Çoğa Zenbil, günümüz İran'ının Huzistan Eyaleti'nde yer alan, M.Ö. 13. yüzyılda Elam Kralı Untash-Napirişa tarafından kurulmuş bir kenttir. Elam dilindeki adı Dur-Untash (Untash’ın Kenti) olan yerleşim, özellikle Orta Elam Dönemi’nin (yaklaşık M.Ö. 1500–1100) dinsel mimari anlayışını yansıtan anıtsal zigguratıyla tanınır. Çoğa Zenbil, Mezopotamya dışındaki en büyük ve en iyi korunmuş ziggurat yapısını barındırmasıyla dikkat çeker.
Merkezinde yer alan beş katlı ziggurat, Elam tanrıları İnşuşinak ve Napirişa’ya adanmıştır. Üç iç içe surla çevrelenen bu kutsal alandaki yapılar inşaat sürecinde tamamlanamamış ve kent, kralın ölümünün ardından terk edilmiştir. Yapı, 1935 yılında keşfedilmiş, 1979’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Çoğa Zenbil Ziggurat (flickr)
Keşif ve Arkeolojik Kazılar
Çoğa Zenbil, 1935 yılında İran’ın güneybatısında petrol araştırmaları sırasında yapılan hava fotoğrafları aracılığıyla keşfedilmiştir. Yapay bir höyük şeklinde fark edilen alan, Fransız arkeologlar tarafından tespit edilmiştir. İlk kazılar 1946 yılında başlatılmış, en kapsamlı arkeolojik çalışmalar ise 1951–1962 yılları arasında Roman Ghirshman başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilmiştir.
Kazılar sonucunda, beş katlı zigguratın yanı sıra iç içe geçmiş üç savunma suru, bağımsız tapınaklar, su sarnıçları, yerleşim alanları ve kraliyet mezarları ortaya çıkarılmıştır. Yapım aşamasında terk edildiği anlaşılan yapı kompleksinde, kullanılmamış kerpiç tuğlalar hâlen istiflenmiş şekilde bulunmuştur. Alan, arkeolojik belgelemeye ve analiz çalışmalarına elverişli yapısını günümüzde de büyük ölçüde korumaktadır.
Tarihî Arka Plan
Çoğa Zenbil’in inşa edildiği Elam coğrafyası, bugünkü İran’ın güneybatısında yer alan ve kuzeyde Zagros Dağları’ndan güneyde İran Platosu’na uzanan, etnik ve kültürel açıdan çeşitli bir bölgeydi. Elam, tarih boyunca Awan/Anşan, Şimaşki ve Susa gibi kent merkezleri aracılığıyla yönetilen gevşek yapılı bir federasyon olarak varlık göstermiştir. Bu siyasi yapılanma, yalnızca Orta Elam Dönemi’nde kısa süreli bir birlik çatısı altında şekillenmiş; bu dönemde Shutruk-Nahhunte ve onun ardılları Elam İmparatorluğu’nu kurmuştur.
Elam dili, bilinen hiçbir dil ailesine ait olmayan bir dil yalıtkanıdır ve yazı sistemi uzun süre çözülememiştir. Proto-Elam yazısının 21. yüzyıl başlarında kısmen çözülmesi, Elam tarihi ve kültürü hakkında daha fazla bilgi edinilmesini mümkün kılmıştır. Eski Elam Dönemi’nden itibaren Mezopotamya ile yakın siyasi ve kültürel ilişkiler kuran Elamlılar, zamanla çivi yazısını benimsemiş ve tanrılar, yöneticiler ile kutsal alanlar hakkındaki kayıtlarını bu yazı aracılığıyla aktarmışlardır.
Çoğa Zenbil’in içinde yer aldığı Orta Elam Dönemi, özellikle mimari, dil, din ve kültürel yayılma politikaları açısından belgelenmiş dönemlerden biridir. Bu dönemde elamlaştırma olarak tanımlanan kültürel bütünleşme politikaları uygulanmış, özellikle Susiana bölgesinde Elam kimliği güçlendirilmiştir.
