Füruzan babasını küçük yaşta kaybetmiştir. Çocukluğunu Kasımpaşa'da, yoksul insanların oturduğu, kat kat farklı ailelerin yaşadığı bir evde geçirmiştir. Anne ve baba tarafının farklı kültürlere sahip olması nedeniyle hem Nevruz hem de Hıdırellez'in kutlandığı bir ortamda büyümüş ve bu kültürel çeşitliliği bir arada yaşamıştır. Annesinin zengin bir aileden gelmesine rağmen sonradan yoksullukla karşılaşmıştır. Füruzan, öykülerindeki insan sevgisinin ana kaynağını ninesine bağlar. Ninesini ve onunla yaşadığı sevecenlikleri gözleri yaşararak anımsar. Dokuzdan fazla yaşı olan ninesinin Türkçeyi iyi konuşamadığını belirtir. Ayrıca amcasını da hayırla yâd eder. Ninesinin yoksulluk karşısındaki mücadelesinde sevginin gücünü gördüğünü ifade etmiştir.
Eğitimi ve Sanatsal İlgi Alanları
Füruzan'ın çocukluğunda sanata olan eğilimi fark edilmiş ancak maddi sıkıntılar nedeniyle bu yeteneklerini yönlendirecek kimse olmamıştır. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında resim ve müzikle ilgilenmiş, şarkı söylemiş ve resim yapmıştır. Bir dönem ünlü ressam Nuri İyem'le dostluk kurduğu bilinir, ancak bu faaliyetlerini sürdürmemiştir. İlkokuldan sonra örgün eğitimine devam etmeyerek entelektüel birikimini kişisel çabalarıyla, bulduğu her şeyi merakla okuyarak sağlamıştır. Henüz erken yaşlarda dünya klasiklerini okumaya başlamış, Emile Zola’nın "Germinal" romanındaki maden işçileri dikkatini çekmiş ve yoksulluk ile acıların onun dünyasında izler bıraktığını belirtmiştir. Resim alanında çok parlak bir şey olmayacağına karar verdikten sonra yazarlığı seçmiştir. Konservatuvar, tiyatro ve radyo eğitimi almış ancak üçünde de devam sağlayamamıştır.
Yazarlık Kariyeri
Yazarlığa başlama kararının isabetli olduğunu hisleriyle fark etmiştir. İlk öykülerini F. Yerdelen imzasıyla 1956'da Seçilmiş Hikâyeler Dergisi'nde yayımlayan Füruzan 1958 Yılında karikatürist Turhan Selçuk ile evlenmiştir. Cemal Süreya'nın desteğiyle "Su Ustası Miraç" adlı öyküsü Yeni Dergi'de yer bulmuştur. 1971 yılında "Parasız Yatılı" adlı eseriyle Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanarak edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiştir. Bu eserinin, ileriki çalışmalarını olumlu etkilemesi dileğiyle kutlanmıştır. Yazar, ilk yazdığı öykülerini gençlik hevesleri olarak değerlendirerek, daha sonraki yazarlığı arasına bir sınır çekmek istemiştir. 1960’lı yıllarda edebiyattan kısa bir kopuş dönemi yaşamıştır.
Sanat Anlayışı ve Temaları
Füruzan, eserlerinde Türk toplumunun dinamik yapısına, özellikle de göç olgusuna dikkat çeker. Eserlerinde genellikle yoksulluğu, göçü, düşmüş kadınları, kimsesizliği, sınıf farklarını, aile içi çarpık ilişkileri ve sevgiyi işler. Toplumun korunmaya ihtiyaç duyan kesimlerinin, özellikle de çocukların yanında yer alır. Edebiyatının gerçek hayatta güçlü karşılıkları vardır; eserleri gerçekle bağlarını koparmamıştır. "Balkan Yolcusu" eseriyle savaşın, yoksulluğun ve şiddetin etkilerini çıplaklığıyla yansıtmıştır. Füruzan, okuyucunun eseri yorumlama sürecine dahil olmasını ister ve genellikle öykülerinin sonunu açık bırakır. Durum yazarı olmayı tercih etmiş, bunun zorluğunu vurgulamıştır. Günümüz edebiyat eserlerinin nicelik olarak kalabalık, nitelik olarak ise az olduğunu belirtir. Bir yazarın yaşamadığı tecrübeleri bile başarıyla yazabileceğine inanır (Balzac örneğiyle).
Önemli Eserleri
Füruzan, hikâye, roman, tiyatro ve şiir gibi birçok türde eser vermiştir.
- Hikâyeler: "Parasız Yatılı", "Benim Sinemalarım", "Kuşatma", "Sevda Dolu Bir Yaz", "Redife'ye Güzelleme" (aynı zamanda tiyatro eseri), "Ah Güzel İstanbul" başlıca hikâye kitaplarıdır.
- Romanları: "Kırkyedi'liler" (Türk Dil Kurumu Ödülü'ne layık görülmüştür) ve "Berlin'in Nar Çiçeği" önemli romanlarındandır.
- Tiyatro: "Redife'ye Güzelleme" adlı müzikli oyunu bulunmaktadır. Bu eserde İstanbul'un yoksul işçilerinin yaşam şartlarını eleştirel bir dille ele almıştır.
- Gezi ve İnceleme Yazıları: "Balkan Yolcusu" ve "Ev Sahipleri" (diğer adıyla "Yeni Konuklar") gezi notları, makaleler ve söyleşileri içeren eserleridir. Özellikle "Ev Sahipleri"nde Almanya'daki Türk ve diğer yabancı işçilerin durumlarını, Alman toplumuyla ilişkilerini gözlemlemiştir.
- Şiir: Tek şiir kitabı olan "Lodoslar Kenti", beş uzun şiirden oluşmaktadır. Bu şiirlerde de hikâye ve romanlarındaki temalara paralel olarak işçileri, yoksulluğu, göçü, İstanbul'u ve aşkı işlemiştir.
Sinema Çalışmaları ve Ödülleri
Füruzan'ın hayatında sinemanın yeri çok farklıdır; profesyonel olarak senaryo yazmış ve yönetmenlik yapmıştır. Yönetmen Ömer Kavur'un "Ah Güzel İstanbul" filmi, onun aynı adlı hikâyesinden esinlenerek çekilmiş ve 1981 Antalya Film Festivali'nde birincilik ödülünü kazanmıştır. "Gecenin Öteki Yüzü" adlı eseri 1980'lerin sonuna doğru sinema filmi olarak çekilmiş ve 1986'da en iyi dizi seçilmiştir. "Benim Sinemalarım" ise 1989'da senaryolaştırılarak 1990'da filmleştirilmiş ve Kanada, Fransa, Türkiye film festivallerinde yer almış, 1990 Cannes Film Festivali'nde ödül almış, 1991 Tahran Film Festivali'nde "Kristal Kuş" ödülüne, İran Fecr Film Festivali'nde "En İyi İlk Film" ödülüne layık görülmüş, Japonya, Yunanistan, Finlandiya, Hindistan gibi on altı ülkeden Onur Diploması almıştır. Kendisi aynı zamanda bir yönetmen, senarist ve film eleştirmenidir.



