logologo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
viki star outline
ChatGPT Image 28 Mar 2025 11_28_55.png
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Diğer İsmi
Self-fulfilling Prophecy
İlk Kullanım
1948(Robert K. Merton)
Alanlar
SosyolojiPsikolojiFelsefe

Kendini gerçekleştiren kehanet, bireylerin ya da toplumların belirli bir olayın gerçekleşeceğine dair beklentilerinin, bu beklentilere uygun davranışlar sergilemeleri sonucunda, söz konusu olayın gerçekten meydana gelmesine neden olan psikososyal bir olgudur. Kavram, ilk olarak 20. yüzyılın ortalarında Amerikalı sosyolog Robert K. Merton tarafından ortaya atılmıştır. Merton, bir kişinin ya da grubun beklentilerinin, davranışlarını farkında olmadan nasıl değiştirdiğini ve sonuçta bu beklentilerin gerçeklik halini aldığını açıklamıştır.


Kendini gerçekleştiren kehanet, günlük yaşamdan akademik çalışmalara, ekonomik sistemlerden eğitim süreçlerine kadar pek çok alanda kendini gösterir. Örneğin, bir öğrencinin başarısız olacağına dair bir inanç, onun çalışma motivasyonunu düşürebilir ve gerçekten başarısız olmasına yol açabilir.


Kendini gerçekleştiren kehanet döngüsü - Yapay zeka ile oluşturulmuştur.


Benzer şekilde, bir ekonomide yaşanacağı düşünülen kriz beklentisi, bireylerin ve şirketlerin yatırım yapmaktan kaçınmasına neden olarak gerçekten bir ekonomik durgunluğa sebep olabilir.


Bu kavram sadece modern bilimlerde değil, aynı zamanda tarih boyunca farklı düşünce sistemlerinde de ele alınmıştır. Antik Yunan’dan Roma’ya uzanan Stoacılık felsefesinde, olayların belirli bir düzen içinde ve kaçınılmaz bir şekilde gerçekleşeceği fikri ön plandadır. Stoacılara göre, insanların inançları ve tutumları, evrensel bir düzenin parçası olarak olayların akışını etkileyebilir. Bu bakış açısı, çağdaş bilimsel yaklaşımlarla doğrudan örtüşmese de, insan düşüncesinin ve beklentilerinin olayların gidişatını nasıl şekillendirdiğine dair erken bir anlayış sunmaktadır.

Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Temel İlkeleri

1. Öndeyi ve Kehanet İlkeleri

• Kehanet, öndeyide bulunmaya olanak sağlayan bir bilim dalı olarak görülmüştür.

• Stoacılara göre kehanet, tıp veya kaptanlık gibi belirli ilkeleri olan bir sanattır.

• Sextus’a göre kehanet, bazen gözlem ve yoruma dayanan bir bilim (epistēmē), bazen de kesin sonuçlara dayanan bir sanat (tekhnē) olarak tanımlanır .


2. Tanrı, Kader ve Doğa Bağlamında Temellendirme

• Stoacılar kehaneti üç temel kaynaktan hareketle açıklar:

1. Tanrı (kehanet, tanrılar tarafından insana verilen işaretleri anlama gücüdür).

2. Kader (kehanet, nedenler zinciri ve evrensel düzenin bir parçasıdır).

3. Doğa (doğal fenomenlerden tümevarımsal sonuçlar çıkarılır) .


3. Sempati ve Evrensel Düzen

• Kehanet, evrensel düzenin işleyişi içinde bir yer tutar.

• Stoacı düşüncede doğadaki her şey arasında bir sempati (uyum) olduğu düşünülür.

• Kehanet, bu sempatik ilişkiler üzerinden bir olayın olasılığını öngörmeye çalışır .


4. Bilimsellik ve Yöntem Sorunu

• Stoacılar kehanetin bilimsel bir temele dayandığını savunmuşlardır.

• Ancak, Aristoteles’in terminolojisiyle ifade edildiğinde, kehanetin ilkeleri kesin değildir, daha çok varsayım ve çıkarımlara dayanır.

• Kehanetin doğrulanabilirliği ve yanlışlanabilirliği konusunda modern bilimsel ölçütlerle çeliştiği belirtilmektedir .