Zigguratın Mimarisi ve Yapısal Özellikleri
Çoğa Zenbil’de yer alan ziggurat, Orta Elam Dönemi’ne ait mimari anlayışın belirgin örneklerinden biridir. Elam kralı Untash-Napirişa tarafından M.Ö. 13. yüzyılda inşa ettirilen yapı, Elam tanrıları İnşuşinak ve Napirişa’ya adanmıştır. Beş katlı olarak tasarlanan ve tamamlandığında yaklaşık 53 metre yüksekliğe ulaşan ziggurat, 105,2 metre uzunluğundaki kare taban planı üzerine oturtulmuştur. Günümüzde yapının yüksekliği 24,75 metre olarak ölçülmektedir.
Ziggurat, merkezî bir çekirdeğe sahip olup üç katmanlı iç içe geçmiş surlarla çevrelenmiştir. En dış sur, yaklaşık 4 kilometrelik çevresiyle kraliyet konutu ve yerleşim alanlarını korurken, ikinci sur dini yapıların yer aldığı temenos bölgesini çevreler. En içteki sur ise zigguratın kendisini kuşatır. Yapımda temel malzeme olarak kerpiç kullanılmış, dış yüzey ise dayanıklılığı artırmak amacıyla pişmiş tuğlalarla kaplanmıştır. Her onuncu tuğla sırasına Elamca ve Akadca çivi yazılı adak yazıtları işlenmiştir.
Zigguratın mimarisi, hem fonksiyonel hem de sembolik düzeyde çok katmanlıdır. Alt katmanlar yer altı, orta düzeyler yeryüzü, en üst kat ise kutsal alan ve gök ile ilişkilendirilmiştir. Üst tapınak katı, tanrısal mekânı simgelerken, zemin düzeyindeki tapınaklar Kiririşa gibi diğer tanrılara adanmıştır. Yedi kapıdan yalnızca güneybatıya bakanı, ziyaretçileri doğrudan yukarı katlara ulaştıran ana merdivenle bağlantılıdır. Merdiven yapısı, duraklama alanlarıyla birlikte tasarlanmıştır.
Merdivenler (flickr)
Zigguratın çevresinde, tanrılara ait bağımsız tapınaklar, su sarnıçları, rahiplere ait yapılar ve yeraltı mezarları yer alır. Kraliyet mahallesinde bulunan iki büyük yapının birinin yeraltı mezar odaları barındırması, bu alanın kraliyet ailesine ait bir gömü kompleksi olarak tasarlandığını göstermektedir. Yapı süslemelerinde renkli cam, değerli taşlar, kanatlı griffon heykelleri ve dinsel ikonografiler kullanılmıştır.
Koruma Durumu ve UNESCO Dünya Mirası Statüsü
Çoğa Zenbil, 1970 yılında İran Ulusal Anıtlar Listesi’ne alınmış, 1979 yılında ise UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Alan, Orta Elam Dönemi'nin özgün dini-mimari anlayışını temsil eden yapılarıyla, III. ve IV. kriterler kapsamında “Olağanüstü Evrensel Değer” taşıdığı gerekçesiyle tescillenmiştir.
Yapının bulunduğu kırsal konum, alanın bugüne dek büyük ölçüde zarar görmeden korunmasını sağlamıştır. Zigguratın özgün malzemesi ve yapısal formu bozulmamış, mimari bütünlük korunmuştur. Ancak alan, yoğun yağışlar, Ab-e Diz Nehri’nin yatağındaki değişimler, şeker kamışı tarımı kaynaklı çevresel kirlilik ve ormansızlaşma gibi tehditlerle karşı karşıyadır.
Koruma faaliyetleri, 1998 yılından bu yana İran Kültürel Miras, El Sanatları ve Turizm Kurumu tarafından yürütülmekte; 2003 tarihli bir yönetim planı kapsamında sürdürülebilirlik, çevresel kontrol ve ziyaretçi yönetimi esas alınmaktadır. Ziyaretçilerin ziggurata çıkmaları 2002 yılında yasaklanmış, alanda güvenlik ve aydınlatma sistemleri kurulmuştur. Koruma yaklaşımı, "asgarî müdahale" ilkesiyle şekillendirilmiş; alanın tarihsel otantikliğine zarar vermeden korunması hedeflenmiştir.