Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli arkeolojik merkezlerinden biridir. Paleolitik dönemden Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzanan geniş bir zaman aralığını kapsayan zengin koleksiyonuyla dikkat çeker. Müze, bölgedeki höyük ve kazılardan elde edilen eserleri sistematik biçimde sergileyerek Anadolu uygarlıklarının gelişim sürecini kronolojik bir düzen içinde sunar.
Kuruluş ve Tarihçe
Gaziantep’te müzecilik faaliyetleri 1944 yılında başlamıştır. İlk arkeolojik eserler, o dönemde Nuri Mehmet Paşa Camii içerisinde toplanmıştır. Ancak zamanla bölgedeki kazılar -özellikle Dülük, Zincirli Höyük, Karkamış ve Tilmen Höyük- sonucunda eser sayısının artması, mevcut mekânın yetersiz kalmasına yol açmıştır.
Bu nedenle 1969 yılında Gaziantep Arkeoloji Müzesi, modern müzecilik anlayışına uygun olarak inşa edilen yeni binasına taşınmıştır. Müze binasının yapımıyla birlikte eserler kronolojik ve tematik bir düzen içinde sergilenmeye başlanmış; sergi alanları Paleolitik dönemden Bizans’a kadar uzanan bir zaman çizelgesine göre düzenlenmiştir.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi İçi (AA)
2005 yılında ise müze binası çağdaş sergileme ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlenmiş; yeni teşhir salonları, depolar ve laboratuvarlar eklenmiştir. Bu dönemde yapılan restorasyon ve teknolojik yeniliklerle müze, bölgenin arkeolojik mirasını koruma ve tanıtma açısından Türkiye’nin önde gelen kurumlarından biri hâline gelmiştir.
Koleksiyon ve Eserler
Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin koleksiyonu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin zengin arkeolojik mirasını temsil eden eserlerden oluşur. Müze, Paleolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar uzanan geniş bir kronolojik aralığı kapsar ve bölgedeki birçok höyükten, kazı alanından ve kutsal merkezden elde edilen buluntuları sergiler.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde Sergilenen Cam Eserler (AA)
Prehistorik Dönem Eserleri
Müzenin en erken dönem eserleri Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik çağlara aittir. Bu döneme ait taş aletler, obsidyen kesiciler, kemik iğneler, çakmaktaşı parçalar ve ilk yerleşik toplumlara ait çanak-çömlek örnekleri koleksiyonun temelini oluşturur. Bu eserler, bölgedeki insanlık tarihinin en erken evrelerini belgeleyen önemli buluntulardır.
Bronz ve Demir Çağı Eserleri
Gaziantep çevresinde yürütülen kazılarda, özellikle Dülük (Doliche), Karkamış, Zincirli Höyük, Tilmen Höyük ve Yesemek Açık Hava Heykel Atölyesi gibi merkezlerden çıkarılan çok sayıda eser bulunmaktadır. Bu dönemlere ait taş kabartmalar, stel parçaları, pişmiş toprak figürinler, mühürler, silah uçları, tunç kaplar ve seramik örnekleri müzede özenle sergilenmektedir.
Yesemek’ten getirilen yarı işlenmiş bazalt heykel taslakları, Geç Hitit dönemine ait heykeltıraşlık geleneğini ortaya koyan örneklerdir. Bu heykeller, bölgedeki sanat anlayışı ve taş işçiliği teknikleri hakkında önemli bilgiler sunar.
Hitit, Pers ve Helenistik Dönem Eserleri
Geç Hitit krallıklarına ait kabartmalar, hiyeroglif yazıtlı steller, boğa heykelcikleri ve tanrılara adanmış sunu kapları müzenin dikkat çekici parçaları arasındadır. Pers ve Helenistik dönemlerde üretilmiş seramikler, bronz süs eşyaları, heykel parçaları ve sikke koleksiyonları bölgedeki kültürel etkileşimi gözler önüne sermektedir.
