KÜRE LogoKÜRE Logo
sb-image
Deli Petro
Büyük Petro ya da tarihsel lakabıyla Deli Petro, 17. yüzyılın sonları ile 18. yüzyılın başlarında yaşamış ve Rusya tarihinde köklü değişimlerin öncüsü olmuş bir hükümdardır.
fav gif
Kaydet
kure star outline
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

petro görsel 2.webp
Hüküm süresi
7 Mayıs 1682 – 8 Şubat 1725
Önce gelen
III. Fyodor
Sonra gelen
I. Katerina
Doğum
9 Haziran 1672
Ölüm
8 Şubat 1725 (52 yaşında)
Hanedan
Romanov

9 Haziran 1672 tarihinde doğan Petro, Romanov Hanedanı mensubu olarak, 2. Aleksiy’in oğlu ve Aleksey Mihayloviç’in torunudur. Petro’nun çocukluğu, Rus siyasal tarihinde çalkantılı bir döneme rastlamaktadır. Babasının ölümünün ardından tahta geçme mücadelesi başlamış, nihayetinde 1682 yılında, resmi olarak tahta çıksa da uzun bir süre iktidar gücünü paylaşmak zorunda kalmıştır. İlk yıllarda abisi 5. İvan ile birlikte çar ilan edilmiş, ancak asıl fiilî iktidar, ablası Sofya'nın naipliğinde toplanmıştır.


1689 yılı, Petro için bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihte Sofya’nın naipliğini sonlandıran Petro, gerçek anlamda iktidarı eline almış ve 1696 yılında kardeşi 5. İvan’ın ölümüyle tek başına Rus çarı olmuştur. Böylece Petro’nun Batı tipi bir reform ve modernleşme hareketine girişmesinin yolu açılmıştır.

Deli Petro’nun Tahta Geçiş Süreci

Deli Petro (Büyük Petro) olarak anılan 1. Petro, Rusya tarihinin en etkili ve dönüştürücü çarlarından biri olarak kabul edilir. Tahta geçiş süreci ise hem aile içi çekişmelerle hem de Rusya'nın siyasal yapısındaki iktidar dengeleriyle şekillenmiştir. Bu süreç, Romanov Hanedanı içerisindeki karmaşık güç mücadeleleri ve döneminin sosyo-politik bağlamı içinde değerlendirilmelidir.

Aleksey Mihayloviç’in Ölümü ve Varis Krizi

1676 yılında Petro’nun babası Çar Aleksey Mihayloviç’in ölümüyle birlikte taht mücadelesi başladı. Aleksey’in ilk eşi Maria Miloslavskaya’dan olan büyük oğlu 3. Fyodor tahta çıktı. Fyodor’un kısa süren saltanatı (1676–1682) sırasında Petro’nun doğrudan siyasi bir etkisi olmadı. Ancak Fyodor’un 1682’de ölümüyle birlikte ardında doğrudan bir varis bırakmaması, Petro’nun çocuk yaşta bile olsa siyasetin odağına yerleşmesine neden oldu.

Çifte Taht ve Streltsi Ayaklanması

3. Fyodor’un ölümünden sonra, Miloslavski ailesi Petro’nun ağabeyi olan hasta ve zayıf yapılı 4. İvan’ı (Ivan Alekseyeviç) desteklerken, Naryşkin ailesi ise kendi soylarından gelen Petro’yu tahta geçirmek istiyordu. Bu çekişme, Moskova muhafızları olan Streltsi birliklerinin müdahalesiyle şiddetlendi. 1682’de çıkan ayaklanma sırasında Streltsiler, Naryşkin ailesine saldırarak birçok üyesini öldürdü. Sonuç olarak bir uzlaşıya varıldı: Petro ile Ivan, ortak çar ilan edildi. Fakat gerçek iktidar, ağabeylerinin kız kardeşi olan ve Petro’nun üvey ablası konumundaki Sofia Alekseyevna’nın naipliğinde kaldı.

