Eğirdir Gölü, Türkiye'nin ikinci en büyük tatlı su gölü olup, Isparta il sınırlarında yer alır. Göl, karstik bir yapıya sahip olup, özellikle plüvyal dönemdeki karstik olaylar sonucu oluşan bir çöküntü alanında yer almaktadır. 479 km²'lik yüzey alanı ile Türkiye’nin dördüncü büyük gölüdür ve maksimum su kotu 918,80 m'ye kadar çıkmaktadır. Eğirdir Gölü, özellikle bölgesel içme suyu ve sulama ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Göl, iki ana bölümden oluşur: Kuzeydeki daha küçük kısmı Hoyran Gölü, güneydeki ana kısmı ise Eğirdir Gölü olarak bilinir.
Eğirdir Gölü, deniz seviyesinden 917,7 metre yükseklikte olup, 48 km uzunluğunda ve 3 ile 15 km genişliğindedir. Göl, Kemer Boğazı ile iki bölüme ayrılmaktadır; bu boğazın doğu-batı doğrultusunda 1,8 km kadar daralmış bir şekil oluşturması gölde iki ayrı bölüm görünümü meydana getirir. Gölün etrafı ise dik kayalarla çevrilidir ve bu kayalar özellikle batı kesimlerinde oldukça belirgindir.

Eğirdir Gölü (Kaynak: Isparta Valiliği)
Hidrolojik Özellikler
Gölün beslenme kaynağı, çevresindeki dağlardan inen çeşitli dereler ve göl tabanından kaynayan su kaynaklarıdır. Eğirdir Gölü’nün suyu tatlıdır ve su seviyesindeki değişiklikler, hem doğal etmenler hem de insan müdahaleleri ile şekillenmiştir. Son yıllarda, gölün beslenmesinde önemli bir değişiklik olmuş ve su alımları Çandır Ovası’nda bulunan Karacaören I ve II Barajlarına yönlendirilmiştir. Ayrıca, göl ile Kovada Gölü arasındaki doğal bağlantıyı sağlayan 22 km’lik Kovada Kanalı da gölün su rejimini etkileyen önemli faktörlerden biridir.
Ekosistem ve Biyolojik Çeşitlilik
Eğirdir Gölü, zengin biyolojik çeşitliliği ile dikkat çeker. Gölün ekosisteminde, yerli balık türleri arasında Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve Gümüş balığı gibi türler bulunurken, ekosistem dışı türler arasında Sudak (Stizostedion lucioperca) gibi etçil balıklar da yer almaktadır. Göldeki biyolojik denge, 1955 yılından itibaren yapılan balıklandırma çalışmaları ile ciddi şekilde etkilenmiştir. Gölün çevresindeki sazlıklar ve su bitkileri, ekosistem için kritik öneme sahiptir ve göldeki su seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Eğirdir Gölü, aynı zamanda birçok su kuşunun kışlama alanıdır; bu kuş türleri arasında elmabaş patka, tepeli patka ve sakarmeke gibi yerli ve göçmen türler bulunur.
Koruma Statüsü ve Ekolojik Zorluklar
Eğirdir Gölü, 1996 yılında Çevre Bakanlığı tarafından doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak, gölün ekosistemi çeşitli insan müdahaleleri nedeniyle tehdit altındadır. Bu müdahaleler arasında tarımsal sulama, yapılaşma ve balıkçılıkla ilgili yanlış uygulamalar yer almaktadır. Gölün su seviyesindeki değişiklikler ve biyolojik çeşitlilikteki azalma, ekosistemin dengesini bozan unsurlardır. Ayrıca, göldeki su alımları ve sirkülasyon eksiklikleri nedeniyle, suyun kalitesi düşmekte ve ekosistem zarar görmektedir.