Roma ve Bizans Dönemi Eserleri
Roma dönemine ait mozaikler, heykeller, kandiller, cam eserler ve günlük kullanım eşyaları müzede geniş yer tutar. Bu döneme ait eserler arasında özellikle figüratif mozaikler, bölgedeki sanat anlayışının gelişimini yansıtır. Cam eserler ise müzenin en kırılgan koleksiyonunu oluşturur. Bu cam buluntular, koruma amaçlı olarak özel jel malzemelerle sabitlenmiş ve modern konservasyon teknikleriyle sergilenmektedir.
Öne Çıkan Eser: “Dünyanın En Eski Gülücüğü”
Müzenin en ünlü buluntularından biri, Neolitik döneme ait küçük bir yüz figürüdür. Pişmiş toprak malzemeden yapılmış bu figür, “Dünyanın en eski gülücüğü” olarak tanınmakta ve insan yüzündeki ilk gülümseme ifadesini yansıttığı düşünülmektedir. Bu eser, müzenin simgesi hâline gelmiştir ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin uluslararası alanda tanınmasını sağlamıştır.
Dünyanın En Eski Gülücüğü (AA)
Mimari ve Teşhir Düzeni
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, modern müzecilik ilkelerine uygun olarak inşa edilmiş, çağdaş sergileme teknikleriyle donatılmış bir yapıdır. Müze binası, hem mimari açıdan işlevselliği hem de arkeolojik eserlerin korunmasını ön planda tutan bir anlayışla tasarlanmıştır.
Mimari Yapı
Müze binası iki ana kattan oluşmaktadır. Geniş teşhir salonları, depolar, laboratuvarlar ve idari birimler modern bir düzen içinde konumlandırılmıştır. Giriş katında ziyaretçileri karşılayan fuaye alanı, yönlendirme panoları ve tanıtıcı görsellerle donatılmıştır. İç mekânda kullanılan doğal ışık sistemi, vitrinlerdeki eserlerin görünürlüğünü artırırken aynı zamanda sıcak bir atmosfer yaratır. Zemin ve duvar kaplamalarında doğal taş ve nötr tonlar tercih edilerek sergilenen eserlerin ön plana çıkması sağlanmıştır.
Binanın planlamasında iklimsel koşullar da dikkate alınmıştır. Gaziantep’in sıcak ve kuru iklimine uygun şekilde tasarlanan iç mekân, nem ve sıcaklık kontrol sistemleriyle donatılmıştır. Bu sayede özellikle organik ve kırılgan malzemelerden yapılmış cam, seramik ve metal eserlerin uzun ömürlü biçimde korunması amaçlanmıştır.
Teşhir Düzeni
Müzenin teşhir düzeni kronolojik bir anlatı üzerine kuruludur. Zemin katta prehistorik dönemden Demir Çağı’na kadar uzanan eserler yer alırken, üst katlarda Hitit, Pers, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait buluntular sergilenmektedir. Bu düzen, ziyaretçilere Anadolu medeniyetlerinin gelişim sürecini tarihsel bir bütünlük içinde sunar.
Her sergi salonu, dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan renk ve ışık düzenlemeleriyle tasarlanmıştır. Vitrinler, güvenlik camları ve özel aydınlatma sistemleriyle donatılmıştır. Cam eserler kırılma riskine karşı özel jel tabakalarıyla sabitlenmiş; bu uygulama müzenin konservasyon açısından örnek gösterilen yöntemlerinden biri olmuştur.
Müze içinde ayrıca tematik bölümler yer almaktadır. Bunlar arasında Yesemek Açık Hava Heykel Atölyesi’nden getirilen heykel taslaklarının sergilendiği bölüm, Karkamış ve Zincirli Höyük kabartmalarının yer aldığı Geç Hitit galerisi ve “dünyanın en eski gülücüğü” olarak tanınan Neolitik figürün bulunduğu özel vitrin dikkat çeker.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi (TRT2)
Sergileme Teknolojileri ve Ziyaretçi Deneyimi
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, dijital sunumlar, bilgi ekranları ve interaktif panolarla zenginleştirilmiş bir sergi deneyimi sunar. Eserlerin yanında yer alan tanıtıcı etiketler, hem Türkçe hem İngilizce açıklamalar içermekte; bazı bölümlerde dijital dokunmatik ekranlar aracılığıyla kazı alanlarına ve eserlerin buluntu yerlerine dair bilgiler verilmektedir.