Naiplik Dönemi: Sofia’nın Gölgesinde Çocuk Çarlık

1682-1689 yılları arasında, Petro ve Ivan çar unvanına sahip olsalar da devlet işlerini fiilen yöneten kişi Sofia oldu. Petro bu dönemde Kremlin’den uzaklaştırıldı ve annesiyle birlikte Preobrajenskoe köyünde yaşadı. Bu uzaklık, Petro’nun klasik saray entrikalarından uzak kalarak kendi çevresini oluşturmasını sağladı. Aynı zamanda, burada kurduğu "oyun orduları" ileride Rus ordusunun modernleşmesine temel olacak önemli bir tecrübe alanı oldu.

1689 Darbesi ve Petro’nun Tek Başına İktidarı

1689 yılında, Petro 17 yaşına geldiğinde naipliğe karşı harekete geçti. Sofya’ya sadık Streltsi birlikleriyle Petro’nun destekçileri arasında yeniden bir çatışma ortamı oluştu. Ancak Petro’nun kilise hiyerarşisini ve asilzadeleri ikna etmesiyle güç dengesi değişti. Sofya tahttan indirildi ve bir manastıra kapatıldı. Böylece Petro, resmen Ivan’la birlikte çar unvanını taşısa da devletin gerçek hâkimi haline geldi. Ivan 1696 yılında ölünce Petro, Rusya’nın tek çarı oldu.


Petro’nun tahta geçiş süreci, klasik bir hanedan ardıllığı süreci olmaktan çok uzaktır. Çocuk yaşta iki çarın eş zamanlı hüküm sürdüğü, naipliğin devlet idaresini yürüttüğü ve askeri güçlerin belirleyici olduğu karmaşık bir süreç yaşanmıştır. Petro, iktidarını doğrudan savaşarak değil, sabırlı bir biçimde güç biriktirerek ve stratejik hamlelerle sağlamıştır. Bu durum onun kişilik yapısının ve siyasi zekâsının erken dönem örneklerini sunmaktadır.

Büyük Petro’nun Reform Dönemi

Büyük Petro (1. Petro), 1689-1725 yılları arasında Rusya tahtında bulunmuş ve modern Rusya’nın şekillenmesinde temel rol oynamıştır. Petro’nun reformları, sadece siyasi ve askerî alanda değil, sosyal, kültürel ve ekonomik düzeyde de köklü değişiklikler getirmiştir. Onun bu çabaları Rusya’yı geri kalmışlıktan çıkararak Batı Avrupa ile rekabet edebilir bir güç hâline getirmiştir.

Batılılaşma Hamleleri

Petro, Rusya’yı eski “Moskova zihniyeti”nden kurtarıp “Avrupalı” bir devlet hâline getirmeye çalıştı. Avrupa tekniklerini ve yaşam biçimini Rus toplumuna dayattı. Bu reformlar, yukarıdan aşağıya ve çoğunlukla zorla uygulandı. Buna rağmen, uzun vadede Rusya’nın Batı ile bütünleşmesinde etkili oldu. Batı tarzı kıyafetlerin giyilmesi, sakal tıraşı zorunluluğu gibi sembolik uygulamalar da reformların kültürel boyutunu oluşturuyordu.

Askerî Reformlar

Petro’nun en çok önem verdiği alanların başında ordu ve donanma gelir. 1695’te Osmanlı’ya, 1700’de ise İsveç’e karşı savaşlar yürüttü. Bu savaşlar, Petro’nun modern bir orduya ve güçlü bir donanmaya duyduğu ihtiyacı artırdı. Bu doğrultuda:

- Profesyonel subaylar yetiştirmek için askeri okullar kuruldu.

- Yeni ordu sistemine geçilerek zorunlu askerlik uygulandı.

- Baltık donanması oluşturuldu: Saltanatının sonlarında 48 savaş gemisi ve 787 kürekli gemi vardı.

Ekonomik Reformlar

Petro’nun reformları ekonomik alanda da devrim niteliğindeydi. Avrupa'dan uzmanlar getirtilerek Rusya’da sanayi ve ticaret yeniden düzenlendi. Bu süreçte:

- Devlet eliyle fabrikalar kuruldu.

