İngiliz iktisatçı, matematikçi ve düşünür olan Keynes, modern makroekonominin temellerini atan "Keynesyen İktisat" teorisinin kurucusu olarak tanınır. Kariyeri boyunca hem akademik dünyada hem de politik arenada adından söz ettirmiş; "The General Theory of Employment, Interest and Money" adlı eseriyle ekonomi düşüncesinde yeni bir dönemin başlamasına sebep olmuştur. Bloomsbury Grubu’nun bir üyesi olarak entelektüel çevrelere katkıda bulunmuş, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında İngiltere Hazinesi’nde önemli roller üstlenmiş ve Bretton Woods Konferansı’nda küresel ekonomik düzeni şekillendiren isimlerden biri olmuştur.
Çocukluk ve Gençlik
John Maynard Keynes, 5 Haziran 1883’te İngiltere’nin Cambridge kentinde, entelektüel ve sosyal statüsü yüksek bir ailede dünyaya geldi. Babası John Neville Keynes, Cambridge Üniversitesi’nde iktisat ve mantık profesörüydü; annesi Florence Ada Keynes ise toplumsal reformlara ilgi duyan bir yazar ve Cambridge’in ilk kadın belediye başkanıydı. Keynes’in çocukluğu, Alfred Marshall ve Henry Sidgwick gibi dönemin önde gelen iktisatçı ve filozoflarının sıkça ziyaret ettiği bir evde geçti. Bu entelektüel ortam, onun erken yaşta bilimsel ve sanatsal meraklar geliştirmesine sebep oldu.
Eğitim Hayatı
Keynes, 1897’de 14 yaşındayken İngiltere’nin en prestijli okullarından Eton Koleji’ne bursla kabul edildi. Matematik, klasik edebiyat ve tarih alanlarında üstün başarı gösterdi; 1899 ve 1900 yıllarında matematik ödülleri kazandı. 1902’de Cambridge Üniversitesi’ne bağlı King’s College’a matematik okumak üzere girdi ve 1905’te buradan mezun oldu. Ardından, Alfred Marshall ve Arthur Pigou gibi iktisatçıların etkisiyle iktisada yöneldi. Resmi öğrenci olmadan bir yıl boyunca Marshall ve Pigou’dan dersler alarak iktisat bilgisini derinleştirdi. Ayrıca Cambridge Havarileri (Apostles) ve Bloomsbury Grubu gibi entelektüel topluluklara katılarak estetik, etik ve politik konularda ufku genişletmeye çalıştı.
Kariyer Süreci
Keynes, 1906’da Hindistan Ofisi’nde memur olarak iş hayatına adım attı ancak 1908’de istifa ederek Cambridge’e döndü ve akademisyenliğe başladı. 1915’te Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Ulusal Hazinesi’nde göreve başladı; 1919’da Versay Barış Konferansı’nda İngiltere'nin baş delegesi David Lloyd George’un ekibinde mali danışman olarak yer aldı fakat Almanya'ya uygulanması planlanan savaş tazminatlarının sertliğine karşı çıkarak istifa etti. Aynı yıl yayımladığı The Economic Consequences of the Peace ile dünya çapında ün kazandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında tekrar Hazine’de görev aldı ve 1944’te Bretton Woods Konferansı’nda İngiltere’yi temsil etti. Akademik kariyerine ek olarak, King’s College’ın mali danışmanlığını yaparak servetini artırdı ve Economic Journal’ın 1912-1944 arası editörlüğünü üstlendi.
Keynes, 1942’de “Tilton Baronu” unvanıyla Lordlar Kamarası’na seçildi ve İngiliz Akademisi’ne üye oldu. Bretton Woods’ta Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın kurulmasında etkili oldu. 1919’da yayımladığı kitabı, eleştirmenlerin geneli tarafından savaş sonrası politikaları eleştiren bir başyapıt olarak kabul edildi ve onun uluslararası bir otorite haline gelmesini sağladı.
Öne Çıkan Çalışmaları ve Katkıları
Keynes, klasik iktisadın “piyasa kendi kendine dengeye ulaşır” varsayımını reddederek, ekonomideki istikrarsızlığın efektif talep yetersizliğinden kaynaklandığını savundu. The General Theory ile tam istihdamı sağlamak için devlet müdahalesini önerdi ve makroekonomiye “çoğaltan mekanizması” gibi kavramlar kazandırdı. Büyük Buhran ve savaş sonrası dönemde hükümetlerin maliye politikalarını şekillendiren fikirleri, 20. yüzyıl ekonomisine dair görüşleri kökünden değiştirdi.
Keynes’in önemli eserleri arasında Indian Currency and Finance (1913), The Economic Consequences of the Peace (1919), A Treatise on Probability (1921), A Tract on Monetary Reform (1923), A Treatise on Money (1930) ve The General Theory of Employment, Interest and Money (1936) yer alır. Ayrıca Bretton Woods’ta sunduğu “Keynes Planı”, küresel finans sisteminin temel taşlarından biri oldu.
Özel Hayatı
Keynes, sanata, matematiğe ve edebiyata büyük ilgi duydu. Bloomsbury Grubu’yla sanatsal çevrelerde aktifti; tiyatro işletmeciliği yaptı ve modern sanat eserleri koleksiyonu topladı. Ayrıca Newton’un el yazmalarından oluşan eşi zor bulunur bir koleksiyona sahipti.
1925’te Rus balerin Lydia Lopokova ile evlenmiş ancak çiftin çocukları olmamıştır. Keynes, hem entelektüel çevresi hem de kişisel ilişkileriyle tanınmış olup Virginia Woolf ve Bertrand Russell gibi isimlerle yakın dostluklar kurmuştur.
Son Yılları ve Vefatı
Keynes, İkinci Dünya Savaşı sırasında yoğun bir şekilde çalıştı; 1945’te İngiltere’nin ABD’den yardım alması için müzakerelere katıldı. Ancak bu dönemde sağlığı bozuldu; 1937’de geçirdiği kalp krizinden sonra temposunu düşürmesi önerilse de çalışmalarına devam etti. 21 Nisan 1946’da Sussex’teki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu 62 yaşında hayata veda etti.
Mirası ve Etkisi
Keynes’in fikirleri, ölümünden sonra da etkili oldu; 1980’lere kadar birçok hükümet Keynesyen politikaları benimsedi. 2008 küresel krizinde yeniden hatırlanan görüşleri, ekonomiye müdahale gerekliliğini bir kez daha gösterdi. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar onun mirasını politikalarında yaşatmaya devam etmektedir.
Keynes, Paul Samuelson, John Hicks gibi iktisatçılara ilham vermiş; fikirleri modern makroekonomiyi şekillendirmiştir. The Times, onu Adam Smith’e eşdeğer bir figür olarak nitelendirmiştir.



