Hasan Ali Toptaş’ın 1995 yılında yayımlanan Gölgesizler adlı romanı, Türk edebiyatında modern anlatı tekniklerinin geleneksel masal öğeleriyle bir araya geldiği anlatılardan biridir. Metin, gerçek ile hayal, geçmiş ile şimdi, birey ile toplum arasındaki sınırların silikleştiği çok katmanlı bir kurguya sahiptir. Kimlik, varlık, yokluk, aidiyet ve unutulma gibi kavramlar, kırsal ve kentsel bağlamda ele alınır.
İçerik ve Tema
Roman, şehirdeki bir berber dükkanında başlayan ve kısa sürede Anadolu'daki bir köye yönelen anlatısıyla, gerçeklik algısını sürekli sorgulayan bir yapı izler. Bir bireyin kaybolmasıyla başlayan olaylar, köydeki diğer kişilerin de birer birer ortadan kaybolmasıyla ilerler. Bu süreç, anlatıda rasyonel neden-sonuç ilişkilerinden çok, bireysel bilinç akışı ve kolektif hafızayla ilişkili bir düzlemde gelişir.
Romanın temel temaları şunlardır:
- Kimlik ve kimlik kaybı
- Bireyin yalnızlığı ve yabancılaşması
- Bellek, unutma ve hatırlama
- Gerçeklik ile düş arasındaki geçişkenlik
- Birey-toplum ilişkisi
- Mitolojik ve masalsı zaman algısı
Anlatım ve Üslup
Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş’ın kendine özgü ve katmanlı bir anlatı diliyle kaleme alınmıştır. Metin; zaman, mekân ve olay örgüsü açısından doğrusal olmayan bir yapıya sahiptir. Gerçek ile kurmaca, bilinç ile bilinçdışı arasında sürekli geçişler bulunur. Anlatı; bilinç akışı, iç monolog, zaman atlamaları ve çoklu bakış açıları gibi tekniklerle biçimlendirilmiştir.
Romanın dili yer yer halk söylemine yaklaşırken, yer yer felsefi yoğunluğu olan bir anlatı düzeyine ulaşır. Yapısal olarak postmodern anlatı tekniklerinden yararlanır.
Karakterler
- Berber: Şehirde yaşayan ve anlatıcı konumunda yer alan karakterdir. Kaybolan kişileri hatırlama ve anlamlandırma çabası içindedir.
- Muhtar ve Köylüler: Köydeki sıradan bireyler olarak görünseler de, anlatıdaki alegorik yapının taşıyıcılarıdır.
- Kaybolan Genç (Cemil): Varlık ile yokluk arasındaki sınırı temsil eden, anlatı içindeki dönüşümün merkezindeki karakterdir.
- Diğer Karakterler: Anlatının parçalı yapısına uygun olarak, kimlikleri tam tanımlanamayan, işlevsel figürlerdir.
Düşünsel ve Felsefi Bağlam
Roman, bireysel kimlik kadar toplumsal hafıza ve kolektif bilinçdışının da ele alındığı bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda, varoluşsal sorgulamalara, bilinç ile gerçeklik arasındaki ilişkiye ve zamanın algılanış biçimlerine yönelir. Eserde, Jean-Paul Sartre’ın birey merkezli sorgulamaları, Franz Kafka’nın bürokratik yapılarla ilişkili karanlık dünyası ve Jorge Luis Borges’in gerçeklik-düş kurgusu gibi modern düşünce eksenleriyle tematik kesişmeler bulunabilir.
Ayrıca kırsal-şehir ayrımı üzerinden, Türkiye’deki toplumsal değişim ve kırılmalar da dolaylı biçimde metne yansımaktadır.
Edebi ve Kültürel Bağlam
Gölgesizler, Türk edebiyatında özellikle 1990’lı yıllardan itibaren öne çıkan anlatı biçimlerinden biri olan postmodern kurguya örnek teşkil eden metinlerden biridir. Kurmaca ile gerçeklik arasındaki sınırların belirsizleştiği bu yapı, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çözülme ve dönüşüm süreçlerine odaklanır.
2009 yılında roman, Ümit Ünal tarafından aynı adla sinemaya uyarlanmıştır.