- Sanayi korunması adına merkantilist politikalar benimsendi.

- Kıymetli madenlerin ihracı yasaklandı.

- Özel girişimcilere devlet kredileri verildi.

Sosyal ve Kültürel Reformlar

Petro’nun reformları toplumun gündelik yaşamına da yansıdı:

- Soylular Batı tarzı giyinmeye zorlandı.

- Kadınların sosyal hayatta daha aktif olması teşvik edildi.

- Eğitim zorunlu hâle getirildi; Batılı bilimler ve teknikler öğretilmeye başlandı.

- Takvim reformu yapıldı ve yılbaşının tarihi 1 Ocak olarak değiştirildi.

Devlet ve Bürokrasi Reformları

Petro, merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla yönetim biçiminde ciddi değişikliklere gitti:

- Senato kurularak karar alma süreci modernleştirildi.

- Yönetim birimleri yeniden düzenlendi, kolegiyalar (bakanlık benzeri kurumlar) kuruldu.

- Rüşvetle mücadele edildi; liyakat esasına dayalı terfiler getirildi.

Modernleşmeye Yönelik Reformları

Petro'nun en karakteristik yönlerinden biri, Avrupa seyahatleriyle elde ettiği bilgi ve gözlemleri Rusya'da uygulama iradesidir. 1697-1698 yıllarında yaptığı “Büyük Elçilik” (Velikoye Posolstvo) adlı Avrupa gezisi, onun dünya görüşünde köklü değişimlere neden olmuş; Hollanda, İngiltere, Avusturya ve Prusya gibi ülkelerdeki ileri teknolojileri, idari yapılanmaları ve ordu sistemlerini yakından inceleme fırsatı bulmuştur.


Bu gözlemler ışığında Petro, Rusya'da radikal reformlara girişmiş ve ülkesini Batılı bir düzene sokma çabasına girmiştir. Reformlarının başlıca alanları şu şekildedir:

1. Ordu ve Donanma Reformları: Petro, çağdaş bir düzenli ordu ve güçlü bir donanma kurarak, feodal temelli düzensiz birlikleri tasfiye etmiştir. Donanma konusunda özellikle İngiliz ve Hollanda modelinden etkilenmiş, Baltık Denizi’nde Rusya’nın hâkimiyetini sağlama alma amacı gütmüştür.

2. Yönetim Reformları: Merkezîleşmiş bir bürokrasi oluşturmuş, eyalet sistemini yeniden düzenlemiş ve senato benzeri bir danışma organı kurmuştur. Ayrıca kiliseyi devletin bir aracı haline getirerek patriklik makamını kaldırmış, onun yerine “Kutsal Sinod” adlı devlet denetimli bir ruhani meclis getirmiştir.

3. Sosyal ve Kültürel Değişimler: Petro, Batı kıyafetlerinin giyilmesini teşvik etmiş, sakal bırakmayı yasaklamış, Avrupalı yaşam tarzını zorla benimsetmeye çalışmıştır. Takvim sistemi değiştirilmiş, cümbüşler ve balolar teşvik edilmiş, kadınların toplumsal yaşama katılması özendirilmiştir.

4. Ekonomik ve Endüstriyel Kalkınma: Petro, yerli sanayiyi desteklemiş, madencilik ve imalat sektörlerinde devlet destekli yatırımları artırmıştır. Ural Dağları’nda yeni maden tesisleri açılmış, ithalatı azaltmak ve ihracatı teşvik etmek amacıyla merkantilist politikalar uygulanmıştır.

5. Eğitim Reformları: Yurtdışına öğrenci gönderilmiş, bilim ve teknik eğitimini esas alan okullar açılmıştır. Petro döneminde Rusya’da matbaa yaygınlaşmış ve laik eğitim teşvik edilmiştir.


