Ebru, içine konan boyalar yüzünde kalacak şekilde kitre ile hazırlanmış, yoğunlaştırılmış bir sıvının üzerindeki renklerin birbiriyle kucaklaşarak kaynaşmasının, kağıda aktarılmasıyla oluşan bir sanat türüdür. Eşsiz eserlerin çıkmasına sebep olan bu sanat türünde; kağıt üzerine çıkan hâre, dalga, damar vb. süslerin yanı sıra, bu işin ustaları büyük bir hüner göstererek tezyînî şekiller, karanfil, lâle gibi çiçekler de yapmışlardır.

Ebru Sanatına başlarken. (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)

Ebru ile bir karanfil çalışması. (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Ebru’nun kökenine baktığımızda, Farsça “bulut” anlamına gelen “ebr” kelimesine ek alarak, “ebrî” olmasıyla “bulut gibi olan” anlamında kullanılmış ve zaman içerisinde “Ebru” şeklinde değişim göstermiştir.

Bulutumsu Ebru Örneği. (Fotoğraf: Çiğdem Alparslan)
Türk sanat tarihinde özel bir yeri olan ebru, geleneksel sanatlarla uğraşan sanatkarların yaptıkları eserlerin kalıcı olmasına özen göstermeleri sayesinde, bilginin ve bilimin sanata olan katkısını da geliştirmiştir.
Ebru’nun tarihi geçmişi tam olarak bilinmemekle birlikte, 1600-1700 yılları arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Özellikle Avrupalıların “Türk kağıdı”, “Türk mermer kağıdı” ve “Türklerin kağıdı mermerleştirme sanatı” adını verdikleri talepleri, o dönemde pek çok ebru örneğinin Avrupa’ya gönderilerek gelişmesini sağlamıştır.

Ebru Örneği. (Fotoğraf: Çiğdem Alparslan)
Ebru sanatı, kendine has malzeme ve uygulama özelliğine sahiptir. Ebru sanatında kullanılan bütün malzeme ve araçlar ebrucu tarafından hazırlanır. Boyaların tamamı tabiattan doğal yöntemlerle elde edilir. Suyun yoğunlaşmasını sağlayan kitre bitkisel esaslı bir ana malzeme olup, suya ağdalık yani yapışkan bir koyuluk vermek için kullanılan doğal bir zamk maddesidir. Bu zamk, Anadolu’da yetişen geven bitkisinin çeşitlerinin gövdelerinden elde edilmektedir. Boyaların kitre üzerinde açılmasını sağlayan doğal asit de hayvanın safra kesesindeki öd’dür. Böylece, kitreyle yoğunlaştırılmış su üstünde doğal yöntemlerle hazırlanan boyalar aracılığıyla oluşturulan desenler kağıt üzerine geçirilir.
Geçmişten günümüze ebru sanatı çok büyük değişimlere uğramıştır. Örneğin, renklerin birbirine karışmaması için kullanılan öd suyunun yerini, sentetik kimyasal sıvılar almıştır. Gerek boya ve uygulama teknikleri, gerekse kullanılan kimyasal sıvılar, ebru sanatının geleneksel sanatlar ile kimya arasındaki bağlantısını da sağlamıştır.

Kimyasal sıvı ile yapılmış ebru örneği. (Fotoğraf: Çiğdem Alparslan)
Ebru sanatçıları, usta-çırak ilişkisi içinde özel bilgi ve deneyimlerini nesilden nesile aktarma bilinciyle hareket ederek, ebru yapımında kullanılan malzeme ve araç-gereçlerin üretimine ilişkin özel bilgi, beceri ve deneyimleri ile ebrunun uygulanmasında önemli rol oynamaktadırlar.

Ebru sanatında lale örneği. (Fotoğraf: Çiğdem Alparslan)
Türk ve İslam tarihi açısından zengin sanat eserlerinden olup, tezhip ve hat sanatı ile yakından ilişkili olan ebru sanatı, tarihi açıdan da çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, günümüzde özel olarak ebru sanatının öğretilmesi ve yeni nesillere aktarılması açısından kurslar düzenlenmektedir. Böylece gerek Türk tarihi gerekse suyun dansı ile oluşan renk cümbüşünün oluşturduğu sanat, nesilden nesile aktarılmaktadır.

Ebru Kursu Sergisi, 2024. (Fotoğraf: Çiğdem Alparslan)
Türk kağıt süsleme sanatı olan ebru, 2014 yılı itibariyle ülkemiz adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilerek, geleneksel sanatlarımızın gurur veren sanat dalı olmuştur.

