İzmir (Smyrna) Agorası, İzmir'in Namazgâh semtinde yer almaktadır. Agora, Antik Smyrna’nın kent merkezinde konumlanmış olup ticari, siyasi ve sosyal faaliyetlerin gerçekleştiği bir devlet agorası niteliğindedir. Dikdörtgen planlı olan yapı, ortada geniş bir avlu ve çevresinde sütunlu galeriler ile bir bazilikadan oluşmaktadır.

Agora (Fotoğraf: Meryem Şentürk Çoban)
Tarihçesi ve Dönemlere Göre Gelişimi
İzmir Agorası'nın ilk inşası M.Ö. 4. yüzyılın sonunda, Büyük İskender döneminden hemen sonra gerçekleşmiştir. Helenistik Dönem boyunca yapısal değişikliklere uğramış ancak asıl büyük yenilenmeler Roma İmparatorluk Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Özellikle M.S. 2. yüzyıl sonu ve 3. yüzyıl başında bugünkü haliyle şekillenmiş ve en geç M.S. 7. yüzyıla kadar genel yapısını korumuştur.
Roma döneminde büyük ölçüde yenilenen agora, imparator Hadrianus döneminde inşa edilen sütunlu galerileri ve bazilikası ile önemli bir kamusal alan olarak işlevini sürdürmüştür.
Bizans Dönemi'nde Smyrna, önemini büyük ölçüde kaybetmiş olmasına rağmen agora ve çevresi bir süre daha kullanılmaya devam etmiştir. Osmanlı Dönemi’nde ise agoranın üzerine çeşitli yapılar inşa edilmiş ancak modern dönemde gerçekleştirilen kazılar ile bu yapılar büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır.
Mimari Yapılar
Agora, dört ana galeri ve merkezi bir avludan oluşmaktadır. Kazılar sonucunda ortaya çıkarılan temel yapılar şunlardır:
- Bazilika (Kuzey Galeri): Kamu işlemleri ve ticari faaliyetlerin gerçekleştiği bazilika, sütunlu mimarisi ile dikkat çekmektedir. Yapı, Roma döneminde büyük bir yenilemeden geçmiş ve çok katlı bir form kazanmıştır.
- Batı Galeri: Büyük ölçüde kazılmış olan Batı Galeri, agoranın ticari faaliyetlerinin yürütüldüğü bir alan olarak kullanılmıştır.
- Mozaikli Yapı: Batı Portiko’nun batısında, Bouleuterion’un güneyinde yer alan bu yapı, özellikle mozaik taban döşemeleri ile dikkat çekmektedir. Yapının tabanında iki farklı mozaik tabakası bulunmaktadır; ilki M.S. 2. yüzyıl sonu – 3. yüzyıl başına tarihlenirken, ikinci katman ise M.S. 4. yüzyıla aittir.
- Sütunlu Avlu: Agoranın merkezinde yer alan geniş açık alan, sütunlarla çevrili olup sosyal ve ticari buluşmalara ev sahipliği yapmıştır.
Kazılar ve Arkeolojik Bulgular
Agora’daki ilk kazılar 1932 yılında Selahattin Kantar ve Rudolf Naumann tarafından başlatılmış ancak 1941 yılında durdurulmuştur. 1996-1998 yıllarında İzmir Müzesi tarafından kısa süreli kazılar gerçekleştirilmiş ancak sürekli kazı çalışmaları 2002 yılında yeniden başlamıştır. 2007 yılından itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi adına Akın Ersoy başkanlığında kazı çalışmaları yürütülmektedir.
2002-2003 yılları kazılarında toplam 913 adet sikke bulunmuştur. Bu sikkeler arasında Hellenistik Dönem’e (M.Ö. 330-30) ait 13 adet, Roma İmparatorluk Dönemi’ne (M.Ö. 27-M.S. 284) ait 52 adet, Geç Roma İmparatorluk Dönemi’ne (M.S. 284-498) ait 699 adet, Bizans Dönemi’ne (M.S. 491-1453) ait 9 adet, Osmanlı Dönemi’ne (M.S. 1299-1923) ait 27 adet ve Avusturya İmparatorluğu’na (M.S. 1816) ait 1 adet sikke tespit edilmiştir.
Mozaikli Yapı’da yapılan kazılar sırasında iki farklı mozaik tabakası ortaya çıkarılmıştır. Mozaiklerin birinci tabakası M.S. 2.-3. yüzyıllara, ikinci tabakası ise M.S. 4. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Mozaiklerin desenleri arasında geometrik şekiller ve bitkisel süslemeler bulunmaktadır.
Ayrıca, agora alanında Osmanlı ve Avrupa seramikleri bulunmuş, bu buluntular Osmanlı Dönemi’nde agoranın günlük yaşamda nasıl kullanıldığına dair önemli ipuçları sunmuştur. Bulunan seramikler arasında Osmanlı mutfak eşyaları, Avrupa’dan ithal porselenler ve günlük kullanım kapları bulunmaktadır.
Osmanlı Mezar Taşları
İzmir (Smyrna) Agorası'nda yapılan kazılarda, Osmanlı dönemine ait mezar taşları da gün yüzüne çıkarılmıştır. Osmanlı mezar taşları, 18. ve 19. yüzyıllara tarihlendirilmekte olup üzerlerindeki kitabeler ve süslemeler ile dikkat çekmektedir.

Agora'da bulunan bir mezar taşı. (Fotoğraf: Meryem Şentürk Çoban)
Bu mezar taşları arasında Osmanlı hat sanatı ile işlenmiş yazıtlar yer almakta olup bazılarında cami ve kent manzaralı motifler bulunmaktadır. Mermerden yapılan bu mezar taşlarının bir kısmı oldukça iyi korunmuş olup üzerlerindeki yazılar büyük ölçüde okunabilir durumdadır.

Agora'da bulunan hat sanatı ile süslenmiş bir mezar taşı.【1】 (Fotoğraf: Meryem Şentürk Çoban)
Kazılarda ortaya çıkarılan Osmanlı dönemi buluntularının büyük bir kısmı, agoranın Osmanlı döneminde mezarlık alanı olarak da kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca, bazı taşların çevresinde Osmanlı dönemi seramiklerine de rastlanmıştır. Bu da mezar alanlarının gündelik yaşam alanlarına yakın konumlandığını düşündürmektedir.
Smyrna Agorası'ndaki Osmanlı mezar taşları, dönemin estetik ve epigrafik özelliklerini yansıtan önemli arkeolojik buluntular arasında yer almaktadır. Bu taşlar, Osmanlı döneminde İzmir'in sosyal yapısı, kültürel dokusu ve mezar gelenekleri hakkında ipuçları sunmaktadır.
İzmir (Smyrna) Agorası, antik dönemde hem siyasi hem de ekonomik açıdan önemli bir merkez olmuştur. M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilen yapı, özellikle Roma döneminde büyük bir gelişim göstermiş, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise değişen kullanım biçimlerine sahne olmuştur. Günümüzde süren kazı çalışmaları, agoranın tarihine ve mimarisine dair yeni bilgileri ortaya çıkarmaya devam etmektedir.