Petro St. Petersburg'u inşa etmeyi düşünürken (World History Encylopedia)

Yeni Başkent: St. Petersburg

Büyük Petro’nun Sankt-Peterburg şehriyle ilişkisi, onun siyasi ve askeri hedefleriyle doğrudan bağlantılıdır ve Rusya tarihindeki en önemli şehircilik hamlelerinden birini temsil eder. Petro, İsveç Kralı 12. Karl’ın Lehistan ve Livonya’daki meşguliyetinden faydalanarak, 1703 yılında Neva Nehri'nin Baltık Denizi’ne döküldüğü noktada stratejik bir yerleşim kurma kararını almıştır. Bu bölge daha önce İsveçlilerin elinde olan Nöteborg kalesinin bulunduğu yerdir. Petro bu kaleyi ele geçirip adını Schlüsselburg olarak değiştirmiş, ardından Neva Nehri’nin ağzında yeni bir şehir kurulmasını kararlaştırmıştır.


Bu şehir, 16 Mayıs 1703 tarihinde temeli atılan Petropavlovsk Kalesi çevresinde inşa edilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda bu yeni şehre “Sankt-Peterburg” adı verilmiş ve kısa sürede Rusya’nın en önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir. Şehrin savunması amacıyla da Kronstadt Kalesi (Kotlino Adası'nda) inşa edilmiştir. Petersburg’un kurulmasıyla birlikte Petro, Rusya’yı Avrupa’ya açılan bir liman şehri aracılığıyla Batı ile daha sıkı bir entegrasyona sokmayı amaçlamış, bu şehirde Batı tarzı mimari ve idari düzenlemeleri hayata geçirmiştir.


Petersburg’un inşası sürecinde yüz binlerce köylü zorla çalıştırılmış ve bu süreçte pek çoğu hayatını kaybetmiştir. Ancak Petro, “Yeni Rusya”yı yaratmak adına bu kayıpları doğal ve kaçınılmaz bir bedel olarak görmüştür. Şehir yalnızca bir askeri üs değil, aynı zamanda bir kültürel reform merkezine dönüşmüş, Batı’dan getirilen mimarlar, mühendisler ve yöneticiler burada görevlendirilmiştir.


Şehir, Rusya’nın Baltık Denizi’ne açılan kapısı olarak ekonomik, stratejik ve ideolojik öneme sahipti. Petro, bu yeni şehirle yalnızca bir başkent kurmamış, aynı zamanda Rus halkına Batı medeniyetine yönelmiş bir gelecek vizyonu sunmuştur. Nitekim 1712 yılında, Sankt-Peterburg resmen Rusya'nın başkenti ilan edilerek, geleneksel Moskova merkezli yapının dışına çıkılmıştır.


Petro’nun Petersburg ile ilişkisi sadece bir şehir kurmakla sınırlı değildir; bu şehir onun reformcu kimliğinin, Batı’ya açılma arzusunun ve mutlakiyetçi vizyonunun somutlaşmış halidir. Petersburg, Büyük Petro’nun ideolojik ve siyasi mirasının fiziksel sembolü haline gelmiştir.

Büyük Petro'nun Askeri Hayatı ve Savaşları

Büyük Petro’nun (1. Petro) askerî hayatı ve savaşları, onun Rusya’yı büyük bir kara imparatorluğundan denizlere açılan, Avrupalı büyük güçler arasına girmiş bir devlete dönüştürme amacının ayrılmaz bir parçasıydı.

Tahta Geçiş ve İlk Seferler: Azak Seferleri (1695–1696)

Petro’nun 1689 yılında fiilen iktidarı ele geçirmesinin ardından yürüttüğü ilk ciddi askerî girişimler, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı düzenlenen Azak Seferleri oldu. Don Nehri'nin denize döküldüğü yerde bulunan stratejik Azak Kalesi'nin ilhakı, Petro’nun sıcak denizlere açılma stratejisinin ilk adımıydı. İlk sefer başarısız oldu; ancak ertesi yıl (1696) Petro kaleyi almayı başardı. Bu zafer, Rusya’nın ilk donanmasını kurma sürecini tetikledi ve deniz gücü inşasında bir dönüm noktası oldu.

