İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Kasım 2025 tarihinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da aralarında bulunduğu 37 İsrailli yetkili hakkında “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” kapsamında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarmıştır. Söz konusu karar, Gazze’de sivillere yönelik saldırılar ve “Küresel Sumud Filosu”na yönelik müdahalelerle ilişkilendirilmiştir. Bu süreç, Türk Ceza Kanunu’nun 76. ve 77. maddeleri uyarınca uluslararası ceza hukuku bağlamında alınan yargı girişimlerinden biri olmuştur.
Soruşturmanın Başlatılması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2023’te başlayıp 2025 yılı itibarıyla hâlen devam eden Gazze’deki askeri operasyonlar sırasında meydana gelen sivil ölümler, sağlık kuruluşlarına yönelik saldırılar ve insani yardım engellemelerine ilişkin olarak re’sen soruşturma başlatmıştır. Soruşturma kapsamında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 15. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde yer alan uluslararası yetki hükümlerine dayanılmıştır.
Bu çerçevede, Türk vatandaşlarının ve Türkiye bağlantılı mağdurların zarar gördüğü olaylar, özellikle Küresel Sumud Filosu’na yönelik müdahale temelinde incelenmiştir. Filoya katılan sivil aktivistlerin Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere uluslararası sularda seyir halindeyken İsrail donanması tarafından engellendiği belirtilmiştir.
Deliller ve İhbarlar
Soruşturma sürecinde İstanbul 2 No’lu Barosu, 7 Kasım 2025 tarihinde “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” iddialarıyla suç duyurusunda bulunmuştur. Ayrıca Küresel Sumud Filosu mağdurlarının vekilleri tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na çeşitli dilekçeler sunulmuştur. Olayın mağduru olarak değerlendirilen kişiler 4–10 Ekim 2025 tarihleri arasında hava yoluyla Türkiye’ye getirilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda adli ve psikolojik muayeneleri gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan raporlar ve mağdur ifadeleri soruşturma dosyasına eklenmiştir. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’na (MİT) yazılı talimatlar gönderilmiştir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının açıklaması şöyledir:
İsrail Devletinin bugüne kadar Gazze'de sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar neticesinde aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu binlerce insanın hayatını kaybettiği, yine binlerce insanın yaralandığı ve yerleşim yerlerinin kullanılamaz hale geldiği, 29.01.2024 günü "Hind Recep" isimli 6 yaşındaki kız çocuğunun İsrail askerleri tarafından 335 kurşunla katledildiği, özellikle 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne dek belirtilen eylemlerin her geçen gün artarak devam ettiği, 17 Ekim 2023 tarihinde el-Ehli Baptist Hastanesi'ne yapılan saldırı sonucunda hastanede bulunan 500 kişinin hayatını kaybettiği, 29 Şubat 2024 günü İsrail askerleri tarafından tıbbi ekipmanların bilinçli olarak tahrip edildiği, 21.03.2025 tarihinde Türk Filistin Dostluk Hastanesi'nin bombalandığı, yine benzer şekilde birçok sağlık kuruluşuna saldırı gerçekleştirildiği, ayrıca Gazze'nin abluka altına alındığı ve mağdurların insani yardıma erişiminin engellendiği, bu durumun dünya kamuoyunda da geniş çaplı yer bulduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, insanî yardım ulaştırmak amacıyla Küresel Sumud Filosu içerisinde yer alan aktivistlerin deniz ulaşım araçlarıyla Gazze'ye doğru yol aldıkları, Küresel Sumud Filosuna İsrail donanması unsurları tarafından uluslararası sularda saldırı gerçekleştirildiği, gerçekleştirilen saldırı neticesinde alıkonulan mağdurlarla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesindeki düzenlemeler, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 15. Maddesindeki yetki kuralları ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 12-13. Maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca ‘Eziyet, Nitelikli Yağma, Mala Zarar Verme, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Ulaşım Araçlarının Kaçırılması Veya Alıkonulması' suçları kapsamında re'sen soruşturma başlatılmıştır.
Suçlamalar ve Hukuki Dayanak
Savcılığın açıklamasına göre İsrail Devleti’nin Gazze’de sistematik biçimde yürüttüğü askeri operasyonlar, “insanlığa karşı suç” ve “soykırım” nitelendirmeleriyle ele alınmıştır. Özellikle 7 Ekim 2023’ten itibaren devam eden saldırılarda binlerce sivilin yaşamını yitirdiği, yerleşim alanlarının tahrip edildiği, sağlık tesislerinin hedef alındığı, insani yardım erişiminin engellendiği tespit edilmiştir.
Başsavcılık, ayrıca 29 Ocak 2024’te altı yaşındaki Hind Recep isimli çocuğun 335 kurşunla öldürülmesi, 17 Ekim 2023’te el-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlenen ve 500 kişinin ölümüne yol açan saldırı, 21 Mart 2025’te Türk Filistin Dostluk Hastanesi’nin bombalanması gibi olayları somut örnekler olarak dosyaya dâhil etmiştir.
Bu bulgulara dayanarak Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesinde düzenlenen “Soykırım” ve 77. maddesinde düzenlenen “İnsanlığa Karşı Suçlar” kapsamında cezai sorumluluk tespit edilmiştir.
Yakalama Emri ve Kapsamı
Toplanan deliller doğrultusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği 7 Kasım 2025 tarihinde 37 kişi hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarmıştır. Emrin kapsamında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Israel Katz, Sınır Güvenliği Bakanı Tamara Ben Gvir, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Deniz Kuvvetleri Komutanı David Saar Salama gibi üst düzey yetkililer yer almıştır.
Savcılık, bu kişilerin Türkiye’de bulunmadığını tespit ederek uluslararası düzeyde yakalama sürecinin başlatıldığını duyurmuştur.