5. Determinist ve Şansa Dayalı Yaklaşım

• Stoacılar için kehanet, belirli neden-sonuç ilişkilerine dayalıdır.

• Bununla birlikte, bazı Stoacılar kehanetin tamamen kadere bağlı olmaması gerektiğini savunmuş ve “şansa dayalı temellendirme” yapmıştır.

• Eğer kehanet tamamen kaderle ilgili görülürse, ona göre hareket etmenin bir anlamı kalmayacaktır.


Bu ilkeler, kendini gerçekleştiren kehanetin Stoacı felsefe içinde nasıl şekillendiğini ve nasıl bir bilim dalı olarak değerlendirildiğini ortaya koyması bakımından değerlidir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Tarihsel Kökeni

Kendini gerçekleştiren kehanetin kökenleri, antik felsefi düşünceye kadar uzanmaktadır. Stoacılar, kehaneti evrensel düzenin işleyişini anlamaya yönelik metodolojik bir etkinlik olarak değerlendirmişlerdir. Stoacılara göre kehanet, belirli ilkeleri ve temellendirmeleri olan bir “bilim” olarak ele alınmıştır. Aynı zamanda kehanet, kader, tanrı ve doğa yasalarıyla ilişkilendirilmiştir .

Determinist Temellendirme: Şans-Kader-Kehanet

Stoacılar kehaneti, neden-sonuç ilişkisine dayandırarak determinist bir çerçevede açıklamışlardır. Onlara göre evrende meydana gelen her olayın belirli bir nedeni vardır ve bu nedenler zinciri kader olarak adlandırılır. Stoacı fizik anlayışında kehanet, nedenler arasındaki bu sıkı bağıntı sayesinde mümkün hale gelir. Bununla birlikte, kehanetin determinist temellendirmesi, bazı filozoflar tarafından eleştirilmiştir. Örneğin Cicero, eğer kehanet yalnızca kaderin bir sonucu olarak görülürse, insanların kehanetlere göre hareket etmelerinin bir anlamı kalmayacağını savunmuştur.

Şansa Dayalı Kehanet Yaklaşımı

Quintus, kehaneti “şansa dayalı olarak meydana geldiği düşünülen olayların önceden görülmesi ve söylenmesi” olarak tanımlayarak kaderle olan bağını gevşetmeye çalışmıştır. Cicero ise şansın bilgeliği ve yeteneği ortadan kaldırdığını savunarak bu görüşe karşı çıkmıştır. Ona göre, eğer kehanet bir bilim veya sanat olacaksa, nedenlerle bağlantısının olması gerekir.

Bilim ve Kehanet Arasındaki Ayrım

Kendini gerçekleştiren kehanet kavramının kökeninde, kehanetin bilimsel olup olmadığına dair tartışmalar da önemli bir yer tutar. Cicero, kehanetin bilimsel bir temeli olmadığını, çünkü kehanetlerin gerçekleşme oranının düşük olduğunu ve rastlantıya dayalı bir bilgi türü sunduğunu öne sürmüştür. Bilimin, olayların nedenlerini açıklamakla yükümlü olduğunu savunan Cicero, kehaneti bilimden ayırarak onun ancak bir inanç veya sanat olarak görülebileceğini belirtmiştir.


Bu tarihsel arka plan, kendini gerçekleştiren kehanetin günümüzde psikoloji ve sosyoloji alanlarında nasıl ele alındığını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Kavramın modern anlamıyla gelişimi, 20. yüzyılda özellikle Robert K. Merton’un sosyolojik çalışmalarıyla şekillenmiştir. Ancak Stoacılar ve diğer antik filozoflar tarafından yapılan kehanet temellendirmeleri, bu kavramın tarihsel evrimini anlamak açısından oldukça önemli bir yer tutumuştur.

Kaynakça

Cicero. De Divinatione. Translated by W. A. Falconer. Loeb Classical Library. Cambridge, MA: Harvard University Press, 1923.


Merton, Robert K. Social Theory and Social Structure. New York: Free Press, 1949.


Sextus Empiricus. Against the Professors. Translated by R. G. Bury. Loeb Classical Library. Cambridge, MA: Harvard University Press, 1935.


Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarŞule Bozkurt27 Mart 2025 22:27
Katkı Sağlayanlar
Katkı Sağlayanları Gör
Katkı Sağlayanları Gör
KÜRE'ye Sor