Denizatı (Hippocampus), Syngnathidae familyasına mensup, yaklaşık 40 milyon yıl önce evrimleştiği düşünülen ve boruyu andıran ağız yapısı, dik yüzüş biçimi ve kıvrımlı kuyruklarıyla dikkat çeken bir balık cinsidir. Aralarında H. Abdominalis ve H. Erectus'un da bulunduğu yaklaşık 150 farklı türe sahip olduğu düşünülmektedir. Tropikal ve ılıman denizlerin kıyıya yakın, akıntısı düşük bölgelerinde; özellikle deniz çayırları, mercan resifleri ve mangrovlarla kaplı habitatlarda yaşar. Türlerin çoğunda erkek bireyler gebeliği üstlenir ve marsupium adı verilen keselerinde yavruları taşır. Monogam eşleşme davranışı, renk değiştirme ve yüksek kamuflaj yetenekleriyle tanınan denizatları, hem doğal yaşam alanlarının tahribatı hem de ticari av baskısı nedeniyle IUCN ve CITES kapsamında korunmaktadır.
Morfolojik Özellikleri
Denizatları, kıvrımlı gövdeleri, kavrayıcı kuyrukları ve vücuda doğru eğimli baş yapılarıyla tanımlanır. Gövdeleri ve kuyrukları, halka şeklinde sıralanmış, üst üste binmiş kemik plakalarla örtülüdür ve bu dış iskelet yapısı onları avcılara karşı korur. Bazı türlerde bu plakalardan sarkan deri filamentler bulunur; bu yapılar çevreye uyum sağlamak amacıyla uzayıp kısalabilir. Vücutlarında pullar yerine bu plakalar yer aldığından esnek değillerdir. Gözleri bağımsız olarak iki farklı yöne bakabilir ve bu özellik, hem av takibi hem de avcılardan sakınma açısından işlevseldir.
Yüzme sırasında diğer balıklardan farklı olarak dik pozisyonda dururlar. Sırt yüzgeçleri saniyede 35 ila 70 defa titreşerek onları ileri doğru hareket ettirir; yön dengelemesi ise kafanın iki yanındaki pektoral yüzgeçlerle sağlanır. Derilerinde kromatofor adı verilen pigment hücreleri sayesinde renk değiştirme yetenekleri vardır; bu özellik kamuflaj, kur davranışı ve stres gibi durumlarla ilişkilidir. Türlere göre değişmekle birlikte yetişkin bireylerin boyları 2 ile 35 cm arasında değişebilir.

İzmit Körfezinde Bir Denizatı (Anadolu Ajansı)
Dağılım ve Yaşam Alanı
Denizatları; dünya genelinde ılıman ve tropikal sularda -özellikle Filipinler, Karayipler ve Endonezya gibi bölgelerde-deniz çayırı yatakları gibi kıyıya yakın ve akıntının az olduğu yerlerde yaşarlar. Mercan, deniz yosunu ve mangrov gibi su bitkilerinin yoğun olduğu yerlerde yaşamayı seven denizatları, özellikle Asya ülkelerinde çeşitli ticari amaçlar doğrultusunda avlanmaktadırlar.
Türkiye'de az miktarda akvaryum sektöründe kullanılmasının dışında ticari ve ekonomik bir hedef olarak görülmeyen denizatları; Ege Denizi, Akdeniz ve Marmara Denizi'nde yaşarlar. Ancak kıyı bölgelerinde ki varolan yapılaşma, deniz kirliliği ve dip trolü gibi sebeplerle yaşam alanları tehlike altındadır. Türkiye'de yaşayan Denizatı türü sayısı 18 olarak belirtilse de yaygın olarak gözlemlenen ve iyi tanımlanmış 2 ana tür bulunmaktadır. Bu türler Kısa Burun Denizatı olarak bilinen H. Hippocampus türü ve Uzun Burun Denizatı türü olarak bilinen H. Guttulatus türleridir.
Beslenme ve Avlanma Özellikleri
Denizatları karnivor (etçil) canlılardır. Boruyu andıran bir ağız yapısına sahip olan denizatları, predatördür yani avcı konumundadırlar. Sabırla ve gizlenerek avlarını bekler ve uygun zamanda avlarını yakalarlar. Zamanlarının büyük bir kısmını besin arayarak geçiren denizatları, dişlere sahip olmadığından yakaladıkları besinleri pipet benzeri bir emme hareketiyle direk yutarlar. Hareketli küçük omurgasız canlılarla beslenirler. Besinlerine örnek olarak planktonlar, larvalar, küçük balıklar, Mysis karidesleri (Mysis shrimp) ve Birine karidesleri (Artemia) örnek verilebilir. Denizatlarının midesi oldukça küçük, sindirim sistemleri ise basit yapılıdır. Bu sebeple enerji ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gün içinde birçok kez (günde 50 defaya kadar) beslenmek zorundadırlar.