Kuzey Savaşı (1700–1721): İsveç’e Karşı Uzun Soluklu Mücadele

Petro’nun askerî yaşamının en çetin süreci, İsveç Kralı 12. Karl’a karşı yürütülen Büyük Kuzey Savaşı oldu. 1700 yılında başlayan bu savaş, İsveç’in Avrupa’daki büyük güç statüsünü sona erdirmiş, Rusya’yı ise Baltık bölgesinin yeni hakimi hâline getirmiştir. Petro, ilk başta Narva Muharebesi’nde ağır bir yenilgi aldı. Ancak kısa süre sonra orduyu modernize etti, disiplinli birlikler oluşturdu ve stratejik zaferlerle bu mağlubiyetin etkilerini telafi etti. Nihai başarı, 1709 Poltava Savaşı’nda geldi; İsveç ordusu burada ağır bir yenilgiye uğratıldı ve 12. Karl Osmanlı topraklarına sığınmak zorunda kaldı.

Osmanlı İmparatorluğu ile Prut Seferi (1711)

Kuzey Savaşı’ndaki başarıların ardından Petro, Osmanlı topraklarındaki İsveç Kralı’nın iadesini talep etti. Bu talebin reddi, 1711 yılında Prut Seferi'ne yol açtı. Ancak bu sefer Petro açısından bir kötü gidişata dönüştü. Prut Nehri kıyısında Osmanlı ordusuyla kuşatılan Petro, ordusuyla birlikte ciddi bir tehlike altına girdi. Sonunda barış anlaşması imzalanarak Petro, Azak Kalesi’ni geri vermek zorunda kaldı ve Karadeniz'e inme hayali sekteye uğradı.

Ordu Reformları ve “Eğlence Alayları”

Petro, askerî yeteneklerini gençliğinde oluşturduğu “eğlence alayları” aracılığıyla geliştirmişti. Bu birlikler, zamanla ciddi askerî manevralar yapan birer eğitim merkezi hâline geldi. Petro, İskoç asıllı Gordon ve İsviçreli Lefort gibi danışmanları vasıtasıyla modern Batılı askerî uygulamaları Rus ordusuna taşıdı. Yeniçeri benzeri Strelets birlikleri yerine modern tüfekli piyadeler oluşturdu ve askeri disiplini arttırdı.

Donanma Kurulması ve Deniz Gücü

Petro, donanmanın devletler arası güç dengesinde merkezi rol oynadığını kavramıştı. Azak Seferleri’nden sonra donanma inşası, devlet politikası hâline getirildi. St. Petersburg’un kurulmasıyla birlikte Baltık kıyısında kalıcı ve güçlü bir deniz üssü kuruldu. Kronstadt Limanı inşa edildi ve buradan yapılan seferlerle Rusya, Baltık Denizi’nin hâkimi oldu. Bu, Petro’nun "sıcak denizlere ulaşma" siyasetinin temelidir.

Askerî Siyaset ve Petro’nun Ünü

Petro, özellikle isyanlara karşı acımasız yöntemler uyguladı. Strelets isyanının bastırılmasında gösterdiği sertlik, onun otoritesinin sağlamlaştırılmasına katkı sağladı. Ayrıca Lehistan’a yönelik müdahalelerde Rus etkisini arttırma çabası, onu zamanla Avrupa’daki güç siyasetinin merkez aktörlerinden biri yaptı.


Petro’nun askerî kariyeri, onu yalnızca bir savaşçı değil, aynı zamanda askerî kurumları dönüştüren bir stratejist ve devlet adamı olarak da öne çıkarmaktadır. İsveç’e karşı kazandığı zaferler, Osmanlı karşısındaki yenilgileri ve donanma inşası yolundaki başarıları, onun yalnızca Rusya değil Avrupa tarihindeki yerini de belirlemiştir. Askerî alandaki etkinliği, siyasi reformlarının da temelini oluşturmuş ve Rusya’yı imparatorluk seviyesine taşımıştır.

