İsmet Özel, Türk şiirinin hem düşünsel hem biçimsel sınırlarını zorlayan, çok katmanlı ve dönüşüm geçiren poetik yapısıyla 20. yüzyılın en etkileyici şairlerinden biri olarak kabul edilir. Şiir anlayışı; bireysel, toplumsal, metafizik ve siyasal boyutları iç içe geçmiş, farklı ideolojik duraklardan geçerek kendine özgü bir poetika oluşturmuştur. Özel’in şiiri, yalnızca estetik bir yaratım değil, aynı zamanda bir kimlik arayışı, bir varoluş mücadelesi ve fikirsel bir duruşun ifadesidir.
İsmet Özel (Kanal 7 Arşiv)
Toplumcu Şiir Anlayışı ve Sosyalist Dönem
İsmet Özel’in şiire yöneldiği ilk yıllar, bireysel duyarlılıkların hâkim olduğu, İkinci Yeni şiirinden izler taşıyan bir dönemdir. Ancak 1960’lı yılların ortalarında yöneldiği toplumcu gerçekçi anlayış, onun şiirinde belirleyici bir kırılma noktası oluşturur. Özellikle 1969’da yayımlanan Evet, İsyan adlı kitabıyla birlikte Marksist düşünceyi merkezine alan bir şiir anlayışı geliştirmiştir. Bu dönemde şiir, Özel için bir sınıf mücadelesi aracına, ideolojik bir karşı duruşa ve devrimci bir seslenişe dönüşmüştür. Nazım Hikmet etkisi taşımasına rağmen Özel, bu etkiyi birebir taklit etmemiş; aksine, kendi çağının gerçekliklerine uygun özgün bir söylem geliştirmiştir.
İslami Dönüşüm
1974 yılında yayımlanan Amentü şiiri, İsmet Özel’in hem düşünsel hem poetik anlamda geçirdiği en radikal dönüşümün simgesi olmuştur. Sosyalist kimliğini sorgulayan Özel, bu şiiriyle birlikte İslamî düşünceye yönelmiş, şiirini ontolojik ve metafizik bir zemine taşımıştır. Bu yeni dönemde şiir, artık sınıfsal mücadeleden ziyade insanın hakikat arayışına ve iman meselesine dair bir sorgulama alanına dönüşür. Sezai Karakoç’un “Diriliş” anlayışı ve Necip Fazıl’ın metafizik söylemi, bu süreçte Özel’in şiirinde etkili olmuş; ancak o, bu etkileri kendi düşünsel süzgecinden geçirerek özgünleştirmiştir.
Sor Gücün Sormaya Yetiyorsa Var Mıymış Gönlümü Bin Parçaya Böldüğünün Bir Sebebi (Rıhtıma Varmayan Ceset)
Milliyetçilik ve Medeniyet Eleştirisi
1990’lardan itibaren Özel’in şiir anlayışı, millî-muhafazakâr bir kimliğe bürünmüş; şiiri medeniyet tasavvuru, kimlik inşası ve kültürel bağımsızlık gibi kavramlarla yoğrulmaya başlamıştır. Bu süreçte İstiklâl Marşı üzerine yoğunlaşması ve 2007’de İstiklâl Marşı Derneği’ni kurması, onun poetikasındaki milliyetçi çizginin kurumsallaşmasını göstermektedir. Ona göre şiir, artık bir milletin tarihsel sorumluluğunu omuzlayan entelektüel bir kalkışmadır. Etnik temelli milliyetçiliği reddeden Özel, İslami milliyetçiliği ve medeniyet bilincini esas alan bir poetik tutum sergilemiştir.
Biçim, Dil ve Anlatım Özellikleri
İsmet Özel’in şiir dili, dönemsel değişimlere rağmen her daim yoğun anlam katmanlarına sahip olmuştur. İlk dönemlerinde daha yalın, hatta sloganvari bir üslup benimseyen şair; sonraki dönemlerde bu dili felsefi, sembolik ve çok katmanlı hale getirmiştir. Serbest nazım kalıbını tercih eden Özel, klasik ölçü ve uyak düzeninden uzak durmuş; düzyazıya yaklaşan uzun anlatım cümleleriyle düşünce yoğunluğu taşıyan bir şiir kurmuştur. Şiirlerinde tarihsel göndermeler, dini referanslar, ideolojik kavramlar ve entelektüel tartışmalar iç içe geçmiştir.
Şiirinin Felsefi ve Siyasi Derinliği
Özel’in şiiri, yalnızca edebî bir tür değil; aynı zamanda varlık iddiası taşıyan bir düşünsel metin olarak değerlendirilmelidir. Onun şiirinde bireyin yalnızlığı, toplumun kimlik arayışı, Batı karşısındaki duruş, Türkiye’nin kültürel ve siyasi istikameti gibi derin meseleler işlenmiştir. Şiir, bu yönüyle salt bireysel bir anlatım değil, kolektif bir bilinç oluşturma aracıdır. Ne sol düşünceye ne de İslamcılığa mutlak bağlılıkla yaklaşan Özel, bu iki damarı da şiirinde dönüştürmüş ve bağımsız bir entelektüel duruş inşa etmiştir.