Deri Filamentlere Sahip Bir Denizatı (Anadolu Ajansı)
Üreme Özellikleri
Denizatları hayatları boyunca tek eşle birlikte olan nadir balık türlerindendir. Üreme döngüsün ilk aşamasında denizatları arasında genelde saatler süren ve karmaşık olan kur dansları gözlenir. Bu kur danslarında genelde karşılıklı renk değiştirme ve birbirleri etrafında dönme hareketleri gözlenir. Bu ritüeller yumurta transferinin zamanını belirlemede kritik bir rol oynar. Üreme döneminde dişi denizatı ovipositor adı verilen uzun bir tüpü kullanarak yumurtasını erkek denizatının kesesine (marsupium) bırakır. Bu kese yavrunun gelişimi için yeterli besini ve oksijeni sağlayabilen plasenta benzeri bir yapıya sahiptir. Kesede 10 gün ile 6 hafta arasında değişen gebelik süresi sonucunda ergin denizatına benzeyen ve serbest yüzme yeteneğine sahip 212 mm boyunda bir yavru meydana gelir. Tüm türlerin erkekleri, aynı üreme sezonu içerisinde birden fazla kez yavru bırakabilir.

Denizatı (Anadolu Ajansı)
Yenidoğan yavrular ergin Denizatlarının tüm özelliklerine sahip olmakla birlikte oldukça küçük, pirinç tanesi büyüklüğündedirler. İlk doğdukları andan itibaren ebeveyn bakımı görmeyen denizatları, doğar doğmaz tamamen bağımsızdır. Yavruluğun ilk dönemlerinde bazı denizatları planktoniktirler yani su akıntısına karşı koyamayarak sürüklenirler. Bazıları ise hemen dibe çökerek küçük deniz bitkileri ve yosunların arasında yaşamaya başlarlar.
Koruma Durumu
Denizatları, sınırlı dağılım alanları, habitat bağımlılıkları ve insan kaynaklı tehditler nedeniyle küresel ölçekte korunması gereken türler arasında yer alır. Özellikle kıyı bölgelerinde yoğunlaşan yapılaşma, deniz kirliliği, dip trolü ve yasadışı avcılık faaliyetleri doğal popülasyonlarını tehdit etmektedir. Geleneksel tıp, süs eşyası üretimi ve akvaryum ticareti gibi nedenlerle özellikle Asya ülkelerinde ticari baskıya maruz kalırlar. Bu tehditlere karşı, tüm Hippocampus türleri 2004 yılında CITES Ek II listesine alınmış; böylece uluslararası ticaretleri izne tabi tutulmuştur. IUCN Kırmızı Liste değerlendirmelerinde ise Hippocampus hippocampus “Neredeyse Tehdit Altında (NT)”, H. guttulatus ise “Veri Yetersiz (DD)” kategorisinde yer almaktadır. Türkiye kıyılarında gözlemlenen H. hippocampus, H. guttulatus ve Kızıldeniz kökenli H. fuscus türleri, su ürünleri sirküleri kapsamında koruma altına alınmış olup, ticari amaçla avlanmaları yasaktır.