Petro’nun Kişilik Özellikleri ve Yönetim Tarzı

Yenilikçi ve Reformist Zihniyet

Petro’nun kişilik özelliklerinin temelini, onun Avrupalılaşma ideali oluşturur. Avrupa’ya yaptığı seyahatler sonucunda batılı yaşam tarzını ve teknik gelişmeleri yakından tanıyan Petro, Rusya’nın geri kalmışlığını aşabilmesi için toplumsal, idari ve askeri reformlar yapılması gerektiğine inanıyordu. Bu amaçla, geleneksel Rus yaşam tarzından radikal biçimde uzaklaşmayı savundu. Özellikle teknik bilimlere ve denizcilik bilgilerine büyük ilgi duyması, onun entelektüel merakını ve pratik zekâsını yansıtır.

Sert ve Otoriter Yönetim Anlayışı

Petro, yenilikleri uygulamaya koyarken yumuşak ve ikna edici yöntemlerden çok, sertlik ve otoriterlik içeren yaklaşımlar benimsemiştir. Petro'nun yönetim tarzı, amacına ulaşmak için her türlü aracı meşru gören bir tarzda şekillenmiştir.

Enerjik ve Kararlı Karakter

Petro’nun en belirgin kişilik özelliklerinden biri, yüksek enerjisi ve kararlılığıdır. Petro hedeflerini açıkça ortaya koyan bir liderdir. Etrafında kendi gibi enerjik ve yenilikçi kişileri toplamış ve bu ekip sayesinde reformlarını daha hızlı bir şekilde hayata geçirmiştir.

Askerî Teknik Bilgiye Sahip Pratik Bir Lider

Petro’nun çocukluk döneminde Avrupalılarla kurduğu yakın ilişkiler onun askerî teknik bilgiler edinmesini sağladı. Bu bilgiler, onun ileride kuracağı modern Rus ordusunun temelini attı. Matematik, istihkâm ve denizcilik gibi alanlara olan ilgisi onu bir askerî teknisyen ve uygulamacı lider haline getirmiştir.

Batılılaşmayı Yukarıdan Dayatmacı Yöntemle Uygulama

Petro’nun Avrupalılaşma politikası, halkın geniş kesimlerinden çok, küçük bir yönetici zümreye hitap eden bir dönüşüm süreciydi. Batılılaşmayı halktan gelen bir taleple değil, yukarıdan aşağıya baskıyla gerçekleştirmeye çalıştı.

Korkunç İvan’a Benzerlikler

Petro’nun kişilik ve yönetim tarzı, yer yer Korkunç İvan’la benzerlik göstermektedir. Her iki liderin de fetihçi bir dış politika izlemesi, iç idarede ise cezalandırıcı, merkeziyetçi ve baskıcı tedbirler alması bu benzerliğin nedenlerindendir.

Halkla İlişkiler ve Algı

Petro’nun halk içindeki imajı da kişiliğini şekillendiren unsurlardandır. Onun batılı tarzda yaşama ilgisi, Avrupa giyimi ve alışkanlıkları halk nezdinde tuhaf ve yadırgatıcı karşılanmıştır. Osmanlı kaynaklarında dahi ona “Deli Petro” lakabının verilmesi, onun alışılmadık ve sert yönetim anlayışının bir dışavurumudur.


Petro ölüm döşeğindeyken (World History Encylopedia)

Petro’nun Ölümü ve Dünyaya Etkileri

Petro’nun Ölüm Süreci

Sağlam bünyesi ve enerjik yapısıyla tanınan Petro, yaşamı boyunca fiziksel gücünü sonuna kadar kullanmıştır. Ancak hayat tarzı, özellikle aşırı çalışma temposu, alkol tüketimi ve çalkantılı özel yaşamı zamanla vücudunu yıpratmıştır. 1724 sonbaharında Petersburg’da batmak üzere olan birkaç denizciyi kurtarmak amacıyla kayığa binerek soğuk sulara giren Petro, bu olayda ciddi şekilde üşütmüştür. Sonbahar ve 1725 kışı boyunca hastalıkla boğuşan Petro, sonunda 28 Ocak (8 Şubat) 1725 tarihinde yalnızca 53 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur.

