Danton'un Ölümü, Alman yazar, tıp doktoru ve oyun yazarı Georg Büchner’in (1813–1837) kaleme aldığı, Fransız Devrimi’nin sert çarpışmalarını ve çalkantılarını gözler önüne seren dört perdelik trajik bir oyundur. 1835’te yazılan bu eser, Büchner'in otoritelerce takipten kaçtığı ve Fransa’ya gittiği dönemde tamamlanmış, erken dönem devrimci tiyatronun en erken ve en önemli örneklerinden biri sayılmıştır.【1】
Konu Özeti
Olay örgüsü, 1794 yılının ilkbaharında, Fransız Devrimi'nin Jakoben diktatörlüğü altında en şiddetli dönemi olan Terör Dönemi'nde geçer. Oyun, devrimci önderlerden Georges Danton'un siyasi olarak geri çekilişini ve yavaş yavaş devrimin kanlı gidişatını sorgulayışını merkeze alır. Danton ve arkadaşları (Dantonistler), sürekli idamların ve baskının son bulmasını, cumhuriyetin artık yerleşmesini savunarak Robespierre'in "erdem" adına sürdürdüğü terör politikasına karşı çıkarlar. Devrimin diğer güçlü lideri olan Robespierre ise, devrimin saflığını korumak ve karşı-devrimcileri temizlemek için terörün kaçınılmaz olduğunu savunur. Bu iki farklı ideolojik ve siyasi duruş, Danton'un Robespierre tarafından halk düşmanı ilan edilmesine ve tutuklanmasına yol açar.
Oyun, Danton'un tutuklanması, Devrim Mahkemesi'ndeki kararlı ancak umutsuz savunması ve eşi Julie ile vedalaşarak giyotine giden trajik sonunu ayrıntılı ve episodik sahnelerle gözler önüne serer. Danton, kaderinin kaçınılmazlığı karşısında derin bir varoluşsal bunalım yaşarken, devrimci ideallerin kanlı bir diktatörlüğe dönüşmesine tanıklık eder.
Yazar ve Eserin Bağlamı
Georg Büchner, tıp eğitimi almış olmasına rağmen kısa süren yaşamını siyasal mücadele içinde geçirmiştir. 1834’te gizli İnsan Hakları Derneği’ni kurmuş ve halkı monarşik baskıya karşı direnişe çağıran “Der Hessische Landbote” adlı bildiriyi kaleme almıştır. Bu siyasal duruş, onun sanatsal tutumuna da yansımış; çağının edebi, felsefi ve dini kalıplarından soyutlanarak evrensel bir öze ulaşmayı başarmıştır.
Yazar, bu oyunda kendi huzursuz ruh halini ve siyasi dönemini yansıtmış; oyundaki baş kişisi Danton’u kendisiyle, Danton’un eşi Julie’yi ise kendi nişanlısı Minna Jeagle ile eşleştirerek, hem kişisel hem de tarihsel bir hesaplaşmaya girişmiştir.
Tema
Oyunun temel çatışması, devrimin iki zıt kutba savrulan önde gelen ismi, Georges Danton ve Maximilien Robespierre arasındaki irade ve fikir savaşıdır. Bu çatışma, devrimin idealleri ile bu ideallere ulaşmak için kullanılan araçlar (terör ve şiddet) arasındaki zıtlığı sorgular.
Bir yanda, iktidarın yozlaşmaya başladığını düşünerek şiddetli bir vicdan muhasebesi ve ahlaki sorgulamanın içine giren Georges Danton yer alır. Danton, devrimin kanlı eylemlerinin bitmesi gerektiğini savunan, insani zaaflara sahip, fatalist (kaderci) bir karakterdir. Diğer yanda ise, mutlak erdemi ve cumhuriyeti savunarak, dehşeti bir yönetim aracı olarak kullanan Maximilien Robespierre durur. Robespierre’in, "Erdem dehşet yoluyla hüküm sürmelidir"【2】 sözü, oyunun tematik çatışmasını belirleyen anahtar ifadelerdendir. Robespierre, devrim adına elde ettiği gücü despotik bir tutumla kullanır.
Büchner, bu eserde güç, iktidar ve adalet kavramlarını evrensel boyutta işler. Toplumsal düzen değişikliklerinde siyasal adaletin genellikle yasa koyucuların siyasal düşüncesi lehinde geliştiği gerçeğini yansıtarak, devrimci ideallerin nasıl despotizme dönüşebileceğini ele alır.
Oyun Kişileri ve Tematik Çözümleme
Oyundaki karakterler tarihsel gerçekliği olan kişilerden esinlenilmiştir. Georges Danton, Robespierre’e karşı çıkıp katilliğin bitmesi gerektiğini savunduğunda, Robespierre onu ahlak düşkünlüğüyle suçlar. Danton, bu fatalist kişiliğiyle devrim içinde kahraman sayılmayan tek kişi olarak kabul edilir.
Maximilien Robespierre, hiçbir insani zayıflığı olmayan, kusursuz bir profil çizerek halkın gözünde yüceltilirken, gücü despotik bir tutumla kullanır. Danton’un karısı Julie, kocasına sevgi dolu ve ölümüne bağlıdır; Danton’un idam kararı kesinleşince onunla birlikte ölüme gitmeyi seçerek intihar eder.
Camille Desmoulins (Danton’un arkadaşı) ve Saint Just (Robespierre’in sağ kolu) ise çatışmanın iki farklı kutbunda yer alır. Desmoulins, Robespierre’i "kanlı mesih" olarak nitelendirip devrimin kanlı eline karşı çıkarken; Saint Just, şiddeti ve dökülen kanı devrim adına normalleştiren, Danton’un idam edilmesinde önemli rol oynayan kişidir.
Edebi ve Sanatsal Özellikler
Danton’un Ölümü, şiirsel bir dil ve dokuyla örülmüştür; diyaloglarında şairene bir dil mevcuttur. Eser, bazı eleştirmenler tarafından ilk belgesel oyun olarak nitelendirilse de, metnin kurmaca ve yazarın bakış açısını yansıtan yönleri nedeniyle daha çok tarihsel oyun olarak kabul edilir.


