaşıkçı’nın cesedine ulaşılamamış olması, olayın en önemli bilinmeyenlerinden biri olmayı sürdürdü. Türk savcılığı, cesedin konsolosluk binası içinde öldürülmenin ardından parçalanarak ortadan kaldırıldığı kanaatine vardı. Ancak cesedin yeri veya kalıntılarına dair kesin bir bulguya ulaşılamadı.

2019 yılında yapılan açıklamalarda, “Kaşıkçı’nın cenazesi nerede?” sorusu hem Türkiye’de hem de uluslararası kamuoyunda en çok tartışılan başlıklardan biri oldu. Aradan geçen yıllara rağmen bu sorunun yanıtı bulunamadı. Türk yetkililer, olayın faillerinin yargılanması kadar, Kaşıkçı’nın kalıntılarının bulunmasının da adaletin tesisi için zorunlu olduğunu vurguladı.


Soruşturma sürecinde elde edilen adli bulgular, cesedin planlı biçimde ortadan kaldırıldığı yönündedir. Konsolosluk binasında yapılan incelemelerde, olaydan kısa süre sonra yoğun kimyasal temizlik işlemleri gerçekleştirildiği ve bazı odalarda yüksek ısıya maruz kalmış kalıntıların bulunduğu tespit edilmiştir.


Yapılan teknik analizlerde, kimyasal maddelerin kullanıldığına ve cesedin bu yolla eritilerek yok edilmiş olabileceğine ilişkin veriler değerlendirilmiştir. Ayrıca konsolosluk binasının bahçe alanı ve kuyularında yapılan araştırmalarda, gömme veya yakma yöntemlerinin kullanılmış olabileceği ihtimalleri üzerinde durulmuştur. Bazı adli raporlar, elde edilen biyolojik izlerin ve fosfat kalıntılarının, kimyasal çözündürme olasılığını güçlendirdiğini ortaya koymuştur.


Bu bulgular, cesedin tamamen ortadan kaldırıldığı ve geri dönüşü olmayan biçimde imha edildiği yönünde adli kanaat oluşmasına neden olmuştur. Birleşmiş Milletler raportörlüğü tarafından hazırlanan raporda da, cesedin yok edilme yöntemine ilişkin belirsizliğin, olayın örtbas edilme olasılığını artırdığı ve devletin sorumluluk alanını genişlettiği vurgulanmıştır.

Hukuki Başvurular

Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, 2022 yılında Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurusunda “yaşam hakkı” ve “etkili başvuru hakkı”nın ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuru, Türkiye’de insan hakları koruma mekanizmalarının olayla ilgili işleyişine dair iç hukuk incelemesi başlatmıştır. Bu başvuru, suikastın yalnızca uluslararası hukukta değil, iç hukukta da yargısal ve anayasal boyut kazandığını göstermiştir.


Cemal Kaşıkçı'nın Nişanlısı Hatice Cengiz (AA)

Uluslararası Hukukta Değerlendirmeler

Devletlerin Sınır Ötesi Sorumluluğu

Cemal Kaşıkçı suikastı, uluslararası hukukta devletlerin sınır ötesi eylemleri bakımından sorumluluğun kapsamını tartışmaya açan bir örnek olarak ele alınmıştır. Olay, devletin egemenlik sınırlarını aşan fiillerinde dahi uluslararası yükümlülüklerden muaf olamayacağı ilkesini gündeme getirmiştir. Uluslararası hukukta yaşam hakkının korunması, devletin hem kendi yetkililerinin hem de sınırları dışındaki temsilcilerinin eylemlerinden doğrudan sorumluluğunu gerektirir. Bu çerçevede olay, bir devletin diplomatik misyonu içinde işlenen planlı bir öldürme fiilinin, “yargısız infaz” yasağı kapsamında değerlendirileceğine dair örnek niteliği taşımaktadır.