Taht Mirası ve Kriz

Petro’nun ölümünden önce varisi olarak belirlediği oğlu Aleksey 1718’de ölmüştü. Bu nedenle Petro, tahta geçişin otomatik olarak en büyük erkek varise geçmesi yerine, hükümdarın seçeceği kişiye bırakılması gerektiğini belirten yeni bir veraset yasası çıkarmıştı. Ancak ne var ki, Petro bu yasayı çıkarsa da ölmeden önce tahtı kime bırakacağını belirleyecek zamanı bulamamıştır. Bu, Rusya'da ciddi bir veraset krizine yol açmış ve ardıl düzeni zayıflatmıştır.

Katerina’nın Tahta Geçişi

Petro’nun daha sonra resmi eşi olan Katerina Alekseyevna, 1724’te yapılan taç giyme töreniyle fiilen “Çariçe” ilan edilmiştir. Petro’nun ölümünden sonra onun yerine geçerek Rusya’nın ilk kadın hükümdarı olmuştur. Bu geçiş, Petro'nun merkeziyetçi ve bireye dayalı iktidar anlayışının mirasıydı ve Rusya’da kadınların da mutlak otorite sahibi olabileceğinin göstergesiydi.

Ölümünün Ardından Rusya’da ve Dünyada Etkileri

Petro’nun ölümüyle birlikte onun açtığı “Avrupai modernleşme yolu” bir süreliğine sekteye uğrasa da, etkisi tamamen silinmemiştir. Petro, Rusya’yı eski Moskova zihniyetinden kurtararak Avrupa tipi devlet yapısına dönüştürmüş, sanayi, ordu, yönetim ve kültür alanlarında büyük reformlar gerçekleştirmiştir. Onun bu dönüşüm çabaları, Avrupa’daki pek çok hükümdar tarafından da dikkatle izlenmiş, hatta bir kısmı tarafından taklit edilmiştir.

Petro’nun Tarihsel Mirası

Petro, Batı’nın teknik ve kültürel birikimini ülkesine taşıyan, bu uğurda halkını zorla modernleştirmeye çalışan sert ama ileri görüşlü bir lider olarak anılmaktadır. Petro’nun politikalarının etkisi, yalnızca askeri ve bürokratik alanlarda değil, halkın gündelik yaşamına kadar uzanmıştır. Giyimden eğitime, kadın-erkek ilişkilerinden şehir mimarisine kadar birçok alanda Avrupa tarzı uygulamaları empoze etmiştir.


Petro’nun ölümü, yalnızca büyük bir hükümdarın sonu değil, aynı zamanda bir çağın kapanışı olmuştur. Onun ardından gelenler, onun reformlarını ya sürdürmüş ya da tahrif etmiş; ancak kimse onun kadar derin bir iz bırakamamıştır. Petro, yalnızca Rusya’nın değil, Avrupa’nın modernleşme sürecinde de kilit bir figür olmuş; ölümünden sonra bile fikirleri ve uygulamalarıyla tarih sahnesinde yaşamaya devam etmiştir.

Kaynakça

Kurat, Akdes Nimet. Rusya Tarihi: Başlangıcından 1917’ye Kadar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2020.

"Peter the Great on His Deathbed." World History Encyclopedia. Erişim 7 Mayıs 2025. https://www.worldhistory.org/uploads/images/17964.jpg?v=1743703748-1695975520.

"Portrait of Peter the Great." World History Encyclopedia. Erişim 7 Mayıs 2025. https://www.worldhistory.org/uploads/images/17963.jpg?v=1715910614-1695975464.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarMustafa Cem İnci6 Mayıs 2025 09:57
Katkı Sağlayanlar
Katkı Sağlayanları Gör
Katkı Sağlayanları Gör
KÜRE'ye Sor