Diplomatik Dokunulmazlık ve İnsan Hakları Hukuku Arasındaki Çatışma

İlgili hukuk incelemelerinde, insan haklarının evrensel niteliğiyle diplomatik dokunulmazlık ilkesi arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Konsolosluk binalarının bağışıklık statüsünün, insan hayatına yönelen ağır suçların gerekçesi olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir. Diplomatik dokunulmazlık, devletlerin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; diplomatik statüye sahip yapıların uluslararası hukuk bakımından özel bir sorumluluk taşıdığı ifade edilmiştir.

Atfedilebilirlik İlkesi

Devletin, kendi ajanları veya görevlileri tarafından başka bir ülkenin topraklarında işlenen fiillerden ötürü sorumluluğu, uluslararası hukukta “atfedilebilirlik” kavramı çerçevesinde ele alınır. Bu kavrama göre, bir devletin resmî temsilcilerinin kasıtlı ve planlı fiilleri doğrudan devletin eylemi sayılır. Bu bağlamda Kaşıkçı’nın öldürülmesi, devletin uluslararası yükümlülükleri bakımından “atfedilebilir fiil” kategorisinde yer almaktadır.

Etkili Soruşturma ve Cezasızlık Sorunu

Olay, “etkili soruşturma” yükümlülüğü bakımından da incelenmiştir. Devletin, yaşam hakkına yönelik ihlallerde yalnızca failin cezalandırılmasını değil, olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını sağlama sorumluluğu bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, uluslararası hukukta “cezasızlık” olarak tanımlanır. Bu kapsamda Kaşıkçı suikastı, devletin insan hakları ihlallerinde etkin soruşturma yürütme yükümlülüğünün kapsamına ilişkin tartışmalara konu olmuştur.

İnsan Onuru ve Evrensel Yükümlülük

Olay, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan “insan onuru” kavramının korunması açısından incelenmiştir. Olayın işlendiği mekânın diplomatik statüye sahip olması, insan hakları hukukunun uygulanabilirliğini ortadan kaldırmamış; devletlerin uluslararası yükümlülüklerine dair sorumluluk anlayışının önemini ortaya koymuştur.


Cemal Kaşıkçı suikastı, uluslararası hukuk literatüründe devlet sorumluluğu, diplomatik dokunulmazlık, insan hakları yükümlülükleri ve yargısız infaz yasağı kavramlarının ele alındığı kapsamlı vakalardan biridir.

Güncel Durum

Suudi Arabistan’daki yargılamalarda hüküm giyen kişiler, temyiz sürecinin ardından hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Kaşıkçı’nın ölüm emrinin kim tarafından verildiği, cesedinin nerede olduğu ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılıp aydınlatılmadığı soruları güncelliğini korumaktadır. Birleşmiş Milletler raportörlüğü düzeyinde olay, devletin sınır ötesi sorumluluğuna ilişkin örnek dosyalardan biri olarak literatürde yerini almıştır.


Cemal Kaşıkçı'nın Cesedi Nerede Sorusu Cevap Bulamadı (AA)

Cemal Kaşıkçı suikastı, bir gazetecinin öldürülmesinden öte, devletler arası hukuk, diplomasi, insan hakları ve yargı süreçlerinin kesiştiği çok boyutlu bir vakadır. Olay, uluslararası hukukta yargısız infaz yasağı, devlet sorumluluğu ve konsolosluk dokunulmazlığı konularında tartışmalara konu olmuştur.


Türkiye’de yürütülen soruşturma, planlı bir cinayet sonucuna ulaşmış; ancak ceset bulunamamış ve yargısal süreç, davanın Suudi Arabistan’a nakliyle Türkiye açısından sonlanmıştır. Birleşmiş Milletler raporu, suikastın uluslararası hukuk ihlali teşkil ettiğini belirtmiş, olay küresel ölçekte hesap verebilirlik çağrılarını güçlendirmiştir.

Kaynakça

Anadolu Ajansı. “Kaşıkçı Cinayeti 5 Haftasını Geride Bıraktı.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/kasikci-cinayeti-5-haftasini-geride-birakti/1303841


Anadolu Ajansı. “Bütün Dünya Soruyor: Kaşıkçı’nın Cenazesi Nerede?” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/butun-dunya-soruyor-kasikcinin-cenazesi-nerede/1599595


Anadolu Ajansı. “İstanbul Başsavcılığı’nın Kaşıkçı Açıklamasının Ortadoğu’daki Yankıları.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/istanbul-bassavciliginin-kasikci-aciklamasinin-ortadogudaki-yankilari/1300374


Anadolu Ajansı. “Cemal Kaşıkçı’nın Nişanlısı Hatice Cengiz Anayasa Mahkemesi’ne Başvurdu.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/cemal-kasikcinin-nisanlisi-hatice-cengiz-anayasa-mahkemesine-basvurdu/2596588


Anadolu Ajansı. “3 Yıl Geçti: ‘Ceset Nerede?’ Sorusu Hâlâ Cevapsız.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/3-yil-gecti-ceset-nerede-sorusu-hala-cevapsiz/2380941


Anadolu Ajansı. “The New York Times: Kaşıkçı’yı Öldüren Ekipten 4 Kişinin ABD’de Eğitim Aldığı Öne Sürüldü.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/cemal-kasikci/the-new-york-times-kasikciyi-olduren-ekipten-4-kisinin-abdde-egitim-aldigini-one-surdu/2282681


Anadolu Ajansı. “Cemal Kaşıkçı’nın Öldürülmesine İlişkin Davada Tanık İfadeleri Alındı.” Anadolu Ajansı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cemal-kasikcinin-oldurulmesine-iliskin-davada-tanik-ifadeleri-alindi/2297908


Anadolu Ajansı. "Gün gün Cemal Kaşıkçı olayı." Anadolu Ajansı Youtube Kanalı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.youtube.com/watch?v=bTVPWavCPDs


Anadolu Ajansı. "Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz AA'ya konuştu." Anadolu Ajansı Youtube Kanalı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.youtube.com/watch?v=cOZ23ed5U0U


Anadolu Ajansı. "Cesedi nerede sorusu cevap bulamadı." Anadolu Ajansı Youtube Kanalı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.youtube.com/watch?v=Vpfu6h8BOhM


Birleşmiş Milletler. “Report of the Special Rapporteur on Extrajudicial, Summary or Arbitrary Executions on Her Mission to Turkey (Visit to Examine the Killing of Jamal Khashoggi).” Birleşmiş Milletler. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/g19/296/91/pdf/g1929691.pdf


Özel, Sadullah. “Uluslararası Hukuk Açısından Cemal Kaşıkçı Olayı.” Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 27, sy. 46 (2022): 169-99. https://dergipark.org.tr/tr/pub/duhfd/issue/72217/1163699


Tatar, Berk Cem. "Yaşam Hakkı ve Diplomatik Dokunulmazlık Bağlamında Cemal Kaşıkçı’nın Öldürülmesi." Diplomasi Araştırmaları Dergisi 3 sy.1, (2021): 23-36. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://dergipark.org.tr/tr/pub/jdr/issue/64201/926804


T.C. İletişim Başkanlığı. “Suudi Arabistan’ın Cemal Kaşıkçı’nın Öldürülmesi Hakkında Cevaplaması Gereken Hâlâ Birçok Soru Var.” T.C. İletişim Başkanlığı. Erişim Tarihi 20 Ekim 2025. https://www.iletisim.gov.tr/turkce/cumhurbaskanimizin_kaleminden/detay/suudi-arabistanin-cemal-kasikcinin-oldurulmesi-hakkinda-cevaplamasi-gereken-hala-bircok-soru-var

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarSümeyye Akkanat Terzioğlu21 Ekim 2025 14:02
KÜRE'ye